Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin takip dosyasının zamanaşımından dolayı imha edildiğini kabul ettiğini, aynı zamanda takip dosyasının yenilenmediğinin de tespit edildiğini, sonrasında davaya açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilin zamanaşımından icranın geri bırakılmasıyla takibin iptal edilmesi sebebiyle hukuki yararı bulunduğunu, takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması halinde icra mahkemesine her zaman müracaat edilebileceğini, icra mahkemesi tarafından da gerekli inceleme yapılarak zamanaşımı gerçekleşmişse takibin iptaliyle geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin hukuki yarar yokluğundan şikayeti reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı vekili; davalı tarafça düzenlenen 7.9.2020 vadeli, 250.000,00 TL lik senedin vadesinde ödenmemesi üzerine Ankara ...İcra müdürlüğü ...sayılı dosyası ile Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz yoluyla takip yapıldığını, borçlunun şikayeti üzerine Ankara ...İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/157 Es- 411 sayılı kararı ile senette düzenleme yeri ve tarih olmadığından kambiyo senedi vasfı taşımaması nedeniyle takibin iptaline karar verildiğini, senet kambiyo senedi vasfında değilse de adi senetten kaynaklanan alacağın devam ettiğini, TTK 732. Maddesi uyarınca Sebepsiz Zenginleşme hükümleri gereğince alacağın tahsilinin gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili; senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığını bu nedenle TTK da düzenlenen 732....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesi İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, sanık hakkında 5464 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dolayı bozma öncesi kurulan ilk hükme ilişkin Bakanlık vekilinin temyiz isteminin sıfat yokluğundan reddedilmesi nedeniyle anılan kararın kesinleşmesi karşısında, bozma sonrası bu suçla ilgili kurulan ikinci hükmün hukuki değerden yoksun bulunduğu gözetilerek tefecilik suçundan verilen karar yönünden dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış düşme hükmü usul ve kanuna uygun bulunduğundan, katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA, 06.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Müştekinin başvuru dilekçesinde cep telefonunu çaldırdığını ve sorumluların bulunmasını talep ettiği, bu aşamadan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında kendisine ulaşılamaması nedeniyle beyanının alınamadığı, müştekinin dilekçesinin ise yasal anlamda şikayeti içermediği, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulan kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya hakkında tasarruf suçunun şikayete tabi olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece TCK'nın 73/2.maddesinde belirtildiği üzere zamanaşımı süresini geçmemek kaydıyla şikayet hakkının müştekinin fiili ve failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı dikkate alınarak, dava zamanaşımı süresince müştekinin adresinin tespit edilip atılı suç nedeniyle sanıktan şikayeti olup olmadığının saptanması gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş...

        T6 24.02.2017 tarihinde UYAP’a taranan dilekçesinde dosyanın 2007 yılı içerisinde taraflarınca haricen tahsil edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.)ve takibin süresinde kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra yeniden gönderilen ve 24.02.2017 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin takibin daha önce kesinleştiği olgusunu (zamanaşımı bakımından) ortadan kaldırmayacağı aksinin kabulü halinde takibin kesinleşmesinden sonraki devrede her zamanaşımı gerçekleştiğinde alacaklı vekilinin iradesi ve talebi üzerine yeniden ödeme emri gönderilmek suretiyle zamanaşımı süresinin uzatılması sonucunun ortaya çıkacağı bunun kabulünün mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Bu durumda borçlunun başvurusu İİK.nun 71 ve 33/a maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti olup süreye tabi değildir. Takip dayanağı bono olup takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.'...

        T6 24.02.2017 tarihinde UYAP’a taranan dilekçesinde dosyanın 2007 yılı içerisinde taraflarınca haricen tahsil edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.)ve takibin süresinde kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra yeniden gönderilen ve 24.02.2017 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin takibin daha önce kesinleştiği olgusunu (zamanaşımı bakımından) ortadan kaldırmayacağı aksinin kabulü halinde takibin kesinleşmesinden sonraki devrede her zamanaşımı gerçekleştiğinde alacaklı vekilinin iradesi ve talebi üzerine yeniden ödeme emri gönderilmek suretiyle zamanaşımı süresinin uzatılması sonucunun ortaya çıkacağı bunun kabulünün mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Bu durumda borçlunun başvurusu İİK.nun 71 ve 33/a maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti olup süreye tabi değildir. Takip dayanağı bono olup takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.'...

        GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kesinleşmesini müteakip infazı ile ilgili olarak geçen 3 ay 11 günlük ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kesinleşmesi sonrası 10 ay 6 günlük sürelerde zamanaşımının durduğu dikkate alınarak yapılan incelemede; Suç tarihinden, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 2. fıkrası ve 67. maddesinin 4. fıkrası nazara alındığında 15-18 yaş arasındaki çocuklar için öngörülen 7 yıl 12 aylık uzatmalı dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma sebebine göre, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 01/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          İcra Müdürlüğü'nün 2013/20 E. sayılı dosyasında başlatılan ilamsız takipte, takibin kesinleşmesi sonrası borcun kısmen ödendiği iddiası ile İİK 71/1. maddesi uyarınca takibin iptalini talep ettiği, yapılan ödemelerde nafaka borcuna ilişkin açık atıf yer almadığı gibi, aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödeme bulunmadığı, yapılan ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğunun da ispat külfeti üzerine düşen borçlu tarafından ispatlanamadığı anlaşılmış olup açıkça nafaka borcuna atıf bulunan 15/02/2013 tarihli 2.100 TL'lik ödeme yönünden şikayetin kısmen kabulü ile bu kısım yönünden takibin iptaline, kalan alacak kısmı yönünden itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, Turkish Bank A.Ş tarafından davacılarında aralarında bulunduğu borçlular hakkında 05.06.2009 tarihli takip talebi ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu 28.10.2010 tarihinde alacağın davalıya temlik edildiği, davacı tarafından takibin kesinleşmesi sonrası zaman aşımının dolduğu gerekçesi ile şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından icra dosyasında takip işlemlerinin 3 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de HMK'nun 297....

            Somut olayda; (iki adet) bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte teminat iddiasında bulunduğu, mahkemece; usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak yasal mevzuat çerçevesinde herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı gibi bu konuda herhangi bir hükme de yer verilmediği, teminat iddiasının ise kabul edilerek dosya üzerinden takibin iptaline karar verildiği ancak iptaline karar verilen takibin uyuşmazlık konusu takip ile ilgisinin bulunmadığı görülmektedir. Bununla birlikte; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a-1. maddesinde; "İcra hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır....

              UYAP Entegrasyonu