Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....

    nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının işe girişi esnasında imzaladığı senetle ilgili olarak yapılmış olan icra takibine konu alacak bakımından borçlu olmadığının tespitine yönelik açtığı bu dava ile talep edilen takipten kaynaklı kötü tazminatının miktarı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir....

      maddesinde, ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir.'' hükmü yer almaktadır. Somut olayda, dayanak ilamdan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin 01/06/2018 tarihli olduğu, davacı - borçlu vekilince tevdi mahallinde belirtilen banka hesaplarına takipten önce ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de; tevdi mahalli kararı veren Aksaray 2....

      İcra Müdürlüğü'nün 2014/7633 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, davacının borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açtığı, Ankara 3. İş Mahkemesi'nin 2013/34 Esas, 2016/158 Karar sayılı davada, her ne kadar cezaya konu işyerinin T1 adına kayıtlı ise de, vergi kayıtlarına göre bu işyerini 31/08/2004 tarihinde devrettiği, mükellef olmadığı, iş yerinin davacı adına kayıtlı olmadığı tespit edildiğinden T1'ın borçlu olmadığına karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu nedenle davacının idari işlemden kaynaklı cezadan dolayı borçlu olmadığı anlaşılmış, yargılama devam ederken davacı icra dosyasına konu borcu ödediğinden, ödenen 27.638TL'nin davalıdan istirdatına karar verilmiştir....

      dan ilamlı takipten kaynaklanan alacağı nedeniyle takip başlattığı, bu alacağını diğer davalı ...'a temlik ettiği, davacının bonodan kaynaklı alacağını kambiyo senedine dayalı takip ile davalı ...'den talep ettiği, alacağın temliki hükümlerinin borçlu aleyhine sonuç doğuramayacağı, davacının takas ve mahsup talebini temlik alan davalı alacaklıya karşı da ileri sürebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının ...rlüğü'nün 2013/585 sayılı dosyasında 8.521,51 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/2239 sayılı dosyasındaki alacağından 8.521,51 TL'nin takas nedeniyle mahsubuna karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, davalının faturalara dayalı takip yaptığını, ancak davalı tarafça aynı faturalara dayanarak daha önce de takipler yaptığını, bu takiplere davacının itiraz ettiğini, davaya konu edilen son takipten haberdar olunmadığını, dava konusu takip dayanağı faturaların bedelinin ödendiğini, davalıya borcun bulunmadığını ileri sürerek, davacının son yapılan takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının farklı vekiller aracılığıyla işlem yaptığını, vekillerin itirazın iptali davası açma sürelerini kaçırmaları nedeniyle yeni takipler yapıldığını savunarak, davanın reddini ve inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir....

          Mahkemece, dava konusu bonolardaki kefil hanesi karşısında davacının isim ve imzası bulunmadığından, sadece dava dışı borçlu şirkete ait kaşe ve imza bulunduğundan davanın kabulü gerektiği, ancak davalının kötüniyetli olmadığından tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takibe konu 4 adet bonoların toplamı 195.000 TL'den davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bonoya dayalı takipten ötürü borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu bonolarda kendini borçlandıracak şekilde davacının imzası bulunmadığından davalının, davacının borçlu olup olmadığını bilebilecek durumda olup, icra takibinde kötüniyetli olması nedeni ile davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmemesi doğru görülmemiştir....

            İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davacı aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davasıdır. Dava ilk olarak--------Esasında görülmekte iken mahkemece yapılan yargılama sonunda ----- tarihli kararı ile verilen Görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve mahkememizin-------- kaydedilmiştir. Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Celp edilen------- dosyasının incelenmesinde; davacı boçlu hakkında -------- tutarlı ----- vadeli iki adet bonoya dayanarak kambiyo takibi yapıldığı, takibin kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmıştır....

              K A R A R Davacı, davalının, murisi ... tarafından keşide edilen 60.000 Dolar’lık çek nedeniyle, kendisi hakkında takip başlattığını, oysa ki murisin mirasçısı olduğuna ilişkin 14.10.2004 tarihli veraset belgesinin 17.10.2007 tarihli ilamla iptal edildiğini, bu durumda takibin hukuki dayanağının da kalmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve muarazanın men’ine karar verilmesini istemiştir. Davalı, 14.10.2004 tarihli veraset ilamı gereğince murisin tek yasal mirasçısı olarak görünen davacı hakkında takip başlattığını, ancak takibin yapılmasından sonraki dönemde davacının mirasçılık belgesinin iptal edilmiş olması nedeniyle söz konusu takipten feragat ettiğini, eldeki davanın da konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu menfi tespit ve takibin iptali davası usule aykırı olup davanın reddinin gerektiğini, zira davacı dava dilekçesinde hem takibin iptalini hem de borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, menfi tespit davasını düzenleyen İİK Md.72 incelendiğinde takibin iptaline yönelik herhangi bir husus belirtilmediğini, söz konusu madde metninde "dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur....

                UYAP Entegrasyonu