Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

miras taksim sözleşmesi olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, Yine, geçerli bir miras taksim sözleşmesinden bahsedebilmek için bütün mirasçıların katılımı ile yazılı bir belge düzenlenmesi gerektiğini, ortada böyle bir belge de bulunmadığını, bu nedenlerle davalının sunduğu adi yazılı sözleşme miras taksim sözleşmesi olmadığından ve niteliği itibari ile taşınmaz satış sözleşmesi olup TMK gereği taşınmaz satış sözleşmesi resmi şekilde yapılması gereken sözleşmelerden olduğundan, davalının sunduğu sözleşmenin herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

Türk Medeni Kanunu'nun 676. maddesi hükmü gereğince mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.Ortaklığın giderilmesi geçerli bir paylaşma sözleşmesine dayanılarak isteniyorsa bu şekilde açılmış davanın reddi gerekir. Zira bu gibi durumlarda paylaşma sözleşmesine göre tescil davası açılmalıdır. Olayımıza gelince;Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkiline borçlu olan davalı ...'e babasından intikal eden 1,4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin satılarak ortaklığının giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, elbirliği mülkiyetine konu dava konusu taşınmazları aralarında taksim ettiklerini belirterek 15.10.1996 tarihli adi yazılı miras taksim sözleşmesi ibraz etmişlerdir. Anılan sözleşmenin incelenmesinde dava konusu edilen 1 numaralı bağımsız bölümün davalı ...'ye, 4 numaralı bağımsız bölümün davalı ...'...

    Somut olayda, dosya içerisine sunulan miras taksim sözleşmesinin incelenmesinde; TMK'nın 676. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile paylaşımın yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart bir geçerlilik şartıdır ve dosya arasında bulunan tarihsiz senedin tarafların ortak dip miras bırakanlarından kalan taşınmazların paylaşımına ilişkin olduğu ve tüm mirasçıların katılımı ile düzenlendiği açıktır. Ancak, sözleşmede dip muris ... mirasçılarından ... ... ve ... ...'ün parmak izi, ... ...'ın ise mühür kullandığı, muhtar ve ihtiyar heyetinin onayının ise olmadığı görülmektedir....

      İddianın ileri sürülüş şeklinde göre dava, TMK'nın 676 ve müteakip maddelerine dayalı miras payının devri anlaşmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK mad. 677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması gereklidir (TMK mad.706, 6098 sayılı TBK mad. 237)....

        Mahkemece, miras bırakana ait diğer taşınmazların davacıya verildiği, dava konusu parselin taksim dışı tutulmasının murisin davalıya bırakma iradesi içerisinde olduğunu gösterdiği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çay ve fındık bahçesi niteliğindeki,6556 m2 yüzölçüme sahip dava konusu 122 ada 20 parsel, 20 yıldan fazla süre zilyetliğinde bulunduğu açıklanarak 08.07.2007 tarihinde davalı ... adına tespit edilmiş, dava dışı ...’ın tespite itiraz etmesi üzerine komisyonca, yersiz olarak yapılan itirazın reddine, taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, komisyon kararının 05.06.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur. Dava; TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç toplanan deliller ve dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....

          Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nun 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesi tüm mirasçıların katılımlarıyla düzenlenmesi ve yazılı olması kaydıyla geçerlidir....

            Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nun 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesi tüm mirasçıların katılımlarıyla düzenlenmesi ve yazılı olması kaydıyla geçerlidir....

              Davalılar T22 T11 T18 Şenay Sönmez vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacıların açmış olduğu rızai taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddine karar verilmesini, 20/12/2003 tarihli taksim sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanarak açılan davanın reddinin gerektiğini, dava konusu 20/12/2003 tarihli sözleşme incelendiğinde müvekkilleri T11 T18 ve Şenay Sönmez'in katılımının olmadığı, sözleşmede isim ve imzalarının yer almadığını, sözleşme tarihi itibariyle paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı bulunan taşınmaz tereke malı olmaktan çıkmış olup yapılan taksim sözleşmesinin geçersiz olduğunu, dosya kapsamında yer alan tapu kayıtları incelendiğinde murise ait taşınmaza ilişkin intikalin 22/07/2003 tarihinde yapıldığını, bu tarih itibariyle paylı mülkiyete geçildiğini, davacı tarafından davaya konu edilen taksim sözleşmesinin paylı mülkiyete geçildikten 5 ay sonra 20/12/2003 tarihinde yapıldığını, sözleşmenin...

              Davalı ..., dava konusu taşınmazların kendilerine intikalinden sonra kardeşi davalı ... ile taksim yaptıklarını, kardeşinin kendisine düşen 16 adet taşınmazı tescil ettirdiğini ancak kendisinin harcı yatıracak parası olmaması nedeniyle hissesine düşen yerlerin tapusunu alamadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu 44 ada 64 parsel sayılı taşınmazda borçlu ...'nun payının bulunmadığı ve 38 ada 12 parsel sayılı taşınmazda ortaklar arasında geçerli bir miras taksim sözleşmesinin bulunduğu belirtilerek bu taşınmazlar hakkındaki davanın reddine, 44 ada 50 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın kabulüne ve ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Somut olayda dava konusu taşınmaza ilişkin davalının davacıya ön alım hakını kullanıp kullanmayacağı hususunda ihtarname göndermediği ve davacının davasını hak düşürücü süre içerisinde açtığı, davalının tapudaki satış sözleşmesinin tarafı olduğu anlaşılmakla TMK 732 ve devamı maddeleri gereğince davanın kabulüne, dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı hissenin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, satış bedeli ve davalı tarafından yapılan tapu masrafından ibaret şufa bedelinin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine" şeklinde karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu