Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Otoyol Büro Amirliğinin 07/08/2018 tarihli trafik idarî para cezası karar tutanağında ihlâlin elektronik plaka tanıma sistemince tespit edildiğinin belirtilmesine karşılık, buna ilişkin kamera görüntü kaydının dosya içerisinde yer almadığı gibi, 11/01/2019 tarihli kurum cevabî yazısında kabahatlinin eyleminin trafik kontrolü yapan ekipler tarafından tespit edildiğinin bildirildiğinin anlaşılması karşısında, kabahatlinin eyleminin nerede ne şekilde tespit edildiği hususundaki çelişkinin giderildikten sonra, eylemin elektronik plaka tanıma sistemince tespit edildiğinin belirlenmesi hâlinde ise görüntü kaydının dosyaya getirtilmek suretiyle itiraz konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü; Muteriz tarafından dosyaya sunulan ......

    Tanıma ve tenfizde; yabancı mahkeme kararının doğruluğu, uygulanmış olan usul hükümleri, maddi ve hukuki tespitler inceleme dışında tutulmalıdır. Yabancı mahkemenin Türk Hukukunun emredici hükümlerini dikkate almaması veya yanlış yorumlayıp uygulaması tek başına yabancı kararın tanıma ve tenfizine engel teşkil etmez (İçtihatı Birleştirme Kararı 10.0.2012 gün 2010/1 esas, 2012/1 karar ). Anayasa ile düzenlenen temel hak ve hürriyetlere, milletlerarası hukukta kabul edilen temel ilkelere, adil yargılanma ve savunma hakkında genel ahlaka, Türk hukuk düzeninin temelini oluşturan ve devletin vazgeçemeyeceği ilkelere aykırılık oluşturması halinde, kamu düzenine açıkça aykırılıktan söz edilir. 5718 sayılı Yasanın 54/1-c maddesinde bu durum "açıkça aykırılık" ibaresiyle ifade edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'ndaki butlan sebepleri arasında vatandaşlık kazanmak için yapılan evliliklerin sayılmaması, kararın kamu düzenine aykırılık teşkil edeceği anlamına gelmez....

      Devletinin LG Bielefeld Mahkemesinin 5 O 1/09 sayılı kararı ve OLG Hammburg Mahkemesinin 6 U 15/12 sayılı kararı reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm ve kesin delil niteliği kazanması için tanıma şartlarının oluştuğunu ileri sürerek bu kararın tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yabancı mahkeme kararının tanıma şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve kesinleştiği, tanıma şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiştir. Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. ......

        Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin I-17 U 182/07 dosyasından verilen 16/01/2009 tarihli kararının kesinleştiğini, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm ve kesin delil niteliği kazanması için tanıma şartlarının oluştuğunu ileri sürerek bu kararın tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yabancı mahkeme kararının tanıma şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve kesinleştiği, tanıma şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiştir. Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; tanıma ve tenfizine ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasını istemiştir....

            Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. Annenin yaşı küçük olup, çocuğun velisi yoktur. Kanun, ana küçük, kısıtlı veya ölmüş yada velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır. (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanın alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekir. –16873 E-K sayılı ilamı) Bu durumda uyuşmazlığın Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HUMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğincenin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Kural olarak tanıma ve tenfiz, açılacak ayrı bir dava ile gerçekleştirilir. Tanıma veya tenfiz davası sonucu verilen karar ile birlikte yabancı mahkeme kararı, mahalli mahkeme kararı kuvvet ve niteliğini kazanır. Tanıma veya tenfiz davalarından hangisinin açılacağı ise etki doğurması istenen kararın içeriğine göre belirlenir. Yabancı mahkeme kararının içeriğinde icra dairesine başvurulmasını gerektiren yani o devletin icra organlarının harekete geçmesini gerektiren bir durum varsa, açılacak dava tenfiz davası olacaktır. Ancak kararın böyle bir özelliği yoksa açılması gereken dava tanıma davasıdır. İçerdiği hükümler sebebiyle tenfiz davası açılması gereken bir yabancı mahkeme kararı hakkında tanıma davası açılabilmesi için, davacının tenfiz yerine tanıma istemesinde haklı bir menfaatinin bulunması gerektiği kabul edilmektedir. 4. Türk hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin hükümler 5718 sayılı Kanun'un İkinci Kısmının İkinci Bölümünde düzenlenmiştir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 09.04.2019 tarihli ve 2015/239 Esas, 2019/144 Karar sayılı kararıyla tenfize ilişkin talebin reddine, tanıma talebinin kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2....

                  A.Ş’nin borçlarından sorumlu olduğu, tanıma ve tenfizi istenen davada yasanın öngördüğü hususların yerine getirildiği bu nedenle kararın tenfizine karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tanıma kararı verilmesine ilişkin davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - İstem, vesayet kararı hakkında tanıma ve tenfiz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, vesayet kararının tanınmasına ilişkin kararın olup sulh hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, istemin MÖHUK 51. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde görüleceğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)'un 51. maddesinde “Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda davacı, oğlu hakkında ......

                      UYAP Entegrasyonu