Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilerek; mahkemece Kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m. 295, 296), işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerinin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 21.04.2015 (Salı) KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 295. maddesinde, evlilik dışı doğan çocuğu tanıma yetkisi bizzat babaya verilmiştir. Geçerli bir tanımanın varlığı için, babadan sadır olmuş bir tanımanın vaki olması gerekir....
Toplanan delillerden Hasan Mehmetoğlu’nun ilk eşi Maria’dan 10.6.1974’te boşandıktan sonra 6.1.1978’de kendisi ile evlendiği anlaşılmaktadır.Davacının bu tanıma davasına açmada hukuki yararı olduğu tartışmasızdır.Nitekim davalı ...’de tanımaya karşı çıkmamıştır. Davanın tarafları tanıma ve tenfizi isteyebileceği gibi bunların külli haleflerinin de dava açmalarına hukuki bir engel bulunmamaktadır. Ölen eşin (Hasan Mehmetoğlu’nun) bu hakkı (tanıma isteme hakkı) tereke içerisinde davacıya da intikal etmiştir. Boşanma gerçekten şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Ancak şahsa bağlı olan hak boşanma isteğidir.Bu istek ilk eş Maria tarafından kullanılmış, boşanmaya hükmedilmiş ve kesinleşmiştir. Tenfiz (tanıma) davası; ilk davadan bağımsız olup ilk dava sonucu tesbit edilen (hakkın yerine getirilmesini amaçlamaktadır....
O nedenle tanıma davası sonucunda verilecek hüküm, boşanma davasının neticesini etkileyecektir. Öyleyse tanıma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması ve neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerekir. Temyize konu kararın boşanma davasının reddine ilişkin olması, tanıma davasının bekletici mesele yapılmasını gereksiz kılmaz. Aksi durumda, biri yabancı mahkemece verilmiş ve tanıma kararı ile "kesin hüküm" vasfının kazanmış olan bir boşanma kararı, diğeri de bundan sonra açılmış olan boşanma davasının reddine ilişkin karar olmak üzere, aynı taraflar arasında aynı konuda iki farklı kararın ortaya çıkmasına yol açar. Bu da kamu düzenini bozar. O nedenle tanıma davasının sonucu beklenmelidir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama görüşüne iştirak etmiyorum....
Davacı koca tarafından açılan Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/415 esas – 2006/692 karar sayılı tanıma davasının 27.12.2006 tarihinde, kadının açmış bulunduğu aynı mahkemenin 2006/394 esas sayılı boşanma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, boşanma davasının 08.11.2007 tarihli celsesinde ise, tanıma dosyasının boşanma dosyasından tefrikine, ayrı bir esasa kayıt yapılmasına karar verilmiştir. Dosya içerisinde tanıma dosyasının ve boşanma dosyasının fotokopisi bulunmaktadır. Gerek tanıma dosyasının, gerekse boşanma dosyasının aslının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 08.07.2009 çar....
Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir. (TMK m.282/2). Davacı ile davaya konu nüfusa kayıtlı olmayan küçük (Hibe) arasında açıklanan şekillerde bir soybağı ilişkisinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Tanıma, babanın aile mahkemesine yazılı başvurusu ile de yapılabilir (TMK m.295/1). Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik dava dilekçesindeki bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilmelidir. Türk Medeni Kanununu'nun 296/1. maddesinde mahkemeye yapılan tanıma beyanının babanın ve çocuğun kayıtlı olduğu nüfus memurluğuna bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. O halde mahkemece kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m.295,296), yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Bu davada MÖHUK 54. ve devamı maddeleri gereğince tanıma ve tenfiz şartların oluşup oluşmadığı incelenmekte olup tanıma ve tenfizi istenen kararın münhasıran velâyet düzenlemesine yönelik olmasının bir önemi bulunmamaktadır. MÖHUK’da tanıma ve tenfize ilişkin davalarda temyiz edilemezlik durumuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte; MÖHUK 57/2. maddesinde tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizinin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. HMK’ da tanıma tenfiz davalarının temyiz edilemeyeceğine dair düzenleme de bulunmamaktadır. A.İ.H.S.nin 6. maddesi ve Anayasa’nın 36. maddesi gereğince adil yargılanma hakkının genel unsurlarından biri de adalete erişim hakkıdır. Yasal düzenlemelerde açıkça yasa yolunun kapalı olduğuna dair bir düzenleme bulunmaması halinde adalete erişim hakkı gereğince yasa yolunun açık olduğunun kabulü gerektiğinden davalının temyiz talebinin incelenmesi gerektiği kanaatindeyim....
GEREKÇE : Dava, tanıma beyanının tespiti talebine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. TMK'nın 295. maddesine göre;“Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” Tanıma, evlilik dışı çocuğun babasının kanunda öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapıldığında çocuk ile babası arasında soybağının kurulmasını sağlayan tek taraflı irade beyanını ifade eder. Tanıma beyanı, bu yönüyle yenilik doğuran işlem niteliği taşır....
O halde tanıma ve tenfiz davalarında; Tanıma davası, yabancı bir mahkemeden bir hukuk davasına ilişkin olarak verilen ve verildiği mahkemenin tabi olduğu hukuk sistemi uyarınca kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının Türkiye'de de "kesin delil" ve "kesin hüküm" teşkil etmesini sağlamaya yönelik davalardır. Tenfiz davası ise; icra kabiliyetine sahip olan mahkeme kararlarının Türkiye'de de icra edilebilirliğini sağlamaya yönelik davalardır. Diğer bir deyişle tanıma davaları; yalnızca "kesin delil" ve "kesin hüküm" niteliği kazandıran davalar olup icra kabiliyeti kazandırma gücüne sahip değildir. Oysa tenfiz davaları; tanıma davalarının sağladığı etkilerin yanı sıra icra kabiliyetine de yol açar. Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....
Ve devamı maddelerinde sınırlı olarakk belirtilen soybağının reddi (TMK 285,286 ve devamı),babalık davası, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davada,davacı ...'ün nikahsız eşinden doğan ve hanesine yazılmayan çocuğun mevcut nüfusuna yazılmasına (Tanıma )ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Kula Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kula Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Olağan Mahkemesi tarafından verilen 19/11/2007 tarih ve 459/07 karar no'lu kararın tanınması ve tenfizi isteminde bulunmuştur.Davalı, aylık 1.100,00 TL emekli maaşı aldığını, belirtilen parayı ödeme gücünün olmadığını, mahkemenin tanıma ve tenfiz kararını kabul etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinin söz konusu olmadığı, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmadığı tespit edilmek suretiyle davanın kabulü ile;... Olağan Mahkemesi’nin 19 Kasım 2007 tarihinde verilen ve 04/03/2008 tarihinde kesinleşen 45907 numaralı kararının tanıma ve tenfizine karar verilmiştir.Dosya kapsamı itibariyle; dava, kişisel hakları da ihtiva eden yabancı ceza mahkemesi kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir.İncelenen ......