ın kaza anında vefat ettiğini, davalının bunu bile bile müvekkiline takip başlattığını, müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, malvarlığına haciz konulduğunu, davaya konu takibin iptali için açtıkları davanın işbu davadan önce reddedilip kesinleştiğini, davalının aynı kaza nedeniyle başlattığı başka bir ... takibinin iptali için açtıkları diğer davada ise davalı tarafın borçlunun vefat ettiğinin doğru olduğunu ancak bundan ... memurlarının sorumlu olduğunu beyan ettiğini, müvekkili itirazın iptali davası, haciz vs. tehditi altında olduğundan, borca itirazla takip ortadan kalkmadığından, davalı takipten feragat etmediğinden tedbiren takibin durdurulmasını, ... ... 16. ... Müdürlüğü’nün 2011/7650 sayılı ... dosyasında borçlu olmadığının tespitini, %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, davacının ... ... 16. ......
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesi müteselsil kefil sıfatıyla borçlu-müteveffa tarafından imzalandığını, borçlu-müteveffanın müteselsil kefaleti kanunun aradığı şartları taşımakta olup borçtan sorumlu olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 584. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince borçlu-müteveffa ...'nin eş muvafakati de olduğunu, atılan imza ile borçluya ait diğer imza örnekleri arasında basit bir karşılaştırma yapıldığında dahi gözle görülür bir farklılık bulunmadığını, müteselsil kefil hakkında icra takibine başlanabilmesi için asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmasının yeterli olduğunu, kefalet borcu, kefilin vefat etmesiyle sona ermeyeceğini, mirasçılar kefalet borcundan müteselsilen sorumlu olacağını belirterek davanın reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava; icra takibine konu Genel Kredi sözleşmesindeki imzanın murislerine ait olmadığının ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesi müteselsil kefil sıfatıyla borçlu-müteveffa tarafından imzalandığını, borçlu-müteveffanın müteselsil kefaleti kanunun aradığı şartları taşımakta olup borçtan sorumlu olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 584. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince borçlu-müteveffa ...'nin eş muvafakati de olduğunu, atılan imza ile borçluya ait diğer imza örnekleri arasında basit bir karşılaştırma yapıldığında dahi gözle görülür bir farklılık bulunmadığını, müteselsil kefil hakkında icra takibine başlanabilmesi için asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmasının yeterli olduğunu, kefalet borcu, kefilin vefat etmesiyle sona ermeyeceğini, mirasçılar kefalet borcundan müteselsilen sorumlu olacağını belirterek davanın reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava; icra takibine konu Genel Kredi sözleşmesindeki imzanın murislerine ait olmadığının ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir....
Esas sayılı icra dosyasında davacıdan alacağını ispatlayamadığından davacının borçlu olmadığının tespiti ile iş bu davacı yönünden takibin iptaline karar vermek gerekmiştir. Davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ ile davacı yönünden ... 6. İcra Müdürlüğünün ......
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı tarafından müvekkili hakkında Fethiye İcra Müdürlüğünün 2022/9227 E.sayılı dosyası ile senede dayalı takip başlatıldığını, müvekkili tarafından davalıya karşı verilmiş bir senet bulunmadığını, senetteki imzaya yönelik itiraza ilişkin davalarının Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinde derdest olup imzanın müvekkiline ait olduğu yönünde rapor hazırlansa da bu tespiti kabul etmediklerini, müvekkili hakkında böyle bir senet düzenlenmiş olmasının hayatın olağan akşına aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin takip dosyasından dolayı takibe konu senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti, icra takibinin iptali istemli açılan davada takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklının elinde İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. (HGK'nun ... esas sayılı ilamı) ../.. S.2. Somut olayda, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davacı/borçlunun, takip dursa dahi bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gibi, alacaklı/davalının takipten feragat etmesinin de, davacının talebinin takibe dayanak sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olması karşısında, davanın özüne etkisi yoktur....
Takibin başlatıldığı, İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının uyap sisteminde yapılan incelemesinde; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak fatura alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun yetkiye, borca, faiz oranlarına, işlemiş faize, masraf ve tüm fer'ilerine vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Dava; faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır. Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2001/22702 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takipten maaş haczi ile haberdar olduğunu, maaşına 17.304,71 YTL kadar haciz konulduğunu, kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalıya ait kredi kartını hiç kullanmadığını ileri sürerek alacaklıya ... İcra Müdürlüğünün 2001/22702 esas sayılı dosyasından dolayı 17.304,71 YTL borçlu bulunmadığının tespiti, takibin iptali, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığının tespiti, haczedilen maaşların ticari faiziyle kendisine iadesi ve %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ......
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf talebi ile; Söz konusu ara kararın usul ve yasaya dosya mündericatına aykırı olduğunu, bu sebeple bozulması gerektiğini, borçlu takipten sonra da borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açabileceğini, bu tespit davasında, takipten önce olduğu gibi teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararı alınarak takibin durmasının sağlanamayacağını, ancak alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla, takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesinin sağlanabileceğini, henüz haciz yapılmamış veya haciz yapılıp satış yapılmamışsa, borçlu borç miktarını faizi ve giderlerle birlikte depo edip ayrıca %15’ten az olmayan bir teminatı yatırarak mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla takibin durmasını talep ettiğini, mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda haciz yapılmasına engel olunmakta, teminat karşılığında, davanın sonuna kadar para alacaklıya...
Davacı hakkında önce 23/12/2009 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, alacaklı banka tarafından daha sonra alacağın T3 temlik edildiği, bu takip derdest iken gene banka tarafından bu sefer 10/01/2011 tarihinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senedin özgü takip başlatıldığı, borçlu davacı tarafından bu takiplerin akabinde 25/03/2014 tarihinde her iki takibe yönelik borçlu olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davacı açıldığı, İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; 2009/20363 Esas sayılı dosya yönünden (ipotek takibi) davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği diğer dosya yönünden (şikayete konu edilen) 58.188,75 TL borçlu olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır. Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçesi incelendiğinde, mahkemenin ipoteği takibin yönünden zaten borcun ödenip ipoteğin kalkması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmektedir....