ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2019/1047 E - 2022/268 K DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 İstanbul ili, Ataşehir ilçesi, Ferhatpaşa mahallesi, Ferhatpaşa mevkii 12 pafta 5948 parselde kayıtlı taşınmazı 26.03.2013 tarihinde T3 isimli kişiden satın alarak taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın 18.05.1957 tarihinde tapu kütüğüne tescil edildiğini, işbu davaya konu iptal işleminin Kadastro Kanunu 22....
Sayılı takibin iptali talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile 2019/7173 E. Sayılı dosyası ile yapılan takibin (kambiyo takibinin) davacı borçlu yönünden iptaline karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Her ne kadar , davalı vekilince şikayetin süresinde olmadığı ileri sürülmüş ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince İİK.nun 45. Maddesine aykırılık şikayeti süreye tabi değildir. Y.12. HD.nin 2021/43 E. 2021/4689 K....
derdest önceki takip gözetilerek takibin iptali ile kötüniyet tazminatı talep edilmiştir....
Bu şekilde devam edilebilecek ilk takipten feragat edilmeksizin başlatılan ikinci takip mükerrerlik oluşturacağı gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil edeceği dikkate alındığında mahkemece sonraki yapılan takibin iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığından ve hükümde kamu düzenine aykırılık olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
açıkça belirtilmiş olduğundan, ilam ile icra emrinin uyumlu olduğu mütalaa edilmekle, icra emrinin iptali taleplerinin reddi cihetine gitmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının itirazın iptaline ilişkin karar olduğu lakin iş bu davalarına konu olan dava ise mükerrer takipler için takibin iptali davası (usul yönünden) olduğunu, davalarının ise tamamen usul yönünü ilgilendiren, İ.İ.K. Madde 45 hükümlerince mükerrer takibin olmayacağını, yapılan mükerrer takiplerin birbirleriyle derdest duruma düşeceğini, feragat yapılmadan açılan mükerrer takiplerin yasa ve usule uygun olmadığını, dava dilekçelerinde hem de mahkeme duruşmasında bu icra takiplerinin mükerrer takip olduğunu belirttiklerini beyan ederek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibine ilişkin mükerrerlik itirazı niteliğindedir....
Mobilya İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ. adına tapuya tescil edilmiş, beyanlar hanesine; “mera parseli ile mükerrerlik bulunduğu” şerhi yazılmış, 875 parsel sayılı 1532500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı .... ... ... AŞ. vekili; kendisine ait taşınmazın tapu kaydında yer alan mükerrerlik şerhinin hukuka aykırı olduğunun tespiti, şerhin kaldırılması, şerhe esas işlemlerin tespiti ve iptali istemiyle Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğüne karşı dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı .... .... ... AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;; uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine ilişkin olarak takibin ve icra emrinin iptali istemidir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü yönünde karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü ve mükerrer olduğu iddia edilen 6 ayrı icra takibi mevcut olup, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak sonuca gidilmiş ise de, mükerrer olduğu iddia edilen takip dosyaları incelenerek, takiplerin dayanağı bakımından ve içerik yönünden mükerrerlik arz edip etmediği değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, bu husus irdelenmeden, yalnızca bilirkişi raporunda belirtilen ipoteklerin yüklerinin farklı olduğu ve müştereklik bulunmadığı şeklindeki incelemeye istinaden sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü mükerrerlik itirazı İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine bildirilmelidir. O halde, takibin şekline göre, borçlunun icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurusu hukuki sonuç doğurmayacağından, ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülen istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/2716 Esas sayılı dosyasında takibe konulmak suretiyle aynı alacağın mükerrer olarak istendiğini ileri sürerek takiplerin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, bilirkişi raporu alınmasına ve raporda mükerrerlik oluşturan alacaklar tespit edilmesine rağmen takiplerin tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla başlatıldığı ve icra müdürlüğünce yapılacak hesaplama sırasında tahsilatların dikkate alınacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nun 30. maddesinde; “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” hükmü yer almakta olup, anılan hükümle usul ekonomisi ilkesi getirilmiştir....