İcra mahkemesi dar yetkili olup, borca itiraz halinde ancak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca inceleme yapabilir. Somut olayda, dairemiz bozma ilamından sonra mahkemece 05/06/2014 tarihinde imzası ikrar edilen belgeye dayanarak takibin durdurulması kararı verilmiştir, ancak adı geçen belgede '45.000.00 TL'lik bedelli senet alındığı, 20.000,00 TL'nin tahsil edildiği ,kalan alacağın 25.000,00 TL olduğu' nun belirtildiği, bu durumda tarafların kabulünde olan borç miktarının 25.000,00 TL olduğu, icra takibine konu alacak miktarının 27.200,00 TL olduğu dikkate alındığında, mahkemece, miktarı aşan 2.200,00 TL'lik kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin tamamı yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borca itirazın incelenmesi yöntemini düzenleyen aynı Kanun'un 169/a maddesi uyarınca; ''İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.''...
Tüm bu sebeplerle davalı şirket aleyhine icra takibine başlanmış ancak davalı borçlu haksız olarak kötü niyetle borca itiraz etmiş ve takibin durmasına sebebiyet vermiştir. Oysaki ekte sunmuş olduğumuz evraklarda davalı şirketin müvekkile borcu olduğu açıktır. Kaldı ki davalı taraf borcu olduğunu kabul etmesi sebebiyle --------- ödemede bulunmuştur. Davalı şirketin icra takibine itiraz ederek takibi durdurmasında hiçbir haklı sebebi ve dayanağı bulunmamakta olup, iş bu itiraz kötü niyetlidir. Bu nedenlerle -------- sayılı dosyasında borca yönelik yapılan itirazın iptaline karar verilmesini, davalı-borçlunun ------ saydı dosyasına yapmış olduğu itirazın ------ yönünden iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, dava konusu miktarın % 20 'sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkar tazminatına hukmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görüldü. Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır....
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde işbu icra takibinde; yetkiye, ödeme emrine, faize ve faiz oranına, borca ve bilcümle fer'ilerine itiraz edildiğini, davalı- tarafından ilgili icra takibine itiraz edilmiş ve yine yapılan arabulucu görüşmelerinde borcun ödenmeyeceği belirtilmişse de; davalı tarafından asıl alacak olan 13.500,17-tl ikrar edildiğini ve parça parça davacı asile ödendiğini, Davalı tarafından müvekkilimize 19.04.2021 tarihinde 2.722,18-TL, 30.04.2021 tarihinde 3.777,99-TL, 03.06.2021 tarihinde 3.000,00-TL ve son olarak 31.08.2021 tarihinde 4.000,00-TL olmak üzere toplamda 13.500,17-TL ödendiğini, davacının ilgili icra takibine olan itirazlarının tamamıyla haksız ve kötü niyetli olduğu da borcun ikrar edilerek müvekkilimize ödenmiş olması ile de sabit olduğunu, davalı- borçlu tarafından asıl alacak müvekkilimize ödenmişse de işbu asıl alacağın fer'ileri tarafımıza ödenmediği davalı ile dosya masrafları, vekalet...
Mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmiş; davacının inkâr tazminatı isteği ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemenin önüne gelen her davada, dava dilekçesindeki isteklerle ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vermesi zorunludur. Mahkemece, davacının inkâr tazminatı isteği ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
takibin devamına'' şeklinde karar verildiği, 15/11/2021 tarihli yeni ödeme emrinin borçluya 17/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafça tebliğden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmediği, alacaklı vekilince borçlunun yapmış olduğu itirazın yok hükmünde olduğu ve hukuki bir geçerliliğinin olmadığı belirtilerek, borçlu tarafından, 17/11/2021 tarihinde tebliğ edilen geçerli ödeme emrinine yasal 7 günlük süresinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle takibin kesinleştirilmesinin talep edildiği,icra müdürlüğünce 29/11/2021 tarihinde ''Müdürlüğümüz dosyasında ödeme emri sehven tebliğ edilmiş ise de; borçlu vekili tarafından süresi içerisinde sehven gönderilen ödeme emrine itiraz edilmiş olmakla, itiraz nedeni ile takip durdurulmuş olup, borca itiraz vekil tarafından yapılmış olmakla, talep halinde ve masrafı verilmesi halinde borçlu vekiline ödeme emri tebliğine, alacaklı vekilinin kesinleştirme yapılması talebinin reddine dair karar verildi....
DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Davacı alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; davacının sunduğu belgenin kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva eden kira sözleşmesi olduğu gerekçesiyle istemin kabulü ile borçlunun borca itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, Ağrı İcra Müdürlüğü'nün 2020/216 Esas sayılı dosyasında takip talebinde takibe dayanak olarak "emlak ve diğer alacaklar" olarak gösterilmiştir....
İcra müdürlüğü 2021/19702 Esas sayılı icra takibi ödeme emrine konu senetteki imzaya yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini, birden fazla vade bulunması nedeniyle kambiyo senedi vasfı taşımayan belge ile yapılan takibin iptalini, müvekkilinin adresi olarak müvekkili ile alakasız yer yazıldığını, senetti imzaya ve senedin kambiyo senedi vasfında olmadığına dair yasal süresi içeresinde itirazlarını sunduklarını, imza müvekkiline ait olmadığını, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, imzaya itirazlarının kabulü ile takibin borçlu müvekkili T1 yönünden durdurulmasını ve iptalini, icra takibinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını, asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın %10'nu oranında para cezasına hükmedilmesini, icra takibinin iptalini talep ve dava etmiştir....
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır....