Dosyanın incelenmesinden davacı alacaklının ilk olarak ------ dosyasından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığı ödeme emrinin 09.01.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 15.01.2019 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, davacı vekilinin yetki itirazını kabul ederek dosyanın--- gönderilmesini talep ettiği, takip dosyasının-------Müdürlüğü'ne tevzi edildiği, alacaklı vekilinin ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarılmasını talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 19.03.2019 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. ------ tarafından düzenlenmiş ödeme emrinin olmadığı görülmekle bu husus icra müdürlüğünden sorulmuş ------ düzenlenmiş ödeme emrinin olmadığı bildirilmiştir. Kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamıdır....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı şirket tarafından müvekkili aleyhine Trabzon İcra Dairesinin 2021/6357 Esas numaralı dosyasında kambiyo senetlerine dayalı icra yoluyla takip başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ olduğunu, tebliğ edilen ödeme emrine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, takibe konu bonoların zamanaşımına uğradığını beyan ederek zamanaşımı yönünden itirazlarının ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra takibine konu kredinin borçlusu, takip borçlularının murisi olup, takip muteriz borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapılmaktadır. Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
Müdürlüğü'nün 2012/7292 Esas sayılı dosyası ile ... takibi başlattıklarını ve davalıların bu takibin ödeme emrine, yetki ve borç yönünden itiraz ederek takibi durdurduklarını, bunun üzerine ... ... Müdürlüğü'nün 2013/83 Esas sayılı dosyası ile tekrar ödeme emri tebliğ edildiğini ancak davalıların haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiklerini, sigortalı ...Ltd. Şti.'nin müvekkili ... A.Ş ile ... plakalı aracının ... ile teminat altına aldığını, 30/03/2012 tarihinde ... sevk ve idaresindeki sigortalı aracın yaya olan ...'ye çarpması sonucu maddi hasarlı ve ölümle neticelenen bir trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tutanaklarına göre ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali K A R A R Davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan icra takibine itiraz davasının reddine ilişkin hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonunda Daire'nin 21.06.2013 tarih 2013/11200 Esas, 2013/9739 Karar sayılı ilamı Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına ilişkin Daire kararı HUMK'nun 438. maddesi (HMK'nun 372.m) gereği usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan birinin karar düzeltme yoluna başvurması halinde dosyanın inceleme yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, bozma kararının taraflara tebliğ edilmeksizin, taraflardan birinin Kanun yoluna ilişkin bir başvurusu da bulunmadığı halde dosya Dairemize gönderilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali K A R A R Davacılar ... ve ... taraflarından davalı ... aleyhine açılan icra takibine itiraz davasının kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonunda Dairenin 20.06.2013 tarih 2013/5786 Esas, 2013/9639 Karar sayılı ilamı Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece, onama ilamına ilişkin daire kararı HUMK.nun 438. maddesi (HMK.nun 372.m) gereği usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan birinin karar düzeltme yoluna başvurması halinde dosyanın inceleme yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, onama kararının taraflara tebliğ edilmeksizin, taraflardan birinin kanun yoluna ilişkin bir başvurusu da bulunmadığı halde dosya Dairemize gönderilmiştir....
E. sayılı dosyası ile 19.10.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlular icra dosyasına vekilleri aracılığıyla sundukları 4.11.2020 tarihli dilekçesi ile yetkiye, takibe, ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, İtiraz üzerine icra takibi davalı/borçlular yönünden durduğunu, takip dayanağı genel kredi sözleşmesin uyarınca istanbul mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkili olduklarını, davalı/borçlular tarafından yapılan, yetki itirazı usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı/borçluların, takibe, ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine ilişkin itirazlarının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, davalı/borçluların, icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, Davalı/borçluların yapmış olduğu tüm itirazların davacı şirketi zarara uğratma kastı ile yapılmış haksız ve kötü niyetli itirazlar olduğunu, kötü niyetli davalı/borçluların, takip miktarı alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere...
İcra İflas Kanunu’nun 269/a maddesi, "Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir" hükmünü içermektedir. İİK'nın 269/c maddesine göre; "Borçlu akdi reddetmeyip, kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek, itiraz etmiş ise itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur."...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; borçluların icra mahkemesine başvurusunda, takip konusu bononun, genel kredi sözleşmesi nedeniyle verildiği, teminat seneti olduğu ve sair şikayetleri ile takibin iptalini talep ettikleri anlaşılmıştır. Borçluların, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin icra mahkemesine başvuruları, İİK'nın 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın, İİK'nın 169/a maddesi gereğince incelenmesi ve aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilmesi gerekmektedir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka borçlusu Mehmet Emek'in 03/01/2017 tarihinde vefat ettiğini, borçlunun vefatından sonra mirasçıları olan davacıların mirasçı sıfatıyla dosyaya eklendiğini ve taraflardan T2 08/12/2017 tarihinde, T1 ise 07/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, borçluların icra takibinden sonra verdikleri dilekçede reddi miras davası açtıklarını belirttiklerini, ancak borca itiraz etmediklerini, icra müdürlüğünce davacı borçluların taleplerinin , takip dosyasının kesinleşmiş olması ve dilekçedeki talepleri hakkında mahkeme yolunun açık olması nedeniyle reddedildiğini, takibin kesinleşme tarihinin mirasın reddine ilişkin alınan karardan daha önce olduğunu, bu durumda davacı borçluların taleplerinin borca itiraz olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, takibin borçlunun vefatından önce kesinleşmiş olması nedeniyle mirasçılara yeniden ödeme emri gönderilmesine lüzum görülmediğini, ödeme emri gönderilmiş olması durumunda dahi, bu durumun mirasçılara...