YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, takibin 25/10/2018 tarihli çekin ödenmemesi üzerine başlatıldığını, başladığını, borçlu davalının 15/10/2018 tarihli başvurusu üzerine İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/1127 Esas (istinaf sonrası 2019/254 Esas) sayılı dosyasıyla konkordato kararları verildiğini, 26/02/2020 tarihinde mahkemenin konkordatoyu tasdik ettiğini, tüm tedbirleri kaldırdığını, bu aşamadan sonra haciz uygulanmasına yasal engel de bulunmadığını, bu nedenle haciz taleplerinin reddine ve takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğü kararının iptalinin istendiğini, İzmir 1....
Davacı T2 yönünden yapılan incelemede; İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir. Ancak, takibin kesinleşmediği hallerde, takip tarihinden sonra, fakat ödeme emrinin tebliğinden, diğer bir anlatımla takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği, İİK'nun 33/2. maddesinde ise "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir," hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; 23.12.2009' da icra emri , daha sonra 25.06.2014 tarihinde bakiye borç muhtırası tebliğ edilmiş ve borçlu 29.12.2014 tarihinde nafaka borcu bulunmadığı itirazında bulunmuştur. İcra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin ödemeler nedeniyle itfa itirazının İİK'nun 33/1. maddesi gereğince süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/45407 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin davacı yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına, Davacının tazminat talebinin reddine, " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu çek 83.333,00- TL tutarında, 0925532 seri numaralı, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'ye ait, Sami Tovim emrine düzenlenen çek olup, bu çek de davalı Durak Gıda T3 Ltd....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; kambiyo senetlerinde zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu, takibin kesinleşmesinden sonra dosyada zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığından dosyanın 05/06/2010 tarihinde işlemden kaldırılması gerektiğini, yenilemeden sonra müvekkiline ödeme emri tebliğ edilmediğini, yenileme tarihine kadar 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, alacaklının zamanaşımının kesildiğine dair bir belge sunamadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Keşide tarihi 13/04/2013 olup, ibraz süresi 03.02.2012 tarihinden sonra dolduğundan, 3 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Alacaklı tarafından takibin 08/05/2013 tarihinde başlatıldığı, 28/05/2018 tarihli haciz talebinden sonra 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı, yenileme işleminin zamanaşımının dolmasından sonra 11/01/2022 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi nedeniyle takibin kesinleşmediği gözetilerek davacı tarafından ileri sürülen iddialar borca itiraz kapsamında değerlendirilmekle, takibin zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın kabulü ile, İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2013/10794 esas sayılı dosyasındaki takibin davacı borçlu T5 yönünden durdurulmasına karar verildiği görülmüştür....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru davacı borçlunun murisi hakkında başlatılan genel haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip yöneltilen borçlunun murisi davacının takibe ve borca itiraz ve şikayeti ile niteliğindedir. Somut olayda, müteveffa borçlu Fikret Kuşçu'nun hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun takip devamında 14/11/2010 tarihinde vefat ettiği, alacaklının miraşçıları takibe dahil etmek isteği ile borçlu mirasçısı davacı T1'ya ödeme emri tebliğ ettirdiği, davacı/mirasçının hakkında çıkarılan ödeme emri nedeniyle avukatı T2 eliyle 01/10/2018 takibe itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce 02/10/2018 tarihli kararı ile takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/2 maddesi yollaması ile İİK 33/a maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zaman aşımı itirazı ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Nazilli İcra Müdürlüğünün 2012/2514 Esas sayılı dosyası ile davacı borçlu ve dava dışı borçlu aleyhine 43.000,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmış, davacıya ödeme emri 10/07/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bono vasfındaki kambiyo senedi 03/01/2012 keşide, 01/07/2012 vade tarihli olup davacı borçlu aval verendir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı zaman aşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı olmadığından, süresiz şikayete tabidir....
zamanaşımı süresi ile birlikte yeni kanun hükümleri gereğince 3 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması gerektiğini, taraflarınca zamanaşımı süreleri dikkate alınarak talepte bulunulduğunu, ileri sürülen iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, nitekim davacı tarafından her ne kadar takibin kesinleşmesinden sonra takibin işlemsiz bırakıldığı iddia edilmişse de ileri sürülen iddiaların asılsız nitelikte olduğunu, taraflarınca ; Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2015/33286 Esas sayılı dosyasında devamlı ve düzenli aralıklarla araç haczi talebi, 08.10.2012 tarihinde; taşınmaz haczi talebi, posta çeki haczi talebi, araç haczi talebi, yine 25.07.2013 tarihinde taşınmaz haczi talebi, 07.01.2020,11.01.2021, 20.01.2022 taşınmaz haczi talebi araç haczi talep edildiğini, söz konusu icra dosyası incelendiğinde davaya dayanak icra takip dosyasında taraflarınca 6 ay dahi geçmeden talepte bulunulmuş olmakla, takibin işlemsiz bırakılmasının söz konusu olmadığını, yine dosya kapsamında 27.12.2021...
İİK'nun 33/1. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçluya icra emri 21.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, borcun icra takibinden önce ödendiğine ilişkin itiraz 05.08.2013 tarihinde yapılarak icranın geri bırakılması talep edilmiştir. Buna göre, icra emri tebliğine göre yedi günlük itiraz süresinden sonra takip konusu alacağın takip tarihinden önceki bir tarihte ödendiği iddiasında bulunulmuştur. Mahkemece ödeme iddiasının yasal süre içinde yapılmadığı nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....