- K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu bonoların yetkisi olmadığı halde müvekkilinin temsilcisi ... tarafından tanzim edildiğini belirterek takibin iptali ile müvekkilinin bu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu bonoların fatura karşılığı teslim edilen mallara ilişkin verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda takibe konu bonoların yetkisiz temsilci tarafından tanzim edildiğinden geçersiz olduğu bu nedenle takibin iptali gerektiği, ancak davacının ticari defterlerini ibraz etmeyerek davalıya borçlu olmadığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle takibin iptaline, menfi tespit davasının ise reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Dairesinin 2020/11135 sayılı takibin derdestlik nedeniyle iptali gerektiğini, kaldı ki ilk takibe itirazın kaldırılması için de dava açılmadığından aynı alacak için ilamsız takip yapılamayacağını, icra dairesinin derdestlik itirazlarını reddettiğini ve ret kararının 20.03.2021 tarihinde tebellüğ edildiğini belirterek takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ilk takipten vazgeçildiğini, mükerrer takibin sözkonusu olmadığını, takibe itiraz eden borçlu hakkında itirazın iptali için Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/18 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, eldeki şikayet dosyasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, şikayetin sürede olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; alacaklının Ankara 18. İcra Dairesinin 2019/7282 Esas sayılı dosyasında takipten feragat etmiş olup aynı gün içerisinde Ankara 12....
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere: 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, ---davalılar aleyhine ---- yapılan icra takibi ile ilgili olarak, -Davacıların davalı bankaya; Takip talebindeki alacak kalemlerinden --- olan ihtiyaç kredisinden kaynaklı alacak kaleminin, --- kısmından borçlu olmadığının TESPİTİNE, takibin bu kalem yönünden ----olarak devamına, ---olan taşıt kredisinden kaynaklı asıl alacağın --- kısmından BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, takibin bu kalem yönünden --- olarak devamına, -Takip talebindeki kredi kartı alacağı olarak--- olarak gösterilen kısımdan---- borçlu olmadığının TESPİTİNE, bu kalem yönünden takibin--- olarak devamına, -Takip talebindeki --- olarak gösterilen ve ---olarak gösterilen asıl alacak kalemleri yönünden taleplerin tam reddine, bunlara ilişkin talebin aynen devamına, -Takip talebinde faiz alacağı olarak gösterilen ----kısmından borçlu olmadığının TESPİTİNE, bu kalem yönünden takibin 271,07 TL olarak devamına, -Takip talebinde --- olarak gösterilen...
Seri numaralı faturalardan davalının davacıya borçlu olduğunu, davanın kabulü talep ettiği, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taşıma işleminden kaynaklı 2 adet faturaya dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, Dosyanın yapılan incelemesinde, itirazın iptali davasının hak düşürücü sürede açıldığı, takibe konu asıl alacak miktarının 18.355,24 TL olduğu, davaya konu alacak miktarının da bu miktar olduğu, dosyada delillerin toplandığı, bilirkişi .............
İş Mahkemesi TARİHİ : 09/07/2014 NUMARASI : 2012/470-2014/435 Davacı, Kurum tarafından başlatılan 2012/26866 nolu takibin iptali ile anılan takipten dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, satılan malın ayıplı olduğunu, bu ayıplı malın sökülmesi ve takılması ücretinin hesap edilerek müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmadığının tespit edilebileceğini, başlatılan takibin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının BK 223/1 maddesi uyarınca davacıya zamanında seramiklerin ayıplı olduğunu bildirmediği ve bu suretle ayıp ihbarını zamanında yapmadığı, defter incelemesinde bilirkişi tarafından davacının davalıdan 10945,71 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak takipten sonra 4451,57 TL ödeme yapıldığı, sonuç olarak davalının davacıya 6494,14 TL bakiye borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2010/108 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, icra takibinin yasal dayanağı olmadığı gibi davalı şirket tarafından davacı adına fatura kesme yetkisinin de olmadığı, davalı şirketin kendi kiracıları için düzenlediği kira ve aidat toplama kararı yasal olmadığı halde davacı şirkete de uygulamaya çalıştığı, bu konuyla ilgili davacı şirkete ya da mal sahibi vakıflara herhangi bir bildirimin olmadığı ileri sürülerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti, haksız icra takibinin iptali, ... 12. İcra Müdürlüğünün 2010/108 sayılı dosyası ile takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalının %40 tazminatla cezalandırılması istenilmiştir. Mahkemece; davalı şirketin icra takibi yapma yetkisi bulunmadığından davanın kabulüne ... 12. İcra Müdürlüğünün 2010/108 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
ancak tebligatın hatalı olduğunu, hatalı tebligata dayalı olarak takibin kesinleştirildiğini, bu konuda icra dosyasına gerekli itirazın yapıldığını, bu nedenlerle ... 1.İcra Müdürlüğünün 2011/3418 sayılı takip dosyası ile ilgili olarak davacının borçlu olmadığının tespiti ile %40.dan az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini istemiştir....
Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur....
A.Ş. vekili, davalının iki adet çeke dayalı olarak toplam 1.361,425,83 TL üzerinden müvekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilince takip konusu çeklere mahsuben takipten önce 70.000 TL, takipten sonra ise 100.000 TL daha ödeme yaptıklarını, ayrıca takip dosyasına ... tarafından 05.03.2009'da 262.334,16 TL, 28.09.2009'da da 1.301,000 TL ödeme yapıldığını, neticeten toplam 1.733.334,162 TL ödendiğini, oysa icra müdürlüğünün 11.12.2009'da çıkardığı hesap tablosunda müvekkiline bakiye 95.933 TL borç çıkarıldığını, hesap tablosunu incelediklerinde takibin başlangıcından itibaren % 27 avans faizi hesaplandığını, oysa 27.01.2009'da avans faizi oranı % 27 iken bu oranın 09.04.2009'da yıllık % 20'ye, 12.06.2009'da % 19'a ve 22.12.2009'da ise yıllık %16'ya düştüğünü, hesabın kademeli yapılması gerekirken yapılmadığını belirterek, müvekkilinin takip konusu çeklerden dolayı bakiye 95.933 TL borçlu olmadığının tespitine, fazla ödeme olduğunun tespiti halinde istirdada ilişkin haklarının saklı...