Davalı Necip Azılı'ya devredilen 2162 ada 15 parsele yönelik dava yine ilk derece mahkemesince yukarıdaki taksim anlaşması geçerli kabul edildiğinden reddedilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 676.maddesine göre miras ortaklığına dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tüm mirasçılarının katılımı ile adi yazılı şekilde yapılmış olması yeterli olarak kabul edilmiştir. Miras paylaşımı ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dair paylaşılmamış olan miras malları için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz....
Dava konusu somut olaya gelince; davalı vekili istinaf dilekçesinde fiili taksim yapıldığını, satıştan önce dahi dava konusu taşınmazda fiili taksim olduğunu, keşif yapılıp bu durum tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini savunmuştur. Fiili taksim savunması kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir ve re'sen araştırılması gerekir. İlk derece mahkemesince taşınmaz üzerinde fiili taksim olup olmadığı varsa taşınmazın hangi bölümünün kimler tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususları açıklığa kavuşturulmamış, bu hususta keşif, bilirkişi incelemesi yapılmamış, deliller toplanmamıştır....
Taksim sözleşmesinin yapıldığı 25.11.2008 tarihi itibariyle 13878 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olup, elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmadığından tüm mirasçıların katılımıyla yapılan bu sözleşmeye değer verilmesi kural olarak doğru değildir. Ne var ki, davalılar davayı kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK.nun 311/1.maddesine ( HUMK.95.) göre, kabul beyanı kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve yapıldığı andan itibaren geçerlidir. Mahkemece kabul beyanları nazara alınarak 13878 parsel üzerindeki davalılara ait paylar bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....
Davacılar, 22, 24, 33, 38, 52 parsel sayılı taşınmazlarda önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davalılar vekili, satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini, dava konusu taşınmazların fiilen taksim edilerek kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, gerçek kişiler arasındaki miras taksim sözleşmesinin sakatlığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 30/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 09/06/2014 NUMARASI : 2012/1483-2014/228 Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın miras taksim ve feragat sözleşmesinin irade fesadı hukuksal nedenine dayalı olarak iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 27/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ilişkin senede dayalı fiili taksim ve zilyetlik iddiaları ile eldeki tapu iptali ve o tescil davasını açtığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların bir kısmı dava konusu taşınmazın bir kısmının bir süredir davacı tarafından kullanıldığını beyan |etmiş iseler de kural olarak tapulu taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmadığını, tapu kayıtları göz önüne alındığında eldeki davada bu kuralın istisnası olan TMK'nun 713/2.maddesindeki şartların sağlanmadığını, davacının iddiasına dayanak 21/10/1997 tarihli "SENETTİR” başlıklı belge ile davalı adına kayıtlı taşınmazın taksiminin resmi şekilde yapıldığının ve geçerli olduğunun söylenemeyeceğini, davalının anılan senetteki iradesi bağış olarak nitelense dahi resmi şekilde yapılmayan bağış sözleşmesinin de geçerli olmadığını, davalı adına kayıtlı taşınmazın paylaşımına ilişkin 21/10/1997 tarihli "SENETTİR" başlıklı belgenin TMK'nun 676/1. maddesi anlamında bir miras paylaşma sözleşmesi olduğundan da söz edilemeyeceğini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi K A R A R Davacı ... vekili, miras taksim sözleşmesine dayalı olarak elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmesini istediği, mahkemece, miras payı oranında elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmesi üzerine taksim sözleşmesine dayalı olarak hükmün temyiz edildiği ve mevcut dosyadaki taksim sözleşmesinin son derece silik ve okunaklı olmadığı anlaşıldığından; okunaklı "ifrazen miras taksim sözleşmesi ve sulhnamedir" başlıklı sözleşmenin ya da okunamayacak durumda fotokopisi çektiriliyorsa aslının bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere GERİ ÇEVRİLMESİ, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, taksim sözleşmesinin noter huzurunda yapıldığını, hile ve aldatmanın söz konusu olamayacağını, davacının taksim sonucu miras payını aldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; hile, aldatma ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı vekili, vekalet sözleşmesinin kötüye kullanılması yanında hata ve aldatma nedenlerine dayanıldığına, 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası'nın 39. (818 Sayılı Borçlar Kanununun 31.)...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: "...davacı tarafın yapılan miras taksim sözleşmesinin herkes tarafından imzalanmadığı ve devirlerin bu taksim sözleşmesine aykırı yapıldığı iddiası ile taksim sözleşmesinin iptalini, tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini ve davacının diğer mirasçılardan aldığı hisselerin korunmasını talep ettiği, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen rıza-i taksim sözleşmesinin incelenmesinde; hissedarlar arasında birtakım paylaştırmalar yapıldığı, fakat sözleşmenin altında her ne kadar tüm mirasçıların adı yer alsa da davacı Ayten Kural da dahil olmak üzere yalnızca dört mirasçı tarafından imzalandığı, diğer mirasçıların imzalarının bulunmadığı, Yargıtay 8 HD 2014/19837 Esas ve 2014/19686 karar sayılı ilamı ve HGK 2012/6- 1512 Esas 2013/704 karar ve 15.05.2013 tarihli ilamında da belirtildiği üzere mirasçılar arasında düzenlenen rıza-i taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tüm mirasçıların katılımı ile birlikte hepsi tarafından imzalanmasının zorunlu...