Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu somut olaya gelince; davalı vekili istinaf dilekçesinde fiili taksim yapıldığını, satıştan önce dahi dava konusu taşınmazda fiili taksim olduğunu, keşif yapılıp bu durum tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini savunmuştur. Fiili taksim savunması kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir ve re'sen araştırılması gerekir. İlk derece mahkemesince taşınmaz üzerinde fiili taksim olup olmadığı varsa taşınmazın hangi bölümünün kimler tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususları açıklığa kavuşturulmamış, bu hususta keşif, bilirkişi incelemesi yapılmamış, deliller toplanmamıştır....

Davalı Necip Azılı'ya devredilen 2162 ada 15 parsele yönelik dava yine ilk derece mahkemesince yukarıdaki taksim anlaşması geçerli kabul edildiğinden reddedilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 676.maddesine göre miras ortaklığına dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tüm mirasçılarının katılımı ile adi yazılı şekilde yapılmış olması yeterli olarak kabul edilmiştir. Miras paylaşımı ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dair paylaşılmamış olan miras malları için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz....

Mahallesi, Bodrum+Zemin Kat 6 Nolu bağımsız bölümdeki davacı ve davalının tam hisse ile malik bulunduğu tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ... ili, Merkez ilçe, Küme Mahallesi, Bodrum Kat 4 Nolu bağımsız bölümdeki davacı ve davalının tam hisse ile malik bulunduğu tapu kaydının iptali ile davacı ... adına 1/2, davalı ... adına 1/2 oranında tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, dosyaya ibraz edilen miras taksim sözleşmesine göre, muristen intikal eden taşınmazlardan, ......

    ilişkin senede dayalı fiili taksim ve zilyetlik iddiaları ile eldeki tapu iptali ve o tescil davasını açtığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların bir kısmı dava konusu taşınmazın bir kısmının bir süredir davacı tarafından kullanıldığını beyan |etmiş iseler de kural olarak tapulu taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmadığını, tapu kayıtları göz önüne alındığında eldeki davada bu kuralın istisnası olan TMK'nun 713/2.maddesindeki şartların sağlanmadığını, davacının iddiasına dayanak 21/10/1997 tarihli "SENETTİR” başlıklı belge ile davalı adına kayıtlı taşınmazın taksiminin resmi şekilde yapıldığının ve geçerli olduğunun söylenemeyeceğini, davalının anılan senetteki iradesi bağış olarak nitelense dahi resmi şekilde yapılmayan bağış sözleşmesinin de geçerli olmadığını, davalı adına kayıtlı taşınmazın paylaşımına ilişkin 21/10/1997 tarihli "SENETTİR" başlıklı belgenin TMK'nun 676/1. maddesi anlamında bir miras paylaşma sözleşmesi olduğundan da söz edilemeyeceğini...

    Bu durumda, temyize konu karar gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3.maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp yeni delile dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir. Yapılan açıklamalardan sonra davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davanın tespit öncesi taksim anlaşmasına dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın öncesinin tapusuz olduğu ve muristen intikal ettiği, bu hususun taraflarca da kabul edildiği gözetildiğinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1-3 maddesine göre, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın aynı Kanun’un 14. maddesi gereğince mirasçılar arasında taksim edildiği belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispatlanabilir....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: "...davacı tarafın yapılan miras taksim sözleşmesinin herkes tarafından imzalanmadığı ve devirlerin bu taksim sözleşmesine aykırı yapıldığı iddiası ile taksim sözleşmesinin iptalini, tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini ve davacının diğer mirasçılardan aldığı hisselerin korunmasını talep ettiği, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen rıza-i taksim sözleşmesinin incelenmesinde; hissedarlar arasında birtakım paylaştırmalar yapıldığı, fakat sözleşmenin altında her ne kadar tüm mirasçıların adı yer alsa da davacı Ayten Kural da dahil olmak üzere yalnızca dört mirasçı tarafından imzalandığı, diğer mirasçıların imzalarının bulunmadığı, Yargıtay 8 HD 2014/19837 Esas ve 2014/19686 karar sayılı ilamı ve HGK 2012/6- 1512 Esas 2013/704 karar ve 15.05.2013 tarihli ilamında da belirtildiği üzere mirasçılar arasında düzenlenen rıza-i taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tüm mirasçıların katılımı ile birlikte hepsi tarafından imzalanmasının zorunlu...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 01/06/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, paydaş olduğu ... ilçesi, 191 parsel sayılı taşınmazda 24.02.2015 tarihinde davalıya yapılan pay satışı ile ilgili önalım hakkını kullandığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, fiili taksim nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayalı olarak miras payına yönelik açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

          Mahkemece, davacının temliki bilip taşınmazın bir kısmını uzun yıllardır kullandığı, temlik tarihi, rızai taksim sözleşmesi ve mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren çok uzun süre geçtikten sonra dava açılmasının TMK.'nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.11.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı....

            Davalılar vekilinin 1080 ada 2, 9, 10 ve 11 parseller bakımından temyiz itirazlarına gelince; miras bırakan Süleyman Kapan’dan intikal eden taşınmazların 19.5.2002 tarihli sözleşmeyle taksim edildiği belirlendiğine, her ne kadar taksim sözleşmesi mirasçılardan davacı ... vekili tarafından imzalanmış ise de, adı geçen mirasçının taksimin yapıldığı mirasçının evine aralarındaki kırgınlık nedeniyle gitmeyerek tayin ettiği vekiline verdiği talimat doğrultusunda sözleşmenin imzalandığı anlaşıldığına, mirasçı ...’ın taksime icazet verdiğinin kabulü gerektiğine ve buna dayanarak dava açtığı belirlendiğine, taksim sözleşmesi geçerli olduğuna, mahallinde yapılan keşifle taksim sözleşmesi uygulanarak taksime konu parseller belirlendiğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki hususlar dışında temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu