Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; 01.5.2007 tarihli fiili haciz ile 04.12.2019 tarihli yenileme talebi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve bu süre içerisinde alacaklı tarafından takibin devamını sağlayacak nitelikte taleplerde bulunulmadığı, bu suretle takibin işlemsiz bırakıldığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve şikayetçi borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    İş Mahkemesinin 2019/414 Esas-2020/623 Karar sayılı dosyasında 15.12.2020 tarihli yeni bir karar verildiğini, davalıların bozma sonrası verilen yeni karara konu alacaklarını ilk icra dosyasında tahsil etme imkanı bulunmasına rağmen usul ve yasaya aykırı şekilde Trabzon İcra Müdürlüğünün 2021/4812 Esas sayılı dosyası üzerinden icraya koyduklarını ileri sürerek mükerer takibin ve bu takip uyarınca gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; her iki takibin konusu ve taraflarının farklı olmaları nedeniyle ortada mükerrer takibin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayet ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir....

    . - 2014/38 K. sayılı ilamı ile kambiyo şikayeti nedeniyle takip iptal edildiğinden ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığını ileri sürerek, hacizlerin fekki talebinin reddine ilişkin memurluk işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, alacaklı tarafından Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/134 E. sayılı dosyasında alacak davası açıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde borçlu yasal süre içinde imzaya veya borca itiraz ederse, İİK’nun 170/3 ve 169a/5. maddeleri gereğince takip durur.İtirazın kabulü kararının kesinleşmesi, takibin iptali sonucunu doğurur ve hacizler kalkar. İİK.'nun 264/2. maddesinde; ''İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur....

      Bu durumda, alacaklının itirazın iptaline karar verilmesinden sonra anılan ilamı dosyaya sunarak takibe devam ve haciz işlemleri yapması mümkün ise de itirazın iptaline dair ilam bozulmakla ortadan kalktığından, bozulmakla hükmünü yitiren itirazın iptali kararına dayanılarak bozma kararından sonra takibin devamına olanak yoktur. İtirazın iptali kararı bozulmakla İİK'nun 40. maddesi uyarınca takip olduğu yerde duracağından ve takibin durması gereken bu dönemde takip işlemi yapılamayacağından mahkemece itirazın iptali yolunda yeni bir hüküm verilinceye kadar haciz yapılamaz. Aksinin kabulü İİK'nun 66. maddesine aykırı bir durum yaratır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet şikayeti niteliğinde olduğunu, icra dosyasından şikayetçi borçlu adına çıkarılan 103 davetiyesinin 11/11/2019 tarihinde tebliğ edilmesi ve davanın 18/11/2019 tarihinde açılmasına göre şikayetin süresinde ileri sürüldüğünü, Ereğli İcra Müdürlüğü’nün 2017/15233 Esas sayılı dosyasıyla alacaklı tarafından borçlu şikayetçi aleyhine kambiyo senedine dayalı genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesi ile şikayete konu taşınmaza 09/12/2019 tarihinde haciz şerhi işlendiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde birden fazla parsel bildirdiğini, dava dilekçesi açıklattırılarak hangi parsel üzerinde mesken olduğunu bildirmesinin istenildiğini, 91 parsel yönünden meskeniyet şikayetinde bulunduğunun belirtildiğini, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti, haciz tarihi itibariyle mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir....

        Dairesi'nin 2019/4166 E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, davacının şikayeti üzerine anılan takibin davacı kefil yönünden iptaline karar verildiğini, bunun üzerine şikayete konu Ceyhan İcra Dairesi'nin 2020/1155 E sayılı dosyasındaki takibin başlatıldığını, bu takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılması gerektiğini zira, mükerrer ödemeye sebebiyet verilebileceğini ancak, tahsilde tekerrür olmamak kaydının bulunmadığını, takibin bu nedenle usulsüz olduğunu, bunun yanında takipte istenilen faize de itiraz ettiklerini beyan etmiş, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Davacının takip öncesi zamanaşımı şikayeti de gerekse de bononun tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle nama yazılı olması gerektiği yönündeki şikayeti yasal süresi içerisinde yapılmamıştır. Ödeme iddiası da aynı şekilde takip öncesi ödeme itirazı niteliğinde olduğundan (borca itiraz) süresinde yapılmamıştır.Faiz türüne yapılan itiraz da yasal süresinde olmadığından reddine karar verilmiştir. Taşkın haciz şikayetinin öğrenmeden itibaren başlayan 7 günlük yasal süresi içerisinde yapıldığının kabulü halinde takip miktarı dikkate alındığında salt maaş haczi yapılması borcun ödenmesi için yeterli değildir. 34 XX 359 plakalı araca haciz uygulanması taşkın haciz yapılması sonucunu doğurmaz.Belirtilen nedenlerle davanın reddine dair hüküm kurulduğu " şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususlar tekrar edilerek, tebligat meselesinde mahkemenin TEB Kan....

        Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1 ve 33/a maddelerine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır. 6762 Sayılı TTK'nun 726.maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken, 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK'nun 6273 Sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. İlke olarak, herhangi bir kanun veya düzenleyici kural, hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da, yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilememeleri, yani geçmişe etkili olmamalarıdır. Yasaları uygulama durumunda bulunanlar, başta mahkemeler olmak üzere, onları geriye yürür sonuçlar doğuracak şekilde yorumlamamakla yükümlüdürler. Hukuk güvenliği bunu gerektirir....

          Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkındaki zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle zamanaşımı süresi, 6762 Sayılı TTK'nun 726.maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır. Somut olayda çekin ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeke (6) aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....

            Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesi, sözü edilen durumu değiştirmeyeceğinden, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca on yıl olup, şikayete konu takipte on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından borçlunun şikayetinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü isabetsiz olup, Dairemizce kararın belirtilen nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 29.04.2016 tarih ve 2016/10058 E., 2016/12711 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu