Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-karşı davalı erkek, boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfızi için dava açtıklarını belirterek karar düzeltme talebinde bulunmuş, daha sonra Dairemize gönderdiği dilekçe ile boşanmalarına dair yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine ilişkin ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/113 esas ve 2015/115 karar sayılı kararını eklemiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasıyla yabancı ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihinden itibaren hasıl olur ve taraflar bu tarihten itibaren boşanmış sayılır (5718 s. MÖHUK m. 59). Bu hukuki durum karşısında yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfızine ilişkin dava dosyasının değerlendirilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

    (Söz. m. 3, 4 ve 5) Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararının dosyaya sunulan örneğinin "kararın aslı" olduğu; bizzat belge veya buna ekli kağıt üzerinde "apostil" mevcutsa kabul edilir. "Apostil"in bulunmaması, sunulan belgenin güvenilirliğini ortadan kaldırır. Bu bakımdan, tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında apostilin bulunması zorunludur. O halde, davacıdan "apostil" taşıyan yabancı mahkeme kararının istenilmesi, bu yönde davacıya uygun süre verilmesi veya dosyaya sunulmuş olan yabancı kararın ( ...) aracılığıyla kararın verildiği devlete gönderilerek, bu devletin yetkili makamlarından 5.Ekim.1961 tarihli Lahey Konvansiyonu hükümlerine uygun "apostil" (tasdik şerhi) konulmasının istenilmesi, eksikliğin bu şekilde tamamlanmasından sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

      (Söz. m. 3, 4 ve 5) Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararının dosyaya sunulan örneğinin "kararın aslı" olduğu; bizzat belge veya buna ekli kağıt üzerinde "apostil" mevcutsa kabul edilir. "Apostil"in bulunmaması, sunulan belgenin güvenilirliğini ortadan kaldırır. Bu bakımdan, tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında apostilin bulunması zorunludur. O halde, davacıdan "apostil" taşıyan yabancı mahkeme kararının istenilmesi, bu yönde davacıya uygun süre verilmesi veya dosyaya sunulmuş olan yabancı kararın ... (...) aracılığıyla kararın verildiği devlete gönderilerek, bu devletin yetkili makamlarından 5.Ekim.1961 tarihli Lahey Konvansiyonu hükümlerine uygun "apostil" (tasdik şerhi) konulmasının istenilmesi, eksikliğin bu şekilde tamamlanmasından sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

        (Söz. m. 3, 4 ve 5) Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararının dosyaya sunulan örneğinin "kararın aslı" olduğu; bizzat belge veya buna ekli kağıt üzerinde "Apostil" mevcutsa kabul edilir. "Apostil'in" bulunmaması, sunulan belgenin güvenilirliğini ortadan kaldırır. Bu bakımdan, tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında Apostil'in bulunması zorunludur. O halde, davacıdan "Apostil" taşıyan yabancı mahkeme kararının istenilmesi, bu yönde davacıya uygun süre verilmesi veya dosyaya sunulmuş olan yabancı kararın .... aracılığıyla kararın verildiği devlete gönderilerek, bu devletin yetkili makamlarından 5 Ekim l961 tarihli Lahey Konvansiyonu hükümlerine uygun "Apostil" (tasdik şerhi) konulmasının istenilmesi, eksikliğin bu şekilde tamamlanmasından sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

          (Söz. m. 3, 4 ve 5) Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararının dosyaya sunulan örneğinin "kararın aslı" olduğu; bizzat belge veya buna ekli kağıt üzerinde "apostil" mevcutsa kabul edilir. "Apostil"in bulunmaması, sunulan belgenin güvenilirliğini ortadan kaldırır. Bu bakımdan, tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında apostilin bulunması zorunludur. O halde, davacıdan "apostil" taşıyan yabancı mahkeme kararının istenilmesi, bu yönde davacıya uygun süre verilmesi veya dosyaya sunulmuş olan yabancı kararın ... aracılığıyla kararın verildiği devlete gönderilerek, bu devletin yetkili makamlarından 5.Ekim.1961 tarihli Lahey Konvansiyonu hükümlerine uygun "apostil" (tasdik şerhi) konulmasının istenilmesi, eksikliğin bu şekilde tamamlanmasından sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

            (Söz. m. 3, 4 ve 5) Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararının dosyaya sunulan örneğinin "kararın aslı" olduğu; bizzat belge veya buna ekli kağıt üzerinde "apostil" mevcutsa kabul edilir. "Apostil"in bulunmaması, sunulan belgenin güvenilirliğini ortadan kaldırır. Bu bakımdan, tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında apostilin bulunması zorunludur. O halde, davacıdan "apostil" taşıyan yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı suretinin istenilmesi, bu yönde davacıya uygun süre verilmesi veya dosyaya sunulmuş olan yabancı kararın ... aracılığıyla kararın verildiği devlete gönderilerek, bu devletin yetkili makamlarından 5.Ekim.1961 tarihli Lahey Konvansiyonu hükümlerine uygun "apostil" (tasdik şerhi) konulmasının istenilmesi, eksikliğin bu şekilde tamamlanmasından sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

              Aynı dönem içerisinde birden fazla sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak sigortalı olunamayacağı yasal gerçeği, doktrin ve uygulamada “çatışan sigortalılık” olarak tanımlanan ve aynı dönemde birden fazla sigorta kurumuna tabi sigortalı çalışmalardan hangisine üstünlük tanınması gerektiğinin tespitini gerektirmiştir. Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık söz konusu olmadığından her iki sosyal güvenlik kurumuna tabi sigortalılığının çakıştığı dönemde baskın çalışma araştırılarak baskın çalışmanın geçtiği Kurum'a tabi sigortalılığa üstünlük tanıması gerekir. Dairemizin bu konudaki görüşü de, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili sigortalı çalışmalardan hangisi kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliğini taşıyorsa o çalışmaya üstünlük ve geçerlilik tanınması gerektiği yönündedir....

                Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye’de idari bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır. (5718 sayılı Kanun m. 58) Yasanın 58/2. maddesine göre; kesinleşmiş yenilik doğurucu nitelikteki ihtilafsız kaza kararlarının tanınması mümkündür. Vasi tayini gibi ihtilafsız kaza kararları verildikleri şartlar içinde kesinliklerini koruduğundan ve esasen yenilik doğurucu nitelikleri dolayısıyla kesin hüküm kuvvetini taşıdıklarından tanınmaları mümkündür. (Prof. Dr. Aysel Çelikel; Doç. Dr. B. Bahadır Erdem – Milletlerarası Özel Hukuk 9. Bası – sahife 635) Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle yabancı mahkemece verilmiş “vasi tayini” kararlarının tanınması mümkün olduğundan, sayın çoğunluğun onama düşüncesine iştirak edilmemiştir....

                  ın kısıtlanmasına dair Almanya'da verilen kararın tanınması istenmiş, mahkece duruşma açılmaksızın dosya üzerinden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının 26.09.2013 tarihinde vefat eden babası ... ... hakkında Almanya mahkemelerince verilen vesayet kararının 5718 sayılı MÖHUK 58. maddesi gereği tanınması istemine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 55. maddesinde, tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edileceği, ihtilafsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizinin de aynı hükme tâbi olduğu, istemin basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanacağı, basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda 6100 sayılı HMK'nın 317. maddesinde de, davalıya tebligat yapılması gerektiği; 320-1 maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmıştır....

                    Tanınması talep edilen yabancı mahkeme ilamı incelendiğinde; davalı lehine 20 Kasım 2017 tarihinden itibaren tedbir amaçlı gıda yardımı olarak, boşanma tarihinden itibaren de nafaka bedeli olarak aylık 500 Euro'ya hükmedildiği, ilk derece mahkemesince davacının yabancı boşanma kararında yer alan nafaka yükümlülüğü hakkında bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Yabancı ilamın Türkiye'de icra olunacak bölümü, nafaka yükümlülüğüne ilişkin olan bölümüdür ve bunun için 5718 sayılı Kanunun 54. maddesi gereğince tenfiz kararı gereklidir. Her ne kadar , davacı, dava dilekçesinde, boşanma ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmesini istemiş ise de, olayları açıklamak taraflara , hukuki niteleme hakime aittir. Bir kimsenin kendi aleyhine olan nafaka yükümlülüğü yönünden tenfiz talep etmesi beklenemez....

                    UYAP Entegrasyonu