İcra Müdürlüğünün 2018/37752 esas sayılı dosyası ile toplam 80.910,58 TL bedelli kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun mirasçısı T4 kendisine asaleten, çocuklarına velayeten gönderilen ödeme emrinin 07/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştirilerek haciz işlemlerine geçildiği, bu süreç içerisinde davacı mirasçılar tarafından 19/12/2018 tarihinde vefat eden borçlu muris Mesut Kemal Boynukısa'nın mirasının kayıtsız şartsız reddi talebi ile 14/02/2019 tarihinde İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/147 esas numaralı dosyasında dava açıldığı, bu dava sonucunda 25/02/2019 tarihinde mirasın reddinin tespit ve tesciline karar verildiği, hükmün 09/10/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı mirasçılar tarafından 06/03/2021 tarihinde İİK 53. Maddesine aykırı şekilde 3 aylık mirasın reddi süresi içerisinde takip başlatıldığı gerekçesiyle takibin iptali talebiyle huzurdaki şikayetin yapıldığı, Yargıtay 12....
kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müşterek muris Erkan Süar'ın 05/01/2018 tarihinde vefat ettiğini, murisin hiçbir mal varlığının bulunmadığını, buna karşılık İskenderun İcra Dairesinde 9 adet icra takip dosyasının olduğunu, bu dosyaların hiçbir şekilde ödenmediğini ve borca batık olduğunu, hiçbir menkul ve gayrimenkul mal varlığının olmadığını, bu nedenle mirasın reddi davasını ikame etmenin gerekli olmadığını öğrenmeleri nedeniyle mirasın reddi davası açmadıklarını belirterek şikayetin kabulüne, müşterek murisin borcundan dolayı yapılan icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Her ne kadar davalılara mirasçılık sıfatları nedeniyle dava yöneltilmiş ise de her iki davalının da mirası reddettikleri, mirasın reddi nedeniyle terekeye dahil olan davadaki husumetin davalılara yöneltilemeyeceği gözetilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Mahkememizce davanın reddine karar verilmiş ise de davacının davayı davalılara yöneltmesinde bir kusurunun bulunmadığı gözetilerek davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir....
- K A R A R - Davacılar vekili, muris babalarının genel kredi sözleşmesine istinaden kullanmış olduğu kredi nedeniyle davalı bankaca başlatılan ilamsız icra takibi öncesinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan mirasın reddi davası ile mirasın reddedildiğini, bu durumda söz konusu kredi borcu nedeniyle müvekkillerinin mirasçı sıfatıyla herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürerek dava konusu icra takibi nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın 2008 yılında vefatı üzerine alacağın davalılardan tahsili için başlatılan takibe davalıların TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca tereke borca batık olduğundan mirası reddetmiş sayılacaklarının kabul edilmesi gerektiğini belirterek borca itiraz ettiklerini, ancak davalıların mirası ret kararı ibraz etmediklerini ve yasal süresi içerisinde de mirası reddettiklerine dair bir dava açmadıklarını ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, murisin hayatta olduğu dönemde acz içinde olması nedeniyle terekenin borca batık olduğunu, mirasın reddi hükümleri açıkça uygulanacağından ayrıca mirasın reddi davası açılması gerekmediğini savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, muris 18/01/2017 tarihinde öldükten sonra müvekkili hakkında 08/05/2017 tarihinde takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz süresi içerisinde müvekkilinin elinde mirasın reddi kararının bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürede mirasın reddi davası açtığını ve mirasın reddine karar verildiğini ancak kararın 13/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını beklerken mirası reddettiğinden bahisle takibe itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra müracaata bulunabildiğini, İİK'nun 53. ve 16. maddeleri ile sundukları Yargıtay kararı uyarınca borçlunun talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmemesinin gerektiğini ve borçlunun her zaman takibin iptalini sağlayabileceğinin kabul olunması gerektiğini, müvekkilinin itirazının borca itiraz değil süresiz şikayet olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi...
Davalı alacaklı vekili tarafından asıl dava dosyası olan Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/350 E sayılı dosyası yönünden takibin iptali kararı aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonra ölmüş ise, mirasçılar mirasın reddi kararını icra mahkemesine ibraz ederek her zaman takibin iptaline veya hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini isteyebilir (Yargıtay 12 HD 2016/26368 E, 2018/310 K). Bu nedenle, davalı vekili tarafından ileri sürülen davanın süre yönünden reddi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir....
Esas sayılı takip dosyası ile 17.10.2016 tarihinde yeniden .. mirasçılarına karşı takip başlatmış olup; miraçılar vekili, 31.10.2016 tarihli itiraz dilekçesinde borcu kabul etmediklerini, takibin mükerrer olduğunu ve önceki takibin de durdurulduğunu bildirdikleri, yukarıda ayrıntıları ile verilen takip ve davalara ilişkin yargılama süreçlerinden de anlaşılacağı üzere, davaya konu ...İcra Müdürlüğünün ....2 Esas sayılı takibine 17.10.2016 tarihinde girişilmiş olup; bu tarihten önce Şanlıurfa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Şanlıurfa Sulh Hukuk mahkemelerinde mirasın reddi davalarının görülüp karara bağlanmış olduğu, davacı takip alacaklısının, borçlusu müteveffanın mirasçılarının gerek mirasın hükmen reddi ve gerekse gerçek reddi nedeniyle borçtan sorumlu olmadıklarını ve kendilerine takibinin yöneltilemeyeceğini bildiği halde, muris tarafından verilen ... vade tarihli bonodan dolayı yeniden takip yapmasında ve takibin itiraza uğramasına itirazın iptali isteminde hukuka uyarlılık bulunmadığı...
Ayrıca davalının, icra takibine yönelik itiraz dilekçesinde mirasın reddi hukuksal nedenine dayanmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK.nun "dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı 327 maddesine göre;"(1) Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. (2) Bir kişi davada sıfatı olmadığı hâlde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi hâlinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez. " Davacı, eldeki itirazın iptali davasını açtığı tarihte davalı yasal mirasçının mirası reddettiğini ve mirasın reddi koşullarının oluştuğunu bilebilecek durumda değildir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/745 Esas 2018/1013 Karar Nolu mirasın reddi davası açılarak mirasın kayıtsız şartsız olarak reddedildiğini, miras reddediltikten sonra müvekkilleri hakkında takibe devam olunması haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle Çorum 1....