WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında (veya takipten sonra) borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir (İİK.md.72,1). Borçlunun açacağı menfi tespit davasında dayandığı nedenler, İcra İflas Hukukuna değil, maddi hukuka (Borçlar Hukukuna, Ticaret Hukukuna) ilişkindir. Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç için kendisini tehdit eden (alacaklıya) karşı, böyle bir borcu olmadığının tespiti için, daha başlamış bir icra takibi bulunmasa bile menfi tespit davası açma hakkı vardır (İİK.md.72,1). İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesi için, borçlunun (davacının) borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/675 Esas KARAR NO : 2021/477 DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/10/2020 KARAR TARİHİ : 07/06/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Banka vekili tarafından 02.10.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile davalı borçlu ... arasında imzalanmış olan 13.12.2013 tarihli 100.000,00 TL bedelli .... ile bankacılık işlemleri sözleşmesi gereği, davalı borçluya ...... nolu kredi kartı -..... ve ...... ile ....... nolu kredilerinin tanımlanmış, davalı borçlu adına anılan hesaplardan tasarruf işlemler gerçekleştirdiğini, kredilerden kaynaklı borçların ödenmemesi nedeniyle anılan sözleşmelerin ilgili maddelerine istinaden borçlunun bahsi geçen ..........

      Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır. Banka kayıtları üzerinde bizzat bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılmak suretiyle davacı bankanın davalılardan kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespiti açısından bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır. Talimat mahkemesinden alınan bilirkişi raporunda özetle: Ayrıntısı rapora açıklanmak suretiyle takip tarihi itibariyle toplam ---- asıl borçlu sıfatıyla, --- tekerrür olmamak kaydı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları, davacı bankanın takip tarihinden itibaren ---------uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu belirtilmiştir....

        Esas sayılı dosyasına dayanak senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bakırköy ...... İcra Müdürlüğü'nün ...... E. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının ..., borçlusunun ... olduğu, 20.000,00-TL bedelli 30/06/2021 vadeli bonoya dayalı olarak toplam 20.250,00-TL üzerinden başlatılan icra takibi olduğu anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6). İcra takibine dayanak gösterilen bononun incelenmesinde; senedin ön yüzünde dava dışı ..... İthalat ve İhracat Ltd. Şti ile davacı şirketin isimlerinin yer aldığı kaşelerin bulunduğu, ayrıca borçlu kısmında ...... isminin yer aldığı fakat adının altında imzasının yer almadığı görülmektedir....

          talep ettiği, takibin iptali, haciz fekki ve taşkın haciz talepleri şikayet yoluyla icra mahkemesine yöneltilmesi gereken taleplerden olduğu, bu taleplerin genel mahkemede dinlenilmesi mümkün olmadığını, mahkemenin görev alanına girmeyen davacının takibin iptali ve hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Zira hükmüne uyulan bozma ilamında davacının borçlu bulunmadığı miktarın tespit edilerek hüküm altına alınması istendiği halde mahkemece bu yön gözetilmeden bu miktarla ilgili takibin iptali şeklinde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmekte ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (b) bendinin son kısmında yer alan "takibin iptaline" kelimelerinin hükümden çıkarılarak yerine "borçlu bulunmadığının tespitine" kelimelerinin eklenmesine, HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              A.Ş. vekili, davalının iki adet çeke dayalı olarak toplam 1.361,425,83 TL üzerinden müvekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilince takip konusu çeklere mahsuben takipten önce 70.000 TL, takipten sonra ise 100.000 TL daha ödeme yaptıklarını, ayrıca takip dosyasına Tedaş tarafından 05.03.2009'da 262.334,16 TL, 28.09.2009'da da 1.301,000 TL ödeme yapıldığını, neticeten toplam 1.733.334,162 TL ödendiğini, oysa icra müdürlüğünün 11.12.2009'da çıkardığı hesap tablosunda müvekkiline bakiye 95.933 TL borç çıkarıldığını, hesap tablosunu incelediklerinde takibin başlangıcından itibaren % 27 avans faizi hesaplandığını, oysa 27.01.2009'da avans faizi oranı % 27 iken bu oranın 09.04.2009'da yıllık % 20'ye, 12.06.2009'da % 19'a ve 22.12.2009'da ise yıllık %16'ya düştüğünü, hesabın kademeli yapılması gerekirken yapılmadığını belirterek, müvekkilinin takip konusu çeklerden dolayı bakiye 95.933 TL borçlu olmadığının tespitine, fazla ödeme olduğunun tespiti halinde istirdada ilişkin haklarının saklı...

                Dava, faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesaptan kaynaklı 177.852,42-TL. Alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine 107.652,42 TL....

                  MUHALEFET ŞERHİ Dava, takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüyle takipten sonra borcun tamamıyla ödenmesine rağmen aleyhe icrai işlemlere devam eden davalı alacaklının kötüniyetli olduğundan bahisle tazminata karar verilmiştir. Alacağına dair elinde belge bulunan kişi, mahkemeden ilam almak suretiyle bunu takibe koyabileceği gibi, doğrudan ilgili icra dairesine müracaatta bulunarak da alacağına kavuşma imkanına sahiptir. Ne var ki, alacağın öncelikle icra takibine konu yapılması halinde, ardı sıra itirazın iptali ya da menfi tespit davası şeklinde mahkemeye yansıtılması halinde; borçlu olduğunu bile bile takibe itiraz eden borçlu ile alacaklı olmadığını bildiği halde gereksiz yere takip başlatan alacaklı için %20 den aşağı olmamak üzere ilave tazminatlar öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıktaki tazminat İİK nun 72/5 maddesinde düzenlenmiş olan kötüniyet tazminatına ilişkindir....

                    Mahkemece bilirkişi raporu ile davacının edimini tam olarak yerine getirdiğinin anlaşıldığı, davalının ödeme savunmasını yazılı belgelerle kanıtlaması gerektiği, ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, takibin 4.051.00 YTL üzerinden devamına ancak takipten sonra yapılacak ödemelerin infazda nazara alınmasına, takipten önce temerrüt gerçekleşmediğinden asıl alacağa takipten itibaren %30'u geçmemek üzere değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalının itirazı kısmi itiraz niteliğinde olup dava da itiraz edilen bölüm yönünden açılmıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden daha yüksek bir miktar üzerinden takibin devamına ve bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi HUMK.'nun 74.maddesine aykılık oluşturur....

                      UYAP Entegrasyonu