Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK 53, TMK 606 maddelerinde belirtilen süreler geçmeden takibe devam olunduğundan, mirasçıların mirası reddi nedeniyle Sulh Mahkemesine başvurduklarından bahisle haklarındaki takibin iptali istemiyle icra mahkemesine yaptıkları başvuru taraf ehliyetine ilişkin ve süresiz şikayete tabi olduğundan mahkemece bu gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta takip iptal edildiğinden sonucu bakımından doğru olan kararın bu nedenle onanmasına karar vermek gerektiği halde, sehven Dairemizce kararın bozulmasına karar verildiğinden borçlu mirasçıları ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1387 esas ve 2021/84 karar sayılı dava dosyası inceleme talep edilerek UYAP üzerinden incelendiğinde; aynı icra takibine yönelik olarak davacı T1 tarafından açılan davada, takibin dayanağı olan senedin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayetinin yanında, yetkiye, imzaya ve borca itirazlar ve sair şikayetler de ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece, davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline, sair itirazların davacıya usulüne uygun ödeme emri tebliğinden sonra yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği ve kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20 ....

    A.Ş. & T1 - Sahin Yapı Enerji İş Ortaklığı hakkında başlatılan takibin iptaline karar vermiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/320 E. 2014/284 K. sayılı ilamı ile mahkeme vekalet ücreti ve paylaşım masrafları yönünden takibin devamına karar verildiği, karar doğrultusunda borçluya ait araç üzerine haciz konulduğu, kararın kesinleşmeden icraya konulabilecek ilamlardan olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği, bu ret kararının şikayet konusu yapıldığı, menfi tespit ilamının kesinleşmeden takibe konulması nedeniyle icra işleminin iptalini, araç haczinin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece talebin İİK'nun 41. maddesi yollaması ile 16. maddesine dayalı kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamın icraya konduğundan bahisle takibin iptali istemine ilişkin olduğu, menfi tespit isteminin yargılama aşamasında istirdata dönüşse dahi İİK'nun 72. maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olmadığı bu nitelikteki ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir....

      Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nun 353/1- b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine yukarıda açıklanan nedenlerle ilk düzenlenen ödeme emrine yönelik şikayet yönünden şikayetin süreden reddine, ikinci kez düzenlenen ödeme emrine yönelik şikayet yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Somut olayda takibin 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı, takip tarihi itibariyle Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 16. maddesinin yürürlükte olduğu dikkate alındığında takibin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini belirtmiş ise de bu hükmün iptalinden sonra aynı hükmün Geçici 16. madde ile yeniden düzenlendiği ve takibin bu hükmün yürürlüğünden sonra başlatıldığı dikkate alındığında bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan Rize İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/150 E, 2021/181 K sayılı kararı da takibin iptaline engel olabilecek mahiyette değildir. İstinaf sebeplerine göre yapılan değerlendirmeler neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2020/433 sayılı dosyasında yapılan haksız ve hukuka aykırı takibin iptaline, takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/464 esas, 2019/304 karar sayılı ilamında yerin kendisine ait olduğunun tespit edildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 2019/1388 esas, 2020/158 karar sayılı ilamıyla arazi ve üzerindeki binanın tarafına ait olduğuna kesin olarak karar verildiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, mümkünse takibin devamına, mümkün değilse tahliyenin en az %15 teminat şartı ile durdurulmasına ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe konu ilamın kesinleştiğini ve kesinleşen karara karşı takip başlatıldığının açık olduğunu belirterek şikayetin reddine hükmedilmiştir. IV. İSTİNAF A....

        Her dava ve şikayet, davanın açıldığı andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 2011/12- 177 E., 2011/300 K. sayılı kararı). İtiraz ve şikayet tarihinden sonra borcun ödenmiş olması, itiraz ve şikayetten açıkça vazgeçilmediği sürece, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez. Şikayet tarihi itibariyle, takibin derdest olduğu, şikayetinin şikayetinden feragat etmediği ve hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından işin esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Takibe dayanak ilamda, davalı sıfatı ile yer almayan şikayetçiye icra emri tebliğ edilemez. İlk derece mahkeme kararında işin esasına girilerek takibin davacı yönünden iptaline karar verilmesi yerindedir....

        Mirası reddeden mirasçıların bu aşamadan sonra terekeye dahil olan taşınmaz hakkında yapılan takibin esasına yönelik şikayet getirme hakları yoksa da bu husus mirasın reddi sebebiyle takibin tarafı olmamaları ve hukuki yararlarının bulunmamasından kaynaklanır. Takipte taraf olmak ise başka bir olgudur. İpotekli takip sonucunda rehin alacağı ödenmeye yetmezse rehin açığı belgesi düzenleneceğinden bu durumda davacılar hakkında rehin açığı belgesi düzenlenmesi ihtimali mevcut olup bu yönde takipte taraf sıfatına şikayet getirmekte hukuki yararları mevcuttur. Davacılar hakkında mirasçı sıfatıyla takibe devam edilmekte olup bu şekilde takibin tarafı haline getirilmişlerdir. Oysa mirası reddeden mirasçılar hakkında bu sıfatla takip yapılamaz." gerekçesi ile şikayetin kabulüne takibin davacılar yönünden iptaline karar verilmiştir....

        Mahkemece davalının sadece faize itirazı bulunduğu benimsenerek faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. İcra takibinde, davalının itirazı üzerine 27.10.2008 tarihli kararla takibin tamamının durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra memuru davalının itirazının asıl alacağa da yönelik bulunduğunu benimseyerek takibin durdurulmasına karar verdiğine göre davacının bu işlemi şikayet etmesi beklenemez. Dava dilekçesinde asıl alacak yönünden de itirazın iptali istendiğine göre davacının alacaklı olup olmadığının incelenip araştırılması ve varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece asıl alacak yönünden takibin kesinleştiğinin kabul edilmesi bozma nedenidir....

          UYAP Entegrasyonu