şart yönünden dava konusu iflas kararının tanınması ve tenfizi isteminin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez. Mevcut yasal düzenleme karşısında yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.10.2019 tarihli ve 2017/18(8)-1924 Esas, 2019/1060 Karar) Dava şartlarını düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/ 1(c) bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir....
Bu durumda asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişkide göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır. 8) Yargıtay, asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olarak düzenlendiği dönemde verdiği kararlarda yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde iş bölümü itirazında bulunabileceğini kabul etmekteydi. (Yargıtay 19....
Kanımca, aile konutu ölen eşin tümüne tek başına sahip olduğu çok daireli, kat mülkiyetine çevrilmemiş bir bina ise; binanın kat mülkiyeti kurulmasına elverişli olması koşuluyla, kat mülkiyeti kurulması suretiyle paylaşmanın yapılması ve aile konutuna isabet eden bağımsız bölümün üzerinde sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgüleme mümkün olmalıdır. Kat mülkiyeti kurulmaya elverişlilik yoksa, mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgüleme talebinin reddi gerekecektir. Mahkemece, davaya konu çoklu daireli bina için, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılmadan, kat mülkiyeti kurulmuş gibi HMK'nun 297/2. fıkrasına aykırı infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiş; dava kabul edilerek taşınmaz üzerindeki binanın ikinci katının ½ payı üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmak suretiyle tapuya tescil kararı verilmiştir. Karar bu nedenle eksik inceleme ve araştırma yönünden bozulmalıdır....
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının Türkiye'de tanınması yönündeki ... 11. Aile Mahkemesinin 2010/464 Esas sayılı kararının 06.11.2013 tarihinde kesinleştiği, tanıma davası 17.04.2010 tarihinde açılmış olup mal rejimine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması talepli davadan hem dava hem karar tarihi bakımından önce olduğu, mal rejimine ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması talebinin dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararındaki şerhin kesinleşmeye ilişkin olduğu kabul edilerek davanın kabulüyle, ... ... İlçe Mahkemesinin 30/03/2011 tarihli ve 09 D 01587 Sayılı ilamının tanınmasına karar verilmiştir....
TMK'nun 240. maddesine dayalı aile konutu üzerinde sağ kalan eşe katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebine ilişkin görevli olduğu, TMK'nun 652. maddesine dayalı aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebine ilişkin görevli olmadığı, bu davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması olarak nitelendirilerek görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma yapılmamıştır....
Mahkemece; davacı tarafın talebinin öncelikle yabancı mahkeme kararının tanınması, daha sonra bu kararla bağlanan nafakanın iptali olduğu, öncelikle yabancı mahkeme kararının tanınması gerektiği, tanımaya konu mahkeme kararında lehine nafaka takdir edilen davalı tarafın değil de davacı tarafın tanıma talebinde bulunduğu , ancak öncelikle lehine nafaka verilen tarafın, bu kararın tanınması talebinde bulunabileceği , ancak bundan sonra bahse konu nafakanın kaldırılmasının mümkün olabileceği, bu aşamada davacı tarafın tanıma davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, sadece kararı veren yabanca mahkemede ayrı bir dava açması durumunun mümkün olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun(MÖHUK)’un İkinci Kısmının İkinci Bölümünde düzenlenmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunulduktan sonra ticari dava niteliğinde olan bu davada zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, ayrıca Türk Mahkemelerince tanınması ve tenfizi talep edilebilecek bir hüküm bulunmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, MÖHUK madde 48'e göre teminat alınması gerektiğini, davacı vekilinin vekaletnamesinde tanıma ve tenfiz konusunda özel yetki olmaması nedeniyle davanın usulsüz vekaletname ile açıldığını ve esas hakkında da tanınması ve tenfizi talep edilen kararın hüküm fıkrasının gerekçesiz olması ve MÖHUK' da aranan tenfiz şartlarının gerçekleşmemiş olması nedenleri ile davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir....
Öyleyse, dayandıkları olgu ve vakıaları kanıtlama konusunda taraflara imkan tanınması, "adil yargılama hakkını" içeren "hukuki dinlenilme hakkı”nın bir gereğidir (HMK m. 27). Tarafların tanık deliline de dayandığı anlaşıldığına göre taraflara tanıklarını bildirmesi için imkan tanınması, bildirdiği takdirde taraf tanıklarının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240. ve devamı maddeleri gereğince dinlenip, tüm delilerin hep birlikte değerlendirilmesi suretiyle gerçekleşerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.05.2016 (Salı)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tenfizi ve tanınması isteğine ilişkin olup, yabancı ilamın tarafı olan kadının ölümünden sonra onun mirasçısı tarafından açılmıştır. Yabancı mahkemece, boşanma kararının 27.05.2010 tarihinde verildiği, ancak eşlerden kadının bu tarihten önce, 16.05.2010 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile, yabancı mahkemedeki dava görülmekte iken, henüz karara bağlanmadan, evlilik eşlerden birinin ölümüyle sona ermiştir. Ölümle sona ermiş olan bir evliliğin boşanma ile ortadan kaldırılmış olması, Türk kamu düzenine açıkca aykırıdır....