Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, mirasın reddedildiği, imhal, itfa ve zamanaşımı itirazında bulunabilecekleri, icra dosyasında borçlu Fikret Kuşçu'nun vefat etmeden önce yasal sürede borca itirazda bulunmadığı ve takibin kesinleştiği dolayısıyla borçlunun ölümünden sonra mirasçıların vefat eden borçlu tarafından süresinde ileri sürülmeyen borca itirazda bulunamayacakları anlaşılmakla şikayetlerin reddine, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine ilişkin eksiklik dava açıldıktan sonra giderildiğinden usulsüz tebligat şikayeti yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayeti yönünden şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepleri yönünden reddine," karar verildiği görülmüştür....

Alacaklı tarafından 18/02/2009 tarihinde takibe başlandığı, ödeme emrinin 27/05/2009 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı vekili tarafından 20/08/2009 tarihinde haciz talep edildiği, icra müdürlüğünce talebin masrafın karşılanması halinde yerine getirileceğine karar verildiği, alacaklı tarafça 06/03/2014 tarihinde takibin yenilenmesi talebinde bulunulduğu, takip dosyasında 20/08/2009 tarihinden takibin yenilendiği 06/03/2014 tarihine kadar takibin devamını sağlamaya yönelik herhangi bir işlem yapılmadığı, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

Davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine dayalı olarak Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2015/61314 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine haciz aşamasına geçildiği, takibe konu borcun davacının maaşından kesilmek suretiyle karşılandığı, Trabzon 1....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı dosyasında, şikayetçi, muris .... olup muris hakkında yapılan takipte murisin haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen karar, takibin mirasçılara yöneltilmesinden sonra mirasçıların kendi adlarına yapacakları haczedilmezlik şikayeti yönünden kesin hüküm teşkil etmez. Tarafları aynı olmayan.... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı kararı eldeki meskeniyet şikayeti yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece, borçlu mirasçıların meskeniyet şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak kesin hüküm nedeniyle istemin reddedilmesi isabetsizdir....

    Davalı, süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuş olup, mahkemece dava İİK’nin 72.maddesi gereğince istirdat davası olarak değerlendirilerek, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava klasik istirdat davası olmayıp, İİK’nin 72.maddesinde belirtilen zamanaşımı süresine tabi değildir. Davacının şikayeti üzerine davalı hakkında açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan dava açılmış ve davalı aleyhine karar verilmiştir. Davalı hakkında açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan TCK’nın 209/1 maddesi gereğince 1.500,00 TL adli para cezası verildiğine göre; olayda dava zamanaşımı söz konusu olup, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasından bahisle davanın reddi doğru değildir. Öyle olunca, bütün deliller değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu borca itirazlarını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, ayrıca aynı Mahkemede 2018/941 esas sayılı dosyada ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla şikayette bulunduğunu belirterek borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiş, Mahkeme davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu, borçlunun itirazının ise süresinde olmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğe ilişkin şikayet hakkında verilen kararın kesinleşmesi beklemeden davanın süre yönünden reddine karar vermiştir. Davacının aynı Mahkemede açtığı 2018/941 Esas sayılı dosyada usulsüz tebliğ şikayeti reddedilmiş ise de, anılan kararın istinaf edilmesi sonucunda İstanbul BAM 20....

      Emlak Bankası A.Ş. açısından da uygulanacağını, takip dosyasındaki yenileme taleplerinin zamanaşımı süresini kestiğini, 10 yıllık zamanaşımı süresinin 10.05.2011 tarihinde dolacağını, ancak henüz 10 yıllık süre dolmadan 26.11.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen Ek Madde 3 ile getirilen değişiklik sonucu zamanaşımının 20 yıla uzadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 33, 71; 818 sayılı Borçlar Kanununun 125; TBK'nın 146. maddesi. 3....

        gerektiğini belirterek takibin iptaline yönelik kararın kaldırılarak davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile ilam vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        İstinaf Sebepleri Alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; borcun finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklandığını, tarafların finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçlarında zamanaşımı konusunda 6361 sayılı Kanun’da hüküm bulunmadığı için TBK’nın 146. maddesindeki genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu 10.05.2011 tarihinde 3 yıllık zamanaşımı dolmaksızın takibe girişildiği, zaman aşımının kesildiği sözleşme ilişkisine bağlı bonolar açısından 10 yıllık yeni zamanaşımı süresi başladığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından takibin kesinleşmesinden sonra zaman aşımının gerçekleştiği iddiası ile itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği , davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. 6762 sayılı TTK'nun 726 maddesini değiştiren 6273 sayılı kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03/02/2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresinin 6 ay olduğu, takibe konu çekin ibraz tarihinin 03.02.2012 tarihinden önceki tarihli olması nedeni ile zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu ve 6 aylık zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu