Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin ödeme ve zamanaşımı şikayeti niteliğindedir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, doğrultusunda faiz hesaplanılarak, Gerede İcra Müdürlüğü'nün 2010/469 Esas sayılı dosyasından yapılan ödemeler ve masrafların tetkikinde 1.473,58 TL fazla ödemenin yapıldığı, yine yapılan fazla ödemenin birleşen 2010/667 yeni esası 2016/1479 icra dosyası borcuna mahsuben yapılan değerledirilmede; borçlunun maaşından yapılan kesintiler ile birlikte dosya borcunun 16.03.2017 tarihi itibari ile tamamının tahsil edildiği ve 436,57 TL fazla ödemenin olduğu; bu tarihten sonra dosyaya yatırılan maaş kesintileri ile birlikte 20.669,35 TL daha ödemenin olduğu tespit edilmiş, bu rapor doğrultusunda takibin iptaline karar verilmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı hakkında 13/08/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığını ve icra emrinin 03/09/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, T1'ın şikayeti üzerine Kayseri 2....

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nun 337/a maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nun 347. maddesine göre fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmayan şikayet hakkının düşeceği, İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Borçlu sanığa ödeme emrinin...

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın 347. maddesine göre fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmayan şikayet hakkının düşeceği, İİK’nın Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Somut uyuşmazlıkta; borçlu...

      Şikayete konu icra takip dosyasının incelenmesinde; borçlu hakkında başlayan takibin kesinleşmesi üzerine, takibi devam ettirmeye yönelik işlemlere devam edildiği ve takibin zaman aşımına uğramadığı görülmektedir. O halde, Mahkemece davacı borçlunun itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Tüm bu nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiğini düşünülmektedir....

      Ayrıca, alacaklının, takibin devamını sağlayıcı nitelikteki her icra takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Diğer taraftan, İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince, icra ve iflas daireleri yaptıkları muameleler ile kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak tutarlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin dayanağının 24/12/2012 keşide, 24/02/2013 vade tarihli, 220.000 TL bedelli senet olduğunu, takibin itirazsız kesinleşmesi akabinde ilerletilmesi amacıyla her biri zaman aşımını kesici nitelikte birçok işlemde bulunulduğunu, borçluların taşınır ve taşınmaz mallarına haciz işlemi uygulandığını ve işlemlerin yenilendiğini, hacizlerin ayakta olduğundan takibin düşmüş sayılmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda; davalı/ alacaklı vekili tarafından davacı/ borçlu yönünden takibin kesinleşmesi ile bir kısım cebr-i icra işlemi yapıldığı, en son 29/05/2017 tarihinde yapılan cebr-i icra işleminden sonra takibin yenilendiği 27/05/2022 tarihine kadar dosyada borçluyu takip edici, zamanaşımını kesen herhangi bir talepte bulunulmadığı, görülmüştür....

        Davaya konu araçtaki ayıbın satıcı davalının ağır kusuru veya hilesi ile davacıdan gizlendiği de ispatlanamadığı’ gerekçesiyle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. 27/09/2012 tarihinde satın alınan aracın dosya arasında bulunan servis kayıtlarına göre; 15/10/2012 tarihinde hiç çalışmıyor şikayeti ile, 02/09/2013 tarihinde sağa çektiği, titreme olduğu şikayeti ile, 24/09/2014 tarihinde lastik yeme probleminin bulunduğu şikayeti ile, 02/02/2015 tarihinde yol bilgisayar ekranının çalışmadığı ve frene basınca ses geldiği şikayeti ile, 26/03/2015 tarihinde ön soldan ses geldiği şikayeti ile, 8/4/2015 tarihinde frene basınca ses geldiği şikayeti ile, 25/5/2015 tarihinde frene basınca sürtme sesi geldiği şikayeti ile yetkili servise götürüldüğü anlaşılmaktadır....

          İcra dosyasının incelenmesinde, borçlu itirazı üzerine duran takibin devamı amacıyla, alacaklı vekilince itirazın iptali ilamının dosyasına sunulduğu ve icra dairesinde ilama uygun dosya borcunun hesaplanmasının istendiği, alacaklı vekilinin işlemiş faize ilişkin herhangi bir miktar belirterek talepte bulunmadığı, itirazın iptali ilamında asıl alacağın takip tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsiline hükmedildiği, mahkemce ilama uygun şekilde bilirkişi vasıtasıyla yaptırılan hesaplamada istenebilecek faiz miktarının 41.348,47 TL olduğunun tesbit edildiği ve buna göre alacaklı vekili şikayeti kabul edilerek icra emrindeki miktarın düzeltildiği görülmektedir....

            Öte yandan ilama aykırı takip yapıldığı iddiası yukarıda da belirtildiği üzere İİK. nun 16.maddesi kapsamında şikayet olup, şikayeti inceleme görevi icra mahkemesine aittir. O halde mahkemece, borçlunun talep edilen alacağın ipotek akit tablosuna uygun olmadığına ilişkin şikayeti incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu