Miras taksim sözleşmesine konu taşınmazlardan davalı T3 düştüğü belirtilen toplam 7 adet taşınmazla davacıya düştüğü belirtilen 1687 parsel sayılı taşınmazların miras taksim sözleşmesinin yapıldığı 25/07/2007 tarihinde davalı T3 adına tapuda kayıtlı olduğu, bu taşınmazların muris Mustafa Aslanalp'in terekesine dahil olmadığı, bu taşınmazların 30/05/2001 tarihinde yani miras taksim sözleşmesinin yapıldığı 25/07/2007 tarihinden önce murisin terekesinden çıktığına göre; bu taşınmazların artık miras taksim sözleşmesine konu edilmeleri söz konusu olamaz. TMK'nun 676. maddesi uyarınca miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz....
Taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olması halinde ortaklığın giderilmesi istemi, geçerli bir paylaşma (taksim) sözleşmesine dayanılarak isteniyorsa bu şekilde açılmış davanın reddine karar verilmelidir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 676 "Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır." TMK'nun 676. maddesi uyarınca, paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye bütün mirasçılar katılmalı ve sözleşme bütün mirasçılar tarafından imzalanmalıdır. TMK'nun 676. maddesi hükmünün uygulaması, tapulu taşınmazların taksiminin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır....
Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.09.2017 gün ve 2015/16108 Esas ve 2017/6564 Karar sayılı ilamı ile “Ortaklığın giderilmesi davasında, paydaşlar arasında geçerli taksim sözleşmesi yapılmış olması halinde davanın hukuki yarar bulunmadığından reddedilmesi gerekmektedir. İşbu dava ise, taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil talebine ilişkindir. Mahkemece yapılacak iş, geçerli taksim sözleşmesinin olduğunun tespiti halinde sözleşmeye dayalı cebri tescil hükmü kurmaktan ibarettir. Yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle bozma kararı vermiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/206 Esas sayılı dosyası İİK 277 md. uyarınca tasarrufun iptaline yönelik olup huzurdaki davanın genel hükümlere göre (TBK mad. 19) açılmış olduğunu, mahkemenin davanın konusu ve vasfına ilişkin yapmış olduğu hukuki nitelendirme ve sınıflandırmanın değerlendirilmesi açısından yanılgıya düşüldüğünü, huzurdaki davanın İİK md. 277 vd. göre açılan tasarrufun iptali davası değil TBK.m. 19’a dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu , İcra kanununda yerini bulan tasarrufun iptali davaları ile borçlar kanununca imkân tanınan muvazaaya dayalı iptal davası arasında ki benzerliğin her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmediğini, davada ki amaçlarının ise dava dilekçesinde belirttikleri Çınarcık Tapu Sicil Müdürlüğünde 09.03.2016 tarihinde yapılan resmi senette belirtilen taksim sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespiti ile muvazaalı taksim sözleşmesinin iptaline karar verilmesine ilişkin olduğunu, davacı-alacaklıya İİK. m. 277 vd. göre tanınmış olan tasarrufun...
Somut olayda; davacı vekili taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece mirasçılar arasında rızai taksim sözleşmesinin yapıldığı bu sözleşme neticesinde taşınmazın kullanıldığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak mirasçılar arasında yapılmış geçerli bir taksim sözleşmesinden bahsedilebilmek için bu paylaşmanın muris tarafından değil mirasçılar tarafından yapılması gerektiği gibi, murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımıyla yazılı yapılması gerekir. Dosyaya ibraz edilen belgelerden davacı tarafından taksim sözleşmesinin varlığı kanıtlanamamıştır. Mahkemece, taksim sözleşmesinin varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Mahkemece tanık beyanları, fiili taksim, davacı tarafından sunulan 11.06.2011 tarihli yazılı belge ve taksim sözleşmesine itibar edilerek dava konusu taşınmazda davalılardan ...'e ait 3/20 payın tamamının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, taksim sözleşmesinde dava konusu taşınmazın tamamının değil 15,5 dönümünün verileceği kararlaştırılmış ve davacı dava konusu taşınmazın tamamında hak sahibi olduğuna dair yukarıda bahsi geçen TMK 677,676 maddesi kapsamında fiili taksime ilişkin yazılı bir belge de sunmadığı gibi dosyaya davacı tarafından sunulan ve dava tarihinden sonra düzenlenmiş olan 11.06.2016 tarihli belge de resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir....
Dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK'nun 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil ile TMK'nun 676. maddesinde düzenlenen miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Tapu iptal ve tescil davaları, tapu malikine karşı ve tapu maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. Davalı safında göserilen tapu malikleri ölü iseler, mirasçılık belgesi alınmadan tapu malikleri veya mirasçıları davaya katılmadan davanın görülmesi mümkün değildir. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava konusu ... ada ... parsel bahçe vasfı ile ... ada ... parsel taşınmazın ise, arsa vasfı ile tapuda paylı olarak taraflar adına kayıtlı olduğu sabittir. Tapu kayıt maliklerinden ... ve ... kızı 1926 doğumlu olup 20.08.2001 tarihinde ölen ...'un dosya içerisinde yer alan veraset ilamı gereğince ... ve ... kızı 1957 doğumlu ...'un kaldığı, 1957 doğumlu ...'un davada taraf durumunu almadığı anlaşılmaktadır....
Davalı taraf dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu miras konusu taşınmazların rızai taksime konu yapıldığını bildirmiş iseler de esasında mirasbırakanın ölümü tarihinden sonra mirasçılar arasında yapılacak taksim sözleşmesinin “Paylaşma Sözleşmesi” olup, bu husus 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 676’da ele alınmıştır. Buna göre; “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları aranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, müşterek mülkiyete tabi taşınmazların rızaen taksimine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi; davanın taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve malvarlığı haklarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın taksim sözleşmesinin uygulanması istemine ilişkin olup ortaklığın giderilmesi niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; ilk derece mahkemesince, taraflar arasında harici taksim yapıldığı kabulüne dayanarak davanın reddine karar verilmiş ise de, TMK 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, taraflarca sunulan miras taksim sözleşmesi bulunmadığı, davacının mirasçılar arasında taksim sözleşmesi yapılmadığını beyan ettiği, davacının iddiasının, vekilin özen ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı dosya kapsamı ile sabittir....