Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nun 337. maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nun 347. maddesine göre fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmayan şikayet hakkının düşeceği, İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesine nazaran; Somut uyuşmazlıkta; şikayete...

    Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücretine ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı) Somut olayda ... İş Mahkemesi'nin 2010/ 661 Esas, 2010/856 Karar sayılı ve 09.11.2010 tarihli menfi tesbit davasının kısmen kabulüne ilişkin ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine meskeniyet iddiasına konu 8453 ada, 25 parsel, 3 numaralı bağımsız bölüm 05.11.2013 tarihinde haczedilmiş ve borçluya 06.12.2013 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiştir. Borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15.04.2014 tarih, 2013/1548 E. - 2014/426 K. sayılı kararıyla istem kabul edilerek tebliğ tarihi 06.12.2013 olarak düzeltilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkında 19.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi gereğince verilen "1 yıl" hapis cezasına ilişkin hükmün 5237 sayılı CMK'nin 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı, bu kararın 05.02.2010 tarihinde kesinleşmesi ile zamanaşımanın durduğu ve sanığın denetim süresi içinde 02.08.2010 tarihinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle bu tarih itibariyle zamanaşımının tekrar işlemeye devam ettiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle zamanaşımının "5 ay 27 gün" süre ile durduğu ancak; suç tarihinden sonra 19.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası TCK'nin 86/1, 87/3. maddelerinde öngörülen ve dava zamanaşımı süresinin hesaplanmasında sanığın lehine olan cezanın türü ve üst...

          İcra dairesinin 2020/5377 Esas sayılı dosyasında yürütülen takibe davalının itirazının kısmen iptali ile 14.908,33 TL kıdem tazminatı ile 16.023,27 TL faizi, 2.377,90 TL yıllık izin ücreti ile 1.304,59 TL faizi yönünden takibin devamına, 140,66 TL faiz yönünden takibin iptaline, esas alacağın %20'si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" şeklinde karar verilmiştir....

          İİK.nun 134/son maddesinde ise tapu idaresine tescil için yazı yazılması, ihale tarihinden itibaren şikayet için muayyen müddetin (7 gün) geçmesine veya ihalenin feshi istenilmiş ise şikayeti sonuçlandıran kararın kesinleşmesine bağlı tutulmuştur....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/2. maddesinin göndermesi ile aynı kanunun 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığı iddiası ile icranın geri bırakılması isteğidir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçluların icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece; 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetidir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir....

            Davacı aleyhine 08/08/2012 tarihinde, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, alacaklı tarafından 11/08/2014 ve öncesinde farklı tarihlerde haciz taleplerinde bulunulduğu, 28/08/2015 tarihinde satış talebinde bulunulduğu görülmüş ise de, alacaklı tarafından satış talebi ile birlikte satış avansı yatırılmadığından bu istemin geçersiz olduğu ve zamanaşımını kesecek nitelikte olmadığı, 08/02/2018 tarihinde takibin yenilendiği ve haciz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, 11/08/2014- 08/02/2018 tarihleri arasında bono için öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan zamanaşımı itirazının kabul edilmesi isabetli ise de, takip kesinleşmeden zamanaşımı itirazında bulunduğundan İİK' nın 169/a maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına karar vermesi doğru olmadığından ve bu durum kamu düzenine ilişkin olduğundan, davalının istinaf isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına...

            Eldeki davada; alacaklının mevcut alacak talebi ile ilgili olarak iflas masasına başvu- rusu bulunmadığı gibi zamanaşımı kesen (borçlunun ikrarı, kısmen ifa, kefil gösterme vs) hallerin de söz konusu olmadığı, takibin başlatıldığı 14/06/2016 tarihi itibariyle BK 146 .maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edilmiş olmakla zamanaşımı def'i doğrultusunda. "davanın kabulüne" karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Kötü niyet tazminatı ile ilgili olarak; İcra ve İflas Kanunu’nun72.maddesi gereğince alacaklının kötü niyet tazminatına mah- kûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması ve bu durumun borçlu tarafından ispatlanması gerekmektedir. Öğretide ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötüniyetli olduğu kabul edilmektedir....

              , takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu