Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin tevziat saatinden sonra dönmeyeceğinin tanık beyanları ile ispatlandığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emri dışında senet örneğinin yanlış geldiğinin araştırılmadığını, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; gecikmiş itiraz ile birlikte ödeme emrinin iptali talebiyle şikayet ve borca itiraz niteliğindedir....
Maddeyi uygulama olanağı olmadığı,takibin ilamsız takip olması nedeni 2004 sayılı İİK nın 62. Maddesinde yer alan 'İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (Değişik cümle: 17/07/2003- 4949 S.K./13. md.)...
İİK.nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, örnek (10) ödeme emrinin itiraz eden borçlulardan .....'ne 29.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik bir iddianın da bulunmadığı, borca itirazın ise 07.04.2014 tarihinde ileri sürüldüğü görülmekle; yapılan itiraz süresinde değildir. O halde mahkemece istemin adı geçen borçlu yönünden süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek tüm borçlular yönünden yazılı şekilde takibin durdurulması isabetsizdir....
Sayılı dosyasından başlatılan takibin itfa nedeniyle takibin iptaline " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu tarafça 13.10.2020 tarihinde dosya kapak hesabı yaptırıldığını ve borcun ödendiğini, ancak borcun ödenmesine rağmen icra müdürlüğünce borçlulara ödeme emri gönderildiğini, icra müdürlüğünce taraflara çıkarılan ve re'sen yapılması gereken ödeme emrinin tebliği ile ilgili itirazda icra müdürlüğünün yaptığı işlemin iptaline yerel mahkemece karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut olayda, ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların süresi içerisinde icra mahkemesine yapmış oldukları başvuruda takibe konu bonoların alacaklı ile aralarındaki cari ilişkinin teminatı olduğunu ileri sürmelerinden sonra 22.10.2018 tarihli yasal beş günlük süreden sonra sundukları ek dava dilekçesi ile 25.04.2013 tarihli “Sözleşme” başlıklı belge sundukları, dava dilekçesinde bu belge ile ilgili bir beyanda bulunmadıkları ve belgeni ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, takip konusu senetlerde teminata ilişkin bir ibare bulunmamakla, teminat iddiasının senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olmadığının ve bu yöndeki itirazın beş günlük itiraz süresi içinde ileri sürülmesi gerektiğinin kabulü gerekir....
yapılarak itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır....
talep etmiş, mahkemece, itiraz üzerine takibin durmuş olması sebebiyle borçlunun takibin iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Şti., ile ipotekli taşınmaz malikleri Muammer Erkan Eratalay ve T1 aleyhine, toplam 381.619,76 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, örnek no 6 icra emrinin davacıya 28/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 27/01/2020 tarihinde takibin ve icra emrinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile icra emrinin iptaline karar verildiği, davacı tarafından, davalının kabul beyanında bulunduğu ve dava dilekçesinde takibin iptali talep edildiğinden takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılması talep edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/1987 Esas sayılı dosyasından 7 örnek ödeme emri düzenlenerek kendilerine gönderildiğini, takibin bonoya dayandığını, 10 örnek nolu ödeme emrinin düzenlenmesi gerektiğini, ödeme emrinin iptaline ilişkin ayrıca dava açtıklarını, takibe dayanak yapılan bonolardaki imzaya, borca, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline ve %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu çekteki imzanın kesin bir şekilde davacı tarafın eli ürünü olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, davacının huzurdaki dava ile takibin iptalini talep ederek alacağa yönelik tahsil kabiliyetini ortadan kaldırmayı amaçladığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 13. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 E. - 2014/929 K. sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır. Somut olayda, muris ...'in takipten önce 13.01.2010 tarihinde vefat ettiği, takibin mirasçılar hakkında 12.01.2012 tarihinde başlatıldığı, şikayetçi borçlulara ödeme emrinin 19.06.2012, 06.03.2012 ve 22.03.2012 tarihlerinde tebliğ edildiği, mirasın reddine ilişkin davanın, takibin kesinleşmesinden sonra 28.06.2012 tarihinde açıldığı, ...1....