Ayrıca, alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir. Ancak, takibin kesinleşmediği hallerde, takip tarihinden sonra, fakat ödeme emrinin tebliğinden, diğer bir anlatımla takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur....
Borçlu vekili süresi içinde yaptığı şikayetinde dayanak ilamın karar tarihinden sonra taraflar 11.11.2011 tarihinde protokolün imzalandığını, bu protokolün 6. maddesinde taraflar arasındaki takibe konu katkı payı davası ile tazminat talepli boşanma davası ile ilgili olarak “taraflar birbirlerinden gerek katılma payı alacağı gerekse nafaka-tazminat-yargılama gideri ve vekil ücreti” talep edilmeyeceği yönünde hüküm bulunduğundan takibin iptalini istemiştir. Başvuru bu hali ile İİK.nun 33/1. maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK.nun 33/1. maddesinde itfa ve imhal iddiasının ancak yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senet ile ispatı şartı aranmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2021/2121 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, takibe konu senedin tekel bayinin devri amacıyla verildiğini, müvekkilinin toplam 157.000,00 TL ödediğini, alacaklının senedin pantalonun cebinde yıkanması ve senedin yıprandığını söylemesi üzerine iyi niyetli olarak başka senetler düzenlendiğini, müvekkilinin tüm ödemeleri gerçekleştirdiğini, 52.998,29 TL alacaklı tarafa ödeme yaptığını, müvekkilinin daha sonra 43.000 TL yeniden ödeme yaptığını, müvekkilinin toplam 253.000,00 TL'lik ödeme gerçekleştirdiğini, müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, alacaklının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde takibin iptalini talep ettiğini fakat mahkemece davanın kısmen kabulüne ve takibin geri bırakılmasına karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, davacının takipten önce ödeme yapıldığı iddia ettiğini ve takibin iptalini talep ettiğini, itfa sebebi ile icra takibinin iptalini isteyebilmek için borcun icra takibinin kesinleşmesinden sonra itfa edilmiş olması gerektiğini, takibin iptalini isteyebilmesi için, borcun tamamının ve ferilerinin, yani bütün faizlerin ve giderlerin (icra giderleri dahil) itfa edilmiş olması gerektiğini, yerel mahkemece dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davacının 254,92- TL alacağının olduğu tespit edilmiş olup, Kanun gereği davacının takibin iptalini isteyebilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece "davacının ispat külfetini yerine getiremediğine" kanaat getirildiği halde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargılama sırasında davacı tarafından...
Somut olayda, borçlunun itfa itirazına dayanak olarak sunduğu 18.12.2013 tarihli "para makbuzu" başlıklı belgede takip dayanağı senede atıf yapılarak, .. Yapı Taah. İnş. Turizm Tic. Ve San. Ltd. Şti'ne ödemede bulunulduğu belirtilmiş ise de, sözkonusu bu şirket, takip alacaklısı olmayıp, senedin, alacaklı lehtar şirket elinde bulunması, ödenmediğine karine olup, itfa iddiasına dayanak yapılan adi belgenin her zaman düzenlenmesi de mümkün bulunmakla, borca itirazın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, iş bu takibe taraf ve takibin alacaklısı bulunmayan lehtar şirket yetkilisinin beyanları esas alınarak, borca itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Uyuşmazlık, dava ve takip dışı asıl borçlu tarafından imzalanan 11/06/2020 tarihli finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi nedeniyle davacı hakkındaki takibin İİK'nın 71. maddesi uyarınca taliki gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İİK'nın 71. maddesine göre, "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." Somut olayda, davacının 11/06/2020 tarihli finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinde taraf olmadığı, bu sözleşmede davacının hukuki durumunu etkileyen açık bir hüküm bulunmadığı, davacının sair iddialarının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Davacı tarafça taraf vekilleri arasında imzalanan protokolün Avukatlık Kanunu 35/A maddesine göre ilam hükmünde olduğu beyan edilmiş ise de İİK 71/1....
Söz konusu protokol ilgili takip dosyasına atfen ve takibin kesinleşmesinden sonra düzenlenmiş olup, imzasının da inkar edilmediği, protokol doğrultusunda, belirtilen taksitlerin, davadan önce vadelerinde ödenmesi karşısında, İİK. 'nun 71/1. Maddesi uyarınca, takibin iptaline karar verilmesi için gerekli yasal koşullar oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde; 2.021,60 TL masrafın hesaplamaya dahil edilmemesinin yersiz olduğunu ve tahsil harcının %4,55 olarak hesaplanması hatalı olup %9 hesaplanması gerektiğini beyan etmişse de takibin bulunduğu safha itibariyle %4,55 tahsil harcı alınmasında ve 29.07.2019 tarihli protokolden sonra yapılan masrafların hesaba katılmamasında da isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2018/23144 Esas sayılı icra dosyasından işlemlere devam ettiğinden dolayı takibin iptali/taliki gerekmekte iken İlk Derece Mahkemesinin hataya düşerek icra dosyasına konu ilamın kesinleşmeden icraya konu olabileceği gerekçesi ile davanın reddine yönelik vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiğini, İİK 71.maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir." şeklinde düzenleme bulunduğunu, dava dilekçelerinin ekinde sunulu protokolde taraflar arasında imzalanmış protokolün mevcut olup bu protokolde alacaklı tarafça verilen bir süre mevcut olduğunu, bununla birlikte İİK 33/2 maddesinde de; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri...
İle 6111 sayılı Yasa 2. maddesi gereğince yapılandırma yapıldığını bildirmesi üzerine, 6111 sayılı Kanunun 17. maddesi gereğince alacağın yapılandırıldığı gerekçesiyle takibin durdurulmasına ve aynı ilamda hükmedilen ve borçlu tarafından takibe konulan 117.210,86 TL'nin takas mahsubuna karar verilmiştir. Takibin durdurulmasına yönelik karar yönünden borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur. İİK.nun 33. maddesinde; “ İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesine veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.”düzenlenmesi mevcuttur....