WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların tanınması ve tenfizine ilişkin aynı tarihli Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre münhasıran nafaka yükümlülüğüne ilişkin bir kararın tanınması veya tenfizi; tanıma ve tenfizin talep edildiği devletin kamu düzeniyle açıkca bağdaşmaması ve tarafları, konusu aynı olan bir davanın tanıma ve tenfizinin talep edildiği devletin bir merciinde açılmış ve görülmekte olması veya bu devlette ya da sözleşmeye taraf başka bir devlette aynı konuda aynı taraflar arasında verilmiş bir kararla bağdaşmaması halinde reddedilebilir (Söz.md.5). Şu halde anılan Sözleşmeye kararın verildiği Almanya'da taraf olduğuna göre , sözleşme hükümleri gözetilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan 1956 tarihli sözleşme hükümlerinden hareketle davacının tenfiz davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır....

    CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; tanıma şartlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen Karar Mahkemece 07.05.2018 tarih, 2017/4 E. ve 2018/484 K. sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 23.01.2019 tarih, 2018/4439 E. ve 2019/632 K. sayılı kararıyla yabancı mahkeme kararının davalıya tebliğine ilişkin evrakların araştırılması gerektiğine işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanıma şartlarının bulunduğu, kararın usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B....

      Davalı vekili, dava konusu edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, davada bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin tanıma talep edilen davanın tarafı olmadığını, davada hazır bulunmadığını, delil sunup savunma yapmadığını, bu nedenle müvekkili aleyhine tanıma kararı verilemeyeceğini savunarak davanın reddi istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacıların ileride açacakları davada kullanmak amacıyla tanıma talebinde bulunmalarında hukuki yararının bulunduğu, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin gerekli belgelerin sunulduğu ve tanımaya engel bir durumun olmadığı gerekçesiyle Paris Ticaret Mahkemesi 2. Dairesinin RG2006080142 nolu 03.08.2008 tarihli kararının tanınmasına karar verilmiş. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

        Somut olayda taraflar tacir olup tanıma ve tenfizi istenen karar da tarafların ticari işletmesi ile ilgili olduğundan açılan dava ticaret mahkemesinin görevine giren ticari davadır. Mahkemece davaya bakılması gerektiği halde yukarıdaki açıklanan kurallara aykırı olarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı; kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23.maddesi hükmüne göre de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı tapu kaydı iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan davaya tüketici mahkemesince bakılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü arsa maliki davalılar temyiz etmiştir. HUMK.nun 434/3.maddesi; “Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir....

            Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı; kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23.maddesi hükmüne göre de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici yüklenici kooperatifin temlikine dayalı tapu kaydı iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur....

              Md.295/1) tanıma ya ilişkin çocuğun babalık haklarının kendisine verilmesi istemi, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükmü karşısında, tanıma ve velayete ilişkin uyuşmazlığın, Bandırma Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.)maddeleri gereğince Bandırma Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ödenmesine karar verilmiş ise de, davalı şirketin Libya ülkesinde herhangi bir mal varlığı değeri olmadığı için kararın icra edilemediğini, mezkur mahkeme kararının arapça aslı, arapça kesinleşme şerhi, Türkçe tercümesi aslı ve tercümenin apostil şerhli onaylı halinin sunulduğunu, sunulan mahkeme kararının, Ülkemiz hukuku açısından tanıma ve tenfizin bütün şartlarını taşımakta olduğunu, bu nedenlerle, müvekkilinin temlik almış olduğu, Trablus Kuzey Asliye Mahkemesi 09/06/2015 tarih ve 744/2014 dava numarası ve 967/2015 karar sayılı mahkeme kararının tanınmasını ve tenfizini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.10.2003 tarihinde kesinleşen 6584 esas 2003/475 karar sayılı kararıyla boşandıkları, bu kararın ... 2.Aile Mahkemesinin 2006/89 esas, 2006/4 karar sayılı kararı ile tanındığı ve tanıma kararının 13.12.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m.58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK m. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Bu nedenle davacı kadın tarafından 23.12.2013 tarihinde açılan eldeki boşanma davasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

                  Davalı vekili, sözleşmenin süresinin dolduğunu, davacının sözleşme süresi içinde yapılmış olan iskonto bedellerini talep etmek hakkı olmadığını, ayrıca davacının müşteri taşıt tanıma sistemi sözleşmesinin tarafı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına ve ek rapora göre, davacı ile davalı arasında 18/03/2009 tarihli ..... A.Ş. Üyelik Sözleşmesi düzenlendiği, davalının ..... üyelik sözleşmesi kapsamında dava dışı .... Petrol A.Ş. ile 16/04/2010 tarihli müşteri taşıt tanıma sistemi sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme 3 yıl süreli olduğu halde davalının şirket sözleşme süresi dolmadan taahhütlerine aykırı olarak yakıt alımına son verdiği, bu durumda davacının .... üyelik sözleşmesinin 5. maddesi gereği davalı tarafından ..... Petrol A.Ş. ‘den almış olduğu indirim ve promosyon bedellerini talep edebileceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu