Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde "borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmünün bulunduğunu, ilgili hükme göre davacının icra takibinin istemi talepli davalar için icra mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, davacı Fatih'in T3 2018- 2019 döneminde TFF Bölgesel Amatör Lig 7. Grupta bir dönem amatör futbolcu olarak çalıştığını, İş Kanunun 4/1- g....

K.Maraş İcra Müdürlüğünün 2022/26898 E. sayılı dosyasından T1 Yutemak Kaplama Makineleri Nano Teknoloji taraf gösterilerek takip başlatıldığı, tüzel kişiliği bulunmayan şirketin hak ehliyeti ve dolayısıyla takip (taraf) ehliyetinin bulunmadığı, şirket ortağının takibin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğuna dair karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Takibin iptali şartları yasal dayanağı olmamasına rağmen takibin iptali kararının yersiz olduğunu. Takibin iptali şartları açıkça belirtildiğini. İİK 71. Maddesi bu hususta çok açık olduğunu. Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istenebileceğini....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2019/740 ESAS 2019/846 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18/12/2019 tarih, 2019/740 Esas, 2019/846 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı vekili Av....

Asıl dava ve birleşen dava davalı vekili süre tutum dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararı istinaf ettiklerini, gerekçeli kararın taraflarına tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesini sunacaklarını belirtmiş, mahkemece gerekçeli karar davalı vekiline 07/12/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin 10 günlük yasal süresinden sonra 20/12/2020 tarihinde sunulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından mahkemece verilen karara karşı 09/10/2020 tarihinde süre tutum dilekçesi ile istinaf yoluna başvurulduğu, mahkemece gerekçeli kararın vekile 07/12/2020 tarihinden tebliğ edilmesine rağmen yasal 10 günlük süreden sonra 20/12/2020 tarihinde gerekçeli istinaf dilekçesinin verildiği görülmekle bu gerekçeli istinaf dilekçesi Dairemizce istinaf incelemesinde değerlendirilememiştir....

Bononun çift vade içermesi veya alacaklının yetkili hamil olmaması halinde İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar vermek gerekir. Ancak, aynı maddenin son fıkrasında "her ne suretle olursa olsun, .....borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise" takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı/borçlu dava dilekçesinde takip dayanağı senede konu borcun gerçekte 7.790- TL olduğunu, kalan kısmın mal iadesi ile ödenmiş olduğunu ileri sürdüğünü göre, davacının borç ilişkisini kabul edip kısmen itfa itirazında bulunduğu açıktır. Bu durumda, takibin İİK'nın 170/a-3. madde hükmüne göre iptaline karar verilmesi olanaklı değildir. Davacı kısmi mal iadesi yaptığını ileri sürerek itfa itirazında bulunmuştur. Davalı/alacaklı da davacının mal iadesi yaptığını kabul etmekle birlikte, iddia ettiği kadar olmadığını, takibin iade ettiği kısım düşülerek kalan bedel üzerinden yapıldığını savunmuştur....

Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetidir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-753 E. 1998/797 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti süreye bağlı değildir. Somut olayda, alacaklının haciz talep ettiği 11.10.2010 tarihi ile yenileme talep ettiği 27.05.2015 tarihi arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı görülmektedir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2008/5445 Esas sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, müdürlüğün 2008/5445 Esas sayılı dosyasında keşide tarihi üzerinden 6 aylık süre geçtikten sonra takibe başlandığını, ayrıca icra dosyalarında takibin kesinleşmesinden sonra 23.08.2013-12.06.2013 tarihleri arasında hiç bir takip işlemi yapılmadığını ileri sürerek takibin geri bırakılmasını istediği, mahkemece 2008/5266 Esas sayılı takip dosyasındaki çekler ile 2008/5445 Esas sayılı takip dosyasındaki 01.11.2007 keşide tarihli 9.500 TL bedelli çek yönünden takibin kesinleşmesinden önce ve sonra takip işlemi yapıldığı gerekçesiyle istemin reddine, ... 14....

      Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazları ile birlikte alacaklıya kısmi ödemede bulunduğunu belirterek, alacağın 80.356,10 TL olan kısmına itirazla sair alacak kalemleri ile takibin itfa edilmemiş kısmına isabet eden miktarı üzerinden yeniden hesaplanarak takibe devam edilmesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince; borçlunun, borcunun bulunmadığını İİK m.169 kapsamında yazılı kanıtla ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması...

        İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.'' hükmü düzenlenmiştir Somut olayda; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün 10.04.2013 havale tarihli yazı cevabı ''borçlu yapılandırma kapsamına giren borcunu 10.12.2012 tarihinde ödemiştir. 6111 sayılı yapılandırma kapsamı içine girmeyen 11.220,00 TL'nin ise, borçlunun durumu ve ödeme sıkıntısı göz önüne alınarak esnek taksit imkanından faydalandırmamıza rağmen, bugüne kadar ödenmediği'' şeklindedir....

          İİK.nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Buna rağmen ödeme emri çıkarılması halinde, mirasçılar, murisin ölümünden önceki kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK’nun 71. maddesi) gibi itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir....

          UYAP Entegrasyonu