Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince; "kısıtlama kararının tanınmasına ilişkin davaya Türk mahkemelerinde bakılabileceği, HMK 382/b-19.maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, aynı Kanunun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğunun belirlendiği, davada ise vesayet mahkemesi olarak görevli Almanya yerel mahkemesinin 07/03/2016 tarih ve VG6/2015 dosya numarasında verilen kararın tanınması ve tenfizi istenildiğinden görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemelerinin görevsizliğine" dair karar verilmiştir. Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesince; "davacı Kircheim Vesayet Mahkemesi tarafından verilen vasi tayinine ilişkin kararın tanınması ve tenfizi isteminde bulunduğunu, her ne kadar Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi HMK 382/b-19 maddesince vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, aynı kanunun 383....

maddi haklarının ödenmesi ve özlük haklarının tanınması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığında kuşkuya yer olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

    şart yönünden dava konusu iflas kararının tanınması ve tenfizi isteminin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez. Mevcut yasal düzenleme karşısında yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.10.2019 tarihli ve 2017/18(8)-1924 Esas, 2019/1060 Karar) Dava şartlarını düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/ 1(c) bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir....

      Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının Türkiye'de tanınması yönündeki ... 11. Aile Mahkemesinin 2010/464 Esas sayılı kararının 06.11.2013 tarihinde kesinleştiği, tanıma davası 17.04.2010 tarihinde açılmış olup mal rejimine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması talepli davadan hem dava hem karar tarihi bakımından önce olduğu, mal rejimine ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması talebinin dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararındaki şerhin kesinleşmeye ilişkin olduğu kabul edilerek davanın kabulüyle, ... ... İlçe Mahkemesinin 30/03/2011 tarihli ve 09 D 01587 Sayılı ilamının tanınmasına karar verilmiştir....

        Bu durumda asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişkide göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır. 8) Yargıtay, asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olarak düzenlendiği dönemde verdiği kararlarda yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde iş bölümü itirazında bulunabileceğini kabul etmekteydi. (Yargıtay 19....

          Kanımca, aile konutu ölen eşin tümüne tek başına sahip olduğu çok daireli, kat mülkiyetine çevrilmemiş bir bina ise; binanın kat mülkiyeti kurulmasına elverişli olması koşuluyla, kat mülkiyeti kurulması suretiyle paylaşmanın yapılması ve aile konutuna isabet eden bağımsız bölümün üzerinde sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgüleme mümkün olmalıdır. Kat mülkiyeti kurulmaya elverişlilik yoksa, mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgüleme talebinin reddi gerekecektir. Mahkemece, davaya konu çoklu daireli bina için, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılmadan, kat mülkiyeti kurulmuş gibi HMK'nun 297/2. fıkrasına aykırı infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiş; dava kabul edilerek taşınmaz üzerindeki binanın ikinci katının ½ payı üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmak suretiyle tapuya tescil kararı verilmiştir. Karar bu nedenle eksik inceleme ve araştırma yönünden bozulmalıdır....

            TMK'nun 240. maddesine dayalı aile konutu üzerinde sağ kalan eşe katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebine ilişkin görevli olduğu, TMK'nun 652. maddesine dayalı aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebine ilişkin görevli olmadığı, bu davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması olarak nitelendirilerek görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma yapılmamıştır....

            Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, yabancı ülkeden alınan vesayet kararının Türkiye’de tanınması istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde vesayet makamının Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu ve HUMK’nun 8. maddesinde bu ve diğer yasaların Sulh Mahkemesini görevlendirdiği işlerin Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hususunda yasal düzenleme yer aldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 35. maddesi uyarınca yabancı mahkeme kararlarının tenfizi için görevli mahkemenin münhasıran Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda yabancı ülkeden alınmış olan vesayet kararının Türkiye’de tanınması istenmektedir....

              Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının vasi tayini yanında, yurtdışında verilen vasilik kararının tanınması yönünde talebinin bulunması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yabancı mahkemece verilen vasi kararının tanınmasının olanaklı olmaması ve dava dilekçesinde yalnızca vasi tayini isteminin bulunması gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamındaki, dava dilekçesi içeriğinden davacının yalnızca kısıtlı adayına vasi tayin edilmesini istediği, yurt dışında verilmiş olan vasilik kararının delil mahiyetinde ibraz edildiği ve vesayet işleri kamu düzenini ilgilendirdiğinden bir Türk vatandaşı hakkında verilen yabancı vesayet kararının Türkiye’de tanınması veya tenfizi olanaklı olmadığından uyuşmazlığın Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Konya 3....

                UYAP Entegrasyonu