Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkin olmakla, menfi tespit davaları ve kötüniyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan takibe itiraz edebilir. İtiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer halde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....

    İcra Müdürlüğünün 2014/23005 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin müdürü olduğu şirket tarafından kira borcunun bir kısmının takipten önce bir kısmının da takipten sonra ödendiğini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, dava dışı borçlu şirketin takibe itiraz ettiğini ancak müvekkilinin borcun ödenmesi sebebiyle itiraz etmediğini, dava dışı şirketin itirazı üzerine davalı tarafından itirazın kaldırılması ve tahliye davası açıldığını, dosyada alınan rapor ile takip dosyasına konu borcun ödendiğinin tespit edildiğini, davalının açmış olduğu bu davadan feragat ettiğini, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu ... 26. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 07/05/2019 tarihinde cari hesap alacağından kaynaklı 33.188,13 TL'lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 01/07/2019 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirketin 03/07/2019 tarihinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür....

        Eldeki dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkin olmakla, menfi tespit davaları ve kötüniyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan takibe itiraz edebilir. İtiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer halde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....

          Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi hâlinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır....

            ın kaza anında vefat ettiğini, davalının bunu bile bile müvekkiline takip başlattığını, müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, malvarlığına haciz konulduğunu, davaya konu takibin iptali için açtıkları davanın işbu davadan önce reddedilip kesinleştiğini, davalının aynı kaza nedeniyle başlattığı başka bir ... takibinin iptali için açtıkları diğer davada ise davalı tarafın borçlunun vefat ettiğinin doğru olduğunu ancak bundan ... memurlarının sorumlu olduğunu beyan ettiğini, müvekkili itirazın iptali davası, haciz vs. tehditi altında olduğundan, borca itirazla takip ortadan kalkmadığından, davalı takipten feragat etmediğinden tedbiren takibin durdurulmasını, ... ... 16. ... Müdürlüğü’nün 2011/7650 sayılı ... dosyasında borçlu olmadığının tespitini, %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, davacının ... ... 16. ......

              CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesi müteselsil kefil sıfatıyla borçlu-müteveffa tarafından imzalandığını, borçlu-müteveffanın müteselsil kefaleti kanunun aradığı şartları taşımakta olup borçtan sorumlu olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 584. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince borçlu-müteveffa ...'nin eş muvafakati de olduğunu, atılan imza ile borçluya ait diğer imza örnekleri arasında basit bir karşılaştırma yapıldığında dahi gözle görülür bir farklılık bulunmadığını, müteselsil kefil hakkında icra takibine başlanabilmesi için asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmasının yeterli olduğunu, kefalet borcu, kefilin vefat etmesiyle sona ermeyeceğini, mirasçılar kefalet borcundan müteselsilen sorumlu olacağını belirterek davanın reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava; icra takibine konu Genel Kredi sözleşmesindeki imzanın murislerine ait olmadığının ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir....

                CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesi müteselsil kefil sıfatıyla borçlu-müteveffa tarafından imzalandığını, borçlu-müteveffanın müteselsil kefaleti kanunun aradığı şartları taşımakta olup borçtan sorumlu olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 584. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince borçlu-müteveffa ...'nin eş muvafakati de olduğunu, atılan imza ile borçluya ait diğer imza örnekleri arasında basit bir karşılaştırma yapıldığında dahi gözle görülür bir farklılık bulunmadığını, müteselsil kefil hakkında icra takibine başlanabilmesi için asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmasının yeterli olduğunu, kefalet borcu, kefilin vefat etmesiyle sona ermeyeceğini, mirasçılar kefalet borcundan müteselsilen sorumlu olacağını belirterek davanın reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava; icra takibine konu Genel Kredi sözleşmesindeki imzanın murislerine ait olmadığının ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir....

                  Alacaklının elinde İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. (HGK'nun ... esas sayılı ilamı) ../.. S.2. Somut olayda, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davacı/borçlunun, takip dursa dahi bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gibi, alacaklı/davalının takipten feragat etmesinin de, davacının talebinin takibe dayanak sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olması karşısında, davanın özüne etkisi yoktur....

                    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı tarafından müvekkili hakkında Fethiye İcra Müdürlüğünün 2022/9227 E.sayılı dosyası ile senede dayalı takip başlatıldığını, müvekkili tarafından davalıya karşı verilmiş bir senet bulunmadığını, senetteki imzaya yönelik itiraza ilişkin davalarının Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinde derdest olup imzanın müvekkiline ait olduğu yönünde rapor hazırlansa da bu tespiti kabul etmediklerini, müvekkili hakkında böyle bir senet düzenlenmiş olmasının hayatın olağan akşına aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin takip dosyasından dolayı takibe konu senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti, icra takibinin iptali istemli açılan davada takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu