İcra Müdürlüğünün 2018/2915 E sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine icra takibine başlandığını, takibin kesinleşmesinden sonra taraflar arasında mutabakata varıldığını, taraflarca borç tutarı, faiz ve feriler dahil olarak 450.000 TL ve avukatlık ücretinin de 17.000 TL olmak üzere sabitlendiğini, 15.08.2018 tarihinde 250.000 TL ödenmesi halinde bu icra dosyası ile sınırlı olmak kaydıyla başkaca bir alacak talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından 15.08.2018 tarihinde 250.000 TL bedelin davalı alacaklı firma vekili hesabına ödendiğini, daha sonra yine alacaklı firma vekili hesabına 130.000 TL ödendiğini, yine dosyada varılan mutabakat çerçevesinde 13.000 TL bedelli çeklerin alacaklı firma vekiline teslim edilerek, vadelerinde ödendiğini, şu an itibarıyla dosyadaki mutabakata göre borçlu olunmamasına rağmen, kabul anlamına gelmemekle birlikte, olsa bile 40- 50 bin civarı bir borç kalmasına rağmen, alacaklı tarafından kötü niyetle, dosyaya ödemelerin bildirilmediği...
Somut olayda, borçlu vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, takas ve mahsup talebi yanında itfa nedeniyle takibin iptali isteminde bulunmuş, Mahkemece "...borcun takas mahsup ve ödeme şeklinde itfa edildiği anlaşıldığından İİK'nın 33/1.maddesi gereğince bu borçlu bakımından icranın geri bırakılmasına, icra avukatlık ücreti bakımından icranın geri bırakılması talebin reddine" karar verilmiştir.. İcra Mahkemesi'nin hükmü, takas ve mahsup edilen alacak miktarı yönünden açık olmadığı gibi, itfa nedeniyle yapılan başvurunun değerlendirilmesi hakkında da bir netlik taşımamaktadır. Mahkemece verilen hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas-1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez....
Borçluların sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçluların icra mahkemesine yaptıkları taleplerden biri İİK'nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin takas/mahsuba dayalı itfa itirazıdır. Takas hakkı, doğduğu tarihten itibaren kullanılabilen ve karşı tarafa ulaştığı anda geriye yönelik olarak hukuksal sonuç meydana getiren ve yenilik doğuran, alacağı ve borcu küçük alacak oranında karşılıklı olarak ortadan kaldıran bir haktır.HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü göz önünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2- Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir....
Anılan Yasa hükmünde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı '' düzenlemesi mevcut olup, icra mahkemesi anılan şartların tahakkuku halinde icrayı geri bırakabilir. Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamın velayet hükümlerinin değiştirilmesi yönünde Aile Mahkemesi'nde dava açtığını bildirilmiş ise de; açılmış bu davada takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece takibe devam olunur. Bu durumda, Mahkemenin aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle ilamın icrasının geçici olarak durdurulmasına karar vermesi doğru değildir....
İİK'nun 33/1 maddesine göre, zamanaşımı, imhal ve itfa sebeplerine dayanılarak yapılan itirazların, 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Ancak takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayet ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle mükerrer takibe ilişkin başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı; borçlunun, taraflar arasında yapılan 03.01.2013 tarihli protokol ve muhtelif tarihli banka dekontları gereğince borcun ödendiğini ileri sürerek takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yönünden takibin iptaline karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 33/1. maddesine göre “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır”....
Borçluların icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169/a maddesine dayalı borca itiraz olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin, takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, senetlerin tahsilatına ilişkin olarak borçluların sunduğu Halkbank'a ait banka dekontlarında, takip konusu 05.11.2014, 05.12.2014 ve 05.01.2015 vadeli senetlere atıf olduğu ve takip tarihinden önce ödeme yapıldığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçluların borca itirazlarının kısmen kabulü ile 05.11.2014, 05.12.2014 ve 05.01.2015 vadeli senetler yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 33/1. maddesine göre “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır”....
"İçtihat Metni" İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin iptali Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İlama dayalı olarak başlatılan takipte borçlu vekili İcra Mahkemesi'nden, Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1830 Esas sayılı takibe konu alacağın vekil edeni tarafından takipten önce ödenmesi nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini istemiş. Mahkemece, borçlunun itfa iddiasının alacaklı tarafından kabul edilmediği, borçlunun sunduğu belgelerin de İİK'nun 33. maddesindeki nitelikte bir belge olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir....