"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı hakkında başlatılan takipten sonra davalı tarafından ödemeler yapıldığını, ancak takipte belirtilen diğer kalemlerin ödenmeyerek itiraz edildiğini bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takipten önce borç tamamen ödendiğinden takipte talep edilen fer’ilerden sorumlu olmadıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir....
İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün onanması gerekir....
K A R A R Davacı, davalı ile taşınmaz satımına ilişkin yapılan harici sözleşme gereğince cezai şart tutarının tahsili için aleyhine icra takibi yapıldığını ileri sürerek sözleşme geçersiz olduğundan takipten dolayı borçlu olmadığının tesbitine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının borçlu olmadığının tesbitine ve takibin iptaline, % 40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre , davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı tarafından davacı aleyhine 10.000,00 YTL. asıl ve 85,00 YTL.işlemiş faiz üzerinden icra takibi yapılmış ve mahkemece bu takipten dolayı davacının borçlu olmadığının tesbitine , %40 tazminatın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğu ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin ve takibin iptali şikayetinin süreden reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; tebliğ edilen ödeme emri tebligatının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat zarfında Tebligat Kanunu'nun 21. madde şerhi bulunmamasına rağmen posta memuru tarafından yetkisiz şekilde T.K.'nın 21....
Borçlu tarafından -------------daha ödeme yapılmış ise de, bu yapılan kısmi ödemeler alacağın ferilerini,bu tarihlerde işleyecek faiz tutarını karşılayacak tutarda olmadıkları dolayısıyla davacının "takip tarihi itibariyle hesaplanan toplam ---------işlemiş faiz-------- ihtiyati haciz vekalet ücreti) alacak bakımından itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu ve bu miktarın davalı kefilin kefalet limiti dahilinde olduğu , kısmi ödemelerin infazda nazara alınmaları gerektiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince; bu şekilde değerlendirme yapılıp, davacının İtirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kısım tespit edilerek, belirlenen miktar üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken,TBK 100 maddesi dikkate alınmadan, takipten sonra davadan önce yapılan kısmi ödemelerin asıl alacaktan mahsubuna karar verilmesi hatalı olmuştur....
Hukuki Yarar Yönünden Yapılan Değerlendirmede; Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür. Bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü de yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır....
Bu durumda, bozma uyarınca yapılacak değerlendirmeden önce, 20.03.2003 günlü temliknamenin sahte olup olmadığının incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla mahkemece, öncelikle sahtelik iddiası üzerinde durulup, temliknamenin sahte olmadığının tespiti halinde bozma ilamında belirtilen değerlendirmenin yapılması; sahte olduğunun tespiti halinde ise, temlik ilişkisinin olmadığı kabul edilerek buna göre hüküm tesis edilmesi gereklidir. Yukarıda belirtilen hususlar yönünden bozma yapılması gerekirken, Dairemiz'in bozma ilamında sahtecilik iddiasının gözden kaçırılması yerinde olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının bu yönden kabulü ile bozma ilamına yukarıda belirtilen sebeplerin de ilave edilerek mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Davalı Banka vekili; dava dışı Atılım Hayvancılık şirketi ile banka arasında akdedilen kredi sözleşmesine, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davacıların kredi sözleşmesi hükümlerine aykırı davrandıklarının tespiti üzerine ihtarnameler gönderilerek ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, ihtiyati haciz kararı uyarınca genel haciz yolu ile icra takibine davalıların haksız itirazları üzerine takibin durduğunu, müvekkili bankanın takibinden önce başka bankaların da davacılar aleyhine takibe geçtiğini, davacıların halen borçlu olduğunu, itirazın iptali davasında takibin usul yönünden iptaline karar verilmesinin borcun olmadığı anlamına gelmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mali müşavir bilirkişi rapor içeriğine göre; davalı yan tarafından davacı aleyhine-------- tutarlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ----- tarihinde takip başlatıldığı, davacı yanın asıl alacak miktarının---- takip öncesi ---- tarihinde ödendiği, kalan miktar olan ----- tarihinde ödendiği iddiası ile, davacı yanın davalı yana ----- dosyasından borçlu olmadığının tespiti amacıyla huzurdaki davanın ikame edildiği, davacı yanın ticari defterlerinin ---- tarihli bilirkişi raporu ile incelendiği, takip tarihi olan ----- tarihinde davacı yanın davalı yana --- borçlu olduğunun bilirkişi raporu ekinde sunulan cari hesap------- anlaşıldığı, takip tarihi olan --- tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yana ----tutarında borçlu olduğu, dava tarihi olan----tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yana---- tutarında borçlu olduğu tespitlerine yer verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI :2021/23 E., 2021/790 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 ... maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Davacı ... vekili asıl dava dilekçesi ile davalının 60.000,00 TL tutarındaki senedi dayanak göstererek Fatsa İcra Müdürlüğünün 2018/1733 E. sayılı dosyası ile başlattığı takipten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği; birleşen 2020/642 E. sayılı davada ise aynı davalının, Fatsa İcra Müdürlüğünün 2017/3612 E. sayılı dosyası üzerinden davacı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibinin dayanağının, yüklenici olan müvekkili ile davalı arasında bulunan inşaat dış cephe kaplama yapım işi sözleşmesi (... sözleşmesi) gereğince davacının dava konusu işi eksik yapması nedeni ile alacağının bulunduğunu ileri sürdüğü, oysaki müvekkilinin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, bu itibarla sözü edilen takip dosyasından dolayı da borçlu olmadığının tespitini...