Davalı borçlu itiraz dilekçesinde, müvekkilinin takip alacaklısına hiçbir borcu bulunmadığını bildirerek asıl alacağa, gecikme zammına ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı ...... mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Dava, ...... alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararda, takibe konu alacağın adi alacak olarak takibe konulduğu ve borçluya ilamsız takibe ilişkin örnek 7 ödeme emrinin gönderildiği, takibe konu alacakla ilgili herhangi bir belge sunulmadığı, sadece takibe konu alacağın sebebinin ...... sözleşmesi olarak belirtildiği, bu sebeple takibe konu alacak İİK'nin 68. maddesinde sayılan belgelerle ispat edilemediğinden davacının itirazının kaldırılmasına yönelik davasının reddine karar verilmiştir. Davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6....
icra takibine itiraz dilekçesindeki; “alacaklı tarafa takibe konu kira sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmamaktadır....
- K A R A R - Davacı vekil, davacı şirketin davalı şirketten satın aldığı mallara karşılık verdiği çek bedellerini ödememesi üzerine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını ve daha sonra takibin iflas takibine dönüştürüldüğünü, davalının takibe itiraz etmediği ve borcu ödeyemediğini, takibin kesinleştiğini ileri sürerek davalı şirketin ifasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dosyasında ödeme emrinin usulsüz yapılması nedeni ile takibin kesinleşmiş olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının başlattığı takibe borçlunun 15.06.2015 tarihinde itiraz ettiği, ancak daha sonra itirazından vazgeçtiği, takibin kesinleştiği, kesinleşmiş bir takip varken iflas yolu ile takibe geçilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iflas istemine ilişkindir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile İİK'nun 66/1. maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur” hükmü yer almaktadır....
İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak red etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda; davalı borçlu itiraz dilekçesinde, dosya alacaklısına borcu bulunmadığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK.’nun 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumundadır....
sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, söz konusu takipten önce yine aynı icra müdürlüğünün 2014/... esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, söz konusu ilk takipte muhasebesel hata nedeniyle alacak bakiyesinin sıfırlanarak takip yapıldığını, bu takibe itiraz üzerine dayanak belgelerdeki hata nedeniyle davaya konu 2014/... sayılı takip dosyasında gerçek ve doğru belgelerle icra takibi başlattıklarını davalının bu takibe de haksız olarak itiraz ettiğini, itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmolunmasını talep etmişlerdir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin bonolara dayalı olarak davalı hakkında ilamsız takibe geçtiğini, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, takip dayanağı bonoların zamanaşımına uğramadığı gibi, davalının imza ve bonolarda tahrifat yapıldığı hususundaki iddialarında yerinde olmadığını öne sürerek davalının itirazının iptali ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiş, yargılamaya da katılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı hakkında bonolara dayalı olarak ilamsız takibe geçtiği, davalının imzaya itiraz etmesine rağmen, imza hususunda çıkarılan isticvap davetiyesine riayet etmediği, davacının, davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili; davalının borcuna karşılık verdiği çekin ödenmemesi üzerine başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, icra takibine konu çekin zamanaşımına uğradığı, sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak başlatılan takibe davalı itiraz etmiş ise de davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispatlayamadığı, alacağın belirlenebilir olduğu, faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının iptali ile takibin 5.000 TL üzerinden devamına, fazla isteminin reddine, kabul edilen miktarın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, takibe konu edilen fatura bedellerinden dolayı davalının müvekkiline borçlu olduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davacının verilen kesin süre içinde taraflar arasındaki sözleşmeyi ibraz etmeyip son celsede ibraz etmiş olması nedeniyle sözleşmenin hükme esas alınamadığı, davalı tarafça sözleşme ilişkisinin inkar edildiği ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, davacının defterlerinin kendi lehine delil niteliği taşımadığı, takibe konu alacağın aranacak borçlardan olduğu halde takibin davalının ikametgahında yapılmadığı ve icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet-İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; ilamın kesinleşmeden takibe konulduğunu, ilamda hükmedilen miktardan daha fazla talepte bulunulduğunu, ilama konu borcun itfa edildiğini beyanla icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Mahkemece ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir....