Sayılı dosyası üzerinden uygulandığını, müvekkil şirkete karar tarihinden itibaren 21 gün içerisinde toplam 41.840,40$ ve 3 aylık bakiye ile birleştirilmiş, yıllık %5 oranında hesaplanmış olan 41.840,40$' ın 04.05.2017 tarihinden itibaren ödemenin tam olarak yapıldığı tarihe kadar olan faizini ödemesine karar verildiğini, ayrıca müvekkil şirketin tahkime başvururken ödemiş olduğu 4.955,00 € tutarındaki masraf ve 4.350,00 € tutarındaki LMAA tescil bedelinin davalı tarafça müvekkil şirkete ödenmesine karar verildiğini, İşbu tenfiz davası söz konusu kararın tanıma ve tenfizine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Dava, deniz hukukundan kaynaklanan tanıma ve tenfiz davasıdır....
nın evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı 22.06.2016 tarihinde tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 337. maddesinde evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı; ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın çocuğun velayetini alma hakkı mevcuttur. Yani mahkeme hükmü olmaksızın tanıma ile velayet hakkı doğrudan babaya geçmemektedir. Bu sebeple mahkemenin çocuğun velayetinin babasında olduğu yönündeki kabulü doğru değil ise de, anne ... 01.01.1999 doğumlu olup, temyiz inceleme tarihi itibari ile ergin olup, çocuk annesinin velayeti altında olduğundan TMK.nın 337/2 ve 404. maddeleri gereği küçüğe vasi atanması istemi konusuz kalmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Beyanın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin küçük ...'in babası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hazine vekili tarafından karar temyiz edilmiştir. Tanıma beyanının tespiti davasında davanın Hazine ve Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarı gerekmediği halde ihbarı ve neticesinde müdahele talebinde bulunulması sonuç doğurmaz. Temyiz eden Hazinenin hükmü temyizde hukuki yararı yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz ... ile ... aralarındaki tanıma ve tenfiz davasının kabulüne dair ......
DAVA TÜRÜ : Tanıma ve tenfiz DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:09.11.2015 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanan tanıma ve tenfiz isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (6.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandığını,tanıma ve tenfiz kararı verildiğini,bu davanın ise yabancı mahkeme tarafından verilen 12/10/2012 tarihli ve 510000 USD birikmiş evlilik nafakası kararına ilişkin olduğunu ileri sürerek anılan yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde ; 2003 ve 2006 doğumlu yargılama sürecinde tanıma yoluyla davalı babayla nesep bağı kurulan çoçuklar lehine ayrı ayrı aylık 300'er TL iştirak nafakasına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir . Davalı babayla müşterek çoçuklar arasında nesep bağı yargılama sürecinde tanıma yoluyla kurulmuştur ....
TMK'nin 295. maddesinde ise tanıma düzenlenmiştir. Buna göre, tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır. TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davalı vekili, tanıma davasının yasal koşullarının oluşmadığını, Malta Hukuk Mahkemesi kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu, inşai nitelikte bulunmadığını, kararın tanınmasına karar verilse dahi davacı tarafça açılmış bulunan alacak davası yönünden kesin hüküm ve kesin delil teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyduktan sonra yapılan yargılamada, dava konusu yabancı mahkeme kararının MÖHUK'nun 50. maddesi kapsamında kesinleşmiş olduğu, uyuşmazlığın sözleşmesel ilişkiden kaynaklanmakta olup Türk Mahkemeleri'nin münhasır yetkisine giren bir konu olmadığı, hükmün kamu düzenine açıkça aykırılığının bulunmadığı, savunma hakkına uyulmuş olması bakımından tanıma isteyen davacının yabancı mahkeme kararında davalı konumunda bulunduğu, dava konusu yabancı mahkeme kararının MÖHUK'nun 54. maddesinde yer alan tanıma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Bu hükme göre, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfizdeki usule tabi olduğundan, tanıma talebini içeren dilekçenin, anılan Kanunun 39. maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükme uygun olarak duruşma günü ile birlikte davalıya tebliğ edilmesi gerekmektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesinde de mahkemenin, Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde iddia ve savunmalarını bildirmeleri için tarafları usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin ve duruşma gününün davalıya tebliğ edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa uyulmaksızın karşı tarafa savunma imkanı sağlanmadan hasımsız olarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....