kamu düzenine ve hukuka aykırı olduğunu; yargılamaya davetin, müvekkilinin yeterli hazırlıkları yapıp yargılamaya katılabileceği şekilde yapılmadığını; müvekkilinin sözleşmedeki yükümlülüğünü mücbir sebep nedeniyle yerine getiremediğini; tenfiz talepli işbu davanın kamu düzenine aykırı olması ve savunma hakkının ihlal edilmiş olması sebebiyle reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca, tenfiz talebi tanımayı da kapsar. Ancak tenfizi istenen Mahkeme kararında, dava sürecinde soybağı reddedilen kişiler arasında DNA araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, tenfizi ve tanınması istenen mahkeme kararının, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğu”gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 5718 Sayılı yasanın 50 inci maddesinde, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşen ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlanmış, tanımayı düzenleyen 58 inci maddesinde ise, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğu; tenfiz şartlarını düzenleyen 54/1-c maddesinde de, yetkili mahkemenin tenfiz kararı vermesinin hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasına bağlı olduğu, hükme bağlanmıştır....
Davacı, erişmek istediği amaca, daha basit bir yolla ve aynı güvenle kavuşabilecek ise dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilir. Nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra olunabilmesi, Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (5718s. MÖHUK md.50/1) Tenfiz kararı ise, şartlarının varlığı halinde verilebilir. (5718 s. MÖHUK. md.54) Nafaka yükümlüsünün yurtdışında olması halinde, nafakanın tahsili için tenfiz kararı almış olmak da yetmez, tenfiz kararının yanında buna mahsus tahsil prosedürünün (Nafaka Alacaklarının Yabancı Memleketlerde Tahsiline İlişkin Sözleşme) işletilmesi de gerekir. Dolayısıyla, davacının, “tenfiz davası açma” olanağına sahip olması, burada açılacak nafaka davasının sağlayacağı yararı, aynı güvenle ve daha basit bir yolla sağlamaya elverişli değildir. O halde, davacının tenfiz yolunu kullanmayıp ayrı nafaka davası açmasında dürüstlük kuralına aykırı davrandığından söz edilemez....
Yabancı mahkeme boşanma kararının kesinleşmesi tarihinin eşlerin boşanma tarihi ve evlilik birliğinin sona erdiği tarih olarak hüküm ifade etmesi, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi şartına bağlıdır. Böyle olması, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten değil, tenfiz-tanıma kararının kesinleştiği tarihten itibaren eşler arasında mal rejimi tasfiyesi davasının zamanaşımının başlayacağı sonucunu doğurmaz. Yabancı mahkeme boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde böyle bir davanın açılması gerekir. Kesinleşen boşanma kararının hüküm doğurması, tanıma-tenfiz ön şartına bağlı olduğundan tenfiz-tanımaya karar verilip kesinleşmesi hâlinde boşanma ve mal rejiminin tasfiye edilebilirliği bu dava tarihinden daha önce gerçekleşmiş olacağından belirtilen sürede açılan mal rejimine ilişkin alacak davasının erken açıldığı gerekçesiyle reddi usul ve yasaya uygun olmayacaktır....
Oysa tenfiz davaları; tanıma davalarının sağladığı etkilerin yanı sıra icra kabiliyetine de yol açar. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'da kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre somut olaya gelindiğinde; Dosya kapsamına göre; tenfizi istenen kararın fikri ve sınai haklara ilişkin olması nedeniyle ihtisas mahkemesi olan ilk derece mahkemesinin davaya bakma hususunda görevli bulunduğu açıktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2015/3651-K. 2015/10305,T. 12.10.2015)....
Buna göre, “kesinleşmiş” ve “icra kabiliyeti kazanmış” veya “taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartları, New York Sözleşmesi'ne paralel olarak düzenlenmiştir.Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması ve hakem kararının kamu düzenine aykırı olması, mahkemece re'sen dikkate alınması gereken tenfiz engellerindendir....
Davacı eldeki dava ile İngiltere Yüksek Adalet mahkemesinin Queen's Bench Dairesine ait 26.07.2005 tarihli kararın tanıma ve tenfizini talep etmiş, davalı ise kararın gıyabında verildiğini, usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yabancı mahkeme ilamının gerekçesiz oluşu, usulüne uygun davet olmaması, kesinleşme şerhi taşımaması, bu haliyle kamu düzenine aykırı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır.Tanıma ve tenfiz talebine konu yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hâkimin takdirine bırakılmıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usül Hukuku Hakkında Kanun'un 50.maddesinde "Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." Tenfiz şartlarını düzenleyen 54.madde de, "......
Maddesinden anlaşılacağı üzere kesinleşme belgesinin varlığı bir dava şartı olduğunu ve davanın bu dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiğini, ayrıca davacının dava dilekçesi ve eklerinden anlaşılacağı üzere söz konusu yabancı mahkeme kararının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, yabancı mahkeme kararının------ aykırı olup olmadığının görevli tenfiz mahkemesi tarafından resen incelenmesi gerektiğini, belirtmiş olup, mahkemeden öncelikle davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesini ve davacının haksız ve hukuka aykırı tenfiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Mahkememizce --- tarihli kararı ile; "...5718 sayılı Milletler Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında kanunun 51/1 maddesine göre; tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir."6102 sayılı TTK'nun 5. Maddesinde yapılan 6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK'nun 5....
Bu bakımdan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünce dosyaya gönderilen 22.12.2009 tarihli cevap; kararın verildiği Eyalet itibarıyla, Türkiye'de tenfiz edilecek kararın türü ve hukuki niteliği bakımından yasal bir engelin bulunup bulunmadığını ve fiili uygulamanın ne yönde olduğunu gösterir mahiyette değildir. Öyleyse Amerike Birleşik Devletlerindeki yasal düzenlemeye göre ilamın verildiği North Carolina (Kuzey Karolina) Eyeletinde, yabancı ilamların tenfizi mümkün kılan bir kanun hükmü veya fiili uygulamanın bulunup buhmadığının, ilamların türü ve hukuki niteliği bakımından bir engel olup olmadığının ayrıntılı olarak sorulup tespiti ve hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken açıklanan yönler gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....