iptali davanın reddedildiğini, icra emrinin ilama aykırı olduğunu ve usulsüz olduğunu, müvekkilinin alacaklı kuruma herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek, takibin ve icra emrinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; yapılan yargılama,toplanan deliller doğrultusunda, huzurdaki davada davalının icra takibine konu asıl alacağı ödediği hususunun sabit olduğu, uyuşmazlığın takibin fer'ilerine yönelik olduğu, ödeme emrinin tebliğinden önce ödenen 17.674,40 TL ve ödeme emrinin tebliğinden sonra ödenen 11.000 TL bedelli kısmi ödeme gözetildiğinde, davalının takip dosyasına ilişkin olarak 340,93 TL borcunun kaldığı ve itirazında haksız olduğu gerekçesiyle, davanın 340,93 TL yönünden kısmen kabulüne, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı icra takibinden sonra asıl alacak kısmını ödemiş, alacağın fer'ileri yönünden itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı mahkemeye sunduğu 07/12/2014 tarihli dilekçesinde, alacağın fer'ileri yönünden de davacının taleplerini kabul ettiklerini ancak ödeyemediklerini bildirerek, aleyhlerinde icra inkar tazminatına hükmedilmemesini istemişlerdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/430 esas numaralı dosyasından gönderilen ödeme emrinin iptali istemiyle ... İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açtığı, bu mahkemenin 06/11/2014 tarihli 2014/23 esas 2914/33 karar sayılı ilamı ile davalılara gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 16/12/2014 tarihinde kesinleştiği, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için usulüne uygun ödeme emrine süresinde itiraz edilmiş olmasının gerektiği, huzurdaki davada itiraz edilen ödeme emrinin mahkeme kararı ile iptal edildiği gerekçesiyle davanın usulden reddine, reddedilen miktar üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Maddesi gereği davanın taraflarca getirilme ilkesine tabi olduğunu, gerek icra takibine itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde davalılarca takibin usulsüzlüğüne ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği gibi bu hususta icra mahkemesi nezdinde şikayet yoluna da başvurulmadığını, icra hukuk mahkemesi tarafından halihazırda ödeme emrinin usule aykırı olduğundan bahisle verilmiş herhangi bir iptal kararı da bulunmadığını, bu durumda taraflarca ileri sürülmeyen bir hususun mahkemece re'sen ele alınarak ödeme emrinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki ödeme emrinin usulsüz olduğu dolayısıyla ortada hukuka uygun şekilde düzenlenen ve borçlulara tebliğ edilen ödeme emrinin bulunmadığının kabulü halinde davanın reddine değil davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına (bkz. Yrg. 19....
Maddesi gereği davanın taraflarca getirilme ilkesine tabi olduğunu, gerek icra takibine itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde davalılarca takibin usulsüzlüğüne ilişkin bir itiraz ileri sürülmediği gibi bu hususta icra mahkemesi nezdinde şikayet yoluna da başvurulmadığını, icra hukuk mahkemesi tarafından halihazırda ödeme emrinin usule aykırı olduğundan bahisle verilmiş herhangi bir iptal kararı da bulunmadığını, bu durumda taraflarca ileri sürülmeyen bir hususun mahkemece re'sen ele alınarak ödeme emrinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki ödeme emrinin usulsüz olduğu dolayısıyla ortada hukuka uygun şekilde düzenlenen ve borçlulara tebliğ edilen ödeme emrinin bulunmadığının kabulü halinde davanın reddine değil davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına (bkz. Yrg. 19....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibin kısmen iptaline, 3.900 TL asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazı incelendiğinde; Davacı alacaklı 21.05.2008 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde toplam 7.150 TL kira alacağı isteminde bulunmuştur. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı süresinde borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Alacak miktarı ödenmediğinden, davacı alacaklı tarafından itirazın iptali icra inkar tazminatı istemi ile açılan davada mahkemece 3.000 TL depozito bedeli kira alacağından mahsup edilerek alacak talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, icra inkar tazminatı konusunda olumlu olumsuz karar verilmemiştir....
-TL alacak için icra takibi yapıldığını, davalıya gönderilen örnek 7 ilamsız icra takibi yapılmış ve söz konusu meblağın takip tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte yapılacak ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu ile ödenmesinin istendiğini, ödeme emrinin tebliğinden 2 gün sonra davalı tarafça müvekkili vakfın hesabına 650.000,00.-TL ödeme yapıldığını, davalının icra dosya borcunu ödemediği gibi icra dosyasına itiraz ederek takibin durduğunu, alacak miktarının 707.454,00.-TL alacaklı olduğunu, yapılan 650.000,00.-TL'lik ödeme düşüldükten sonra toplam 57.454,00.-TL alacaklı olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; 650.000,00.-TL ödeme düşüldükten sonra dava dilekçesinde belirtildiği gibi 57.454,00....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı şirket hakkında 01/03/2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesine binaen ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 13 nolu ödeme emrinin 21/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacınında birtakım iddialarla ödeme emrinin ve takibin iptali yönünde mahkemeye başvurduğu anlaşılmaktadır. HMK 355.madde gereği istinaf incelemesi istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılması gerekmekle incelemede kaideten taleple bağlı olarak gerçekleştirilmiştir....
Ltd Şti adında bir şirket bulunmadığını, düzenlenen ödeme emrinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, duruşmada davanın reddini istemiştir. Mahkemece takip talebinde borçlu şirkete ait vergi numarasının belirtildiği, davacı 3.kişinin takibin tarafı olmadığı, taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Davacı 3.kişi vekili, mahcuz menkullerin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde ödeme emrinin yasaya aykırı olduğunu belirterek ödeme emrinin iptalini istemişse de dilekçedeki açıklamalar ışığında uyuşmazlığın istihkak davasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime attir....
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacının, 3 aylık süresinde ödenmemiş olması nedeniyle, sulhname ile belirlenen 58.377,33TL asıl alacak ve 175,13TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.552,46TL'yi, 09.10.2013 tarihinde ilamsız takibe koyduğu, ödeme emrinin davalıya 21.10.2013 tarihinde tebliğ olduğu, davalının 7 günlük süresi içinde 23.10.2013 tarihinde asıl alacak bedeli olan 58.377,33TL'yi davacı tarafa ödediği, ancak aynı tarihte takibin tümüne itiraz ettiği ve takibin tamamen durduğu, bunun üzerine davacının süresinde, 58.552,46TL harca esas değer üzerinden itirazın iptali davası açtığı, mahkemenin ise, asıl alacak bedeli ve işlemiş faiz yönünden davanın reddi gerektiğini benimsediği, ancak takip tarihinden itibaren faiz işletilecek şekilde ödemenin yapıldığı 23/10/2013 tarihi itibariyle dosya hesabı yaptırılarak, dosya borcunun 23/10/2013 tarihi itibariyle 5.213,75 TL olduğu tespit edilerek bu çerçevede davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verdiği anlaşılmaktadır....