Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile (örnek 12) takipte borçlunun sair şikayetleri ile birlikte imzaya itiraz ederek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gerekçesiyle alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi...

    Mahkemece istemin incelenmesi sırasında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş, inceleme sonunda usulsüz tebligat şikayeti kabul edilip, imzaya itirazın reddine hükmedilmiştir. İmzaya itirazın reddi kararı borçlular tarafından temyiz edilmiş, istemin reddine karar verilmesi sebebiyle alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuş ve icra müdürlüğünce talep kabul edilmiştir. Borçlular tarafından, imzaya itiraz incelemesi sırasında icra mahkemesince verilen takibin geçici olarak durdurulmasına ilişkin tedbir kararının HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca aksi karar verilmediğinden karar kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir....

      Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının itiraz etmesi sonucu takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili Av. ...'nun UYAP'tan göndermiş olduğu 04/11/2022 havale tarihli dilekçesi ile haricen tahsil sebebi ile işbu davanın konusuz kaldığını, dava harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir....

        O halde şikayetçi borçlunun açtığı dava neticesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imzaya itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına ve tazminata karar verildiğine ve söz konusu kararın yerine getirilmesi için kesinleşmesi şartı bulunmadığına göre, takibinin iptali yönünde hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden açıklanan nedenle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince Mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince Bakırköy 8.....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davalıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesilmesi sonucu tahakkuk ettirilen borcun tahsili için yapılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan işbu davada, mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası, davalının açmış olduğu, kurum işleminin iptali istemli ... 12....

          İcra aşamasında zamanaşımına ilişkin def’i iki şekilde ileri sürülmektedir; birincisi takibin kesinleşmesinden önceki devrede gerçekleşen zamanaşımı def’i; diğeri ise, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı def’idir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte takibin kesinleşmesinden önceki evrede zamanaşımı def’i İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca yasal beş günlük şikâyet süresinde ileri sürülmesi gerekir. Takipten sonraki evrede ise İİK'nın 170/b maddesi yollaması ile aynı Kanunun 71 ve 33/a maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Bilindiği üzere, davanın açıldığı tarihin belirlenmesi harca tabi olup olmamasına göre değişiklik gösterir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.02.1984 gün ve 1983/7E., 1984/3 K. sayılı kararında her iki hal için davanın açıldığı tarihin nasıl belirleneceği ayrı ayrı karara bağlanmıştır....

            Davacının borca ve senet vasfına yönelik şikayeti ise 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından bu yöndeki itirazlarının reddi gerektiği tabidir. Ayrıca bononun zamanaşımına uğraması kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldıran bir neden değildi. Açıklanan bu olgular karşısında mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı itirazının kabulü ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, davacının borca itiraz ve senet vasfına yönelik şikayetinin ise süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip sonrası zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılması isteminde bulunduğu, mahkemece TTK'nun 726. maddesindeki altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacılar hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

              İcra Müdürlüğünün 2013/5008 Esas sayılı dosyası ile çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinin kesinleşmesinden sonra üç yıldan fazla süreyle zamanaşımını kesecek nitelikte icra işlem yapılmamış olması nedeniyle çeklerin tabi oldukları 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ve kambiyo vasfını yitirdiğini belirterek zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ve dava etmiştir CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak çeklerin 15/12/2012, 15/01/2013 ve 15/03/2013 keşide tarihli olup ödeme emrinin 29/04/2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, takibin itirazsız kesinleşmesi akabinde takibin ilerletilmesi amacıyla her biri zaman aşımını kesici nitelikte olan birçok işlemde bulunulduğunu, borçlu şirketin taşınır ve taşınmaz mallarına haciz işlemleri uygulandığını ve işlemlerin sürekli yenilendiğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir....

              Öte yandan her ne kadar 06/02/2018 tarihinde icra müdürlüğünce geçici aciz vesikası düzenlenmiş ise de; söz konusu belge zamanaşımı süresini kesmeyeceği gibi, bir an için zamanaşımı süresini kestiği kabul edilse bile, takip dosyasındaki geçici aciz vesikasının düzenlendiği tarih olan 06/02/2018 tarihi ile dava tarihi olan 26/05/2021 tarihine kadar 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu