Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 17. maddesinin 1. fıkrası; ''Şikayet, İcra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir.'' hükmünü içermektedir. İcra takibine dayanak yapılan ilamda, müşterek ve müteselsil tahsil hükmü bulunmadığı halde, iadesine karar verilen kamulaştırma bedelinin ve davacı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili sonucunu doğuracak şekilde, takip başlatıldığı, bu hususun Yasa'ya aykırı olduğu Mahkemece de belirlendiğine göre, İcra Mahkemesi'nce borçluların her birinin sorumlu oldukları miktarlar ayrı ayrı belirlenerek icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, takibin tümden iptaline karar verilmesi doğru değildir....

    sona ermiş olduğunu, bu tarihten sonra 02/12/2021 tarihinde yapılan şikayetin incelenmesinin mümkün olmadığını, faize itirazda kamu düzenine ilişkin olarak incelenmesi gerekli bir yön bulunmadığını, süresiz şikayet hakkı bulunmayan davacının şikayet yoluyla yaptığı faize yönelik itirazın süresinde olmaması sebebiyle reddi gerektiğini, bu noktada davacı tarafın usulsüz tebligat ile ilgili bir iddiasının bulunmadığının da dikkate alınması gerektiğini beyanla şikayetin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Şikayet, takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlunun talebi takibin iptaline yönelik olup şikayet mahiyetindedir. Şikayetlerin incelenmesi ise İİK'nın 16. maddesi gereğince icra mahkemelerinin görevidir. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin talebin borca itiraz olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken, talebin şikayet olduğu esas alınarak, takibin iptal edilmesi gerekip gerekmediğinin davacının iddiaları doğrultusunda değerlendirilip neticesine göre bir karar vermekten ibarettir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1036 esas sayılı dosyasından verilen karar ile icra müdürlüğünün usulsüz tebligat şikayetini değerlendiremeyeceğinden bahisle 18/10/2019 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verildiği, icra müdürlüğünce bu kez 25/06/2020 tarihli karar ile takibin devamına , haciz talebinin kabulüne karar verildiği, şikayet üzerine İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/320 esas sayılı dosyasında verilen karar ile takibin durdurulmasına ilişkin şikayetin kabulüne, takibin devamına ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına, takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüş olup, İstanbul 8....

    Birleşen dosyada şikayetçi ... vekili, borçlu ...’in borçlu şirkette 1/2 oranında hissedar olduğunu ve şikayet olunanlara da bu oranda ödeme yapılması gerektiğini; birleşen diğer dosyada şikayetçi ... ise kamu alacaklılarının öncelikle şirketin aciz halinde olduğunu gösteren aciz vesikasını alması, ardından takip yapması gerektiğini; şikayet olunanların hacizlerinin düştüğünü ve alacakların yapılandırılmış olması karşısında henüz vadesi gelmeyen alacaklar için adı geçenlere pay ayrılamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Şikayet olunanlar, şikayetlerin reddini istemiştir. İcra mahkemesince kamu alacaklısı her iki şikayet olunanın önce yasal takip yaparak aciz vesikası almaları sonrasında şirket ortağı hakkında takip yapması gerektiğinden bahisle, şikayetlerin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunanlar vekilleri temyiz etmiştir....

      Mahkemeye 02.09.2019 tarihinde tevzi edilen davanın kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/4 maddesi gereğince, alacağın dayandığı senet, senet yoksa borcun sebebinin takip talebinde belirtilmesi zorunludur. İİK'nun 60/1 maddesine göre de, ödeme emri, takip talebinde yazılması lazım gelen kayıtları içermelidir. Takip talebi, borcun sebebini içermiyorsa takibin iptaline karar verilmelidir (Yarg. 34 XX 511/16026 E, 2017/8358 K). Somut olayda, takibin belgeye dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Takip talebinde ve ödeme emrinde borcun sebebi "diğer alacak 15.443,87 TL " şeklinde belirtilmiştir. "diğer alacak" ifadesi borcun sebebini içermediğinden ilk derece mahkemesince takibin iptaline karar verilmesi doğru olmuştur....

      Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacaklısı olduğu ... .... ... Müdürlüğünün 2010/25763 esas sayılı takip dosyası ile ........2010 tarihinde takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, borçlu ...'ın hissedarı bulunduğu taşınmazın ortaklığın giderilmesi kararı gereğince satılarak paraya çevrildiğini, ... .... ... Müdürlüğünün 2010/25763 esas sayılı takip dosyasında yapılan sıra cetvelinde paranın şikeyet olunan ...'a ödenmesine karar verildiğini, ... lehine kurulmuş geçerli bir ipotek bulunmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur....

        İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/1062 esas - 2022/79 karar sayılı ilamı ile takibin davacı yönünden iptaline karar verilmesi üzerine, davacı borçlu vekilinin nakdi teminatın taraflarına iadesini talep ettiği, icra memurunca bu yöndeki talebin reddedildiği görülmektedir. Yukarıda da izaha çalışıldığı üzere, söz konusu nakdi teminat, İİK. 'nun 266. Maddesine istinaden, ihtiyati hacizlerin kaldırılması için yatırılmış ve mehil vesikası düzenlemesi için de teminat olarak kabul edilse dahi, takibin icra hukuk mahkemesince iptali ile, nakdi teminatın takip dosyasında tutulmasını gerektirir hukuki bir sebep kalmamıştır. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2018/8310 esas 2018/6606 karar sayılı ilamı) Takibin iptaline dair kararın infazı için kesinleşmesinin gerekmediği de aşikardır. Kaldı ki, daha sonra takibin iptaline yönelik karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve söz konusu kararın da kesinleştiği anlaşılmaktadır....

        İcra mahkemesinde icra takibine itiraz, icra takibinin veya ödeme emrinin iptaline yönelik şikayet bu dava kapsamı içine girmez. İİK'nun 169/1. ve 170/1. maddeleri gereğince borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan itiraz ve mahkemece verilen kararın temyizi, satıştan başka icra muamelelerini durdurmadığı gibi tek başına da zamanaşımını kesmez. Aynı şekilde İİK'nun 22. maddesine göre; “şikayet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.” Ancak icra mahkemesince takibin tedbiren durdurulmasına dair bir karar verilmişse zamanaşımı bu süre içerisinde işlemez. Somut olay incelendiğinde, 01.05.2008 tarihinde ... 1. İcra Müdürlüğünde icra takibine başlandığı, borçlunun yetki itirazı üzerine ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 30.05.2008 tarih ve 2008/626 E. - 2008/748 K. sayılı kararı ile ......

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin takibi 05/05/2021 tarihinde banka hesaplarına uygulanan haciz neticesinde öğrendiğini ve aynı gün içinde icra dosyasına vekaletname sunulduğunu, kararın aksine tebliğ tarihinin 26/04/2021 değil, öğrenme tarihi olan 05/05/2021 tarihi olduğunu, uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazdan kaynaklanmakta olup, şikayet süresinin fiilin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün olduğunu, usulsüz tebligat ile takibe dayanak belgenin eklenmemesi sebebiyle takibin iptaline yönelik itirazın, fiili öğrenme tarihi bakımından birbirine paralel olduğunu, usulsüz tebligata yönelik şikayet süre yönünden reddedilmediyse, bununla bağlantılı olarak aynı süre içinde şikayete konu edilen takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmemesi sebebiyle takibin iptali talebinin de esasına girilerek değerlendirilmesi gerektiğini, öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçinin bildirdiği tarihin esas olduğunu, takip dayanağı...

          UYAP Entegrasyonu