Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK 394. maddesine göre;" (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz. (2)İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (3)İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4)İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir....

    Alacaklının, alacağını tahsil için açtığı muvazaa nedeniyle iptal ve tahsil davalarında somut olaya göre muvazaalı işlem iptal edilmesi yanında davacıya alacağı ile sınırlı haciz yetkisi (İİK. 283.md) veya davalı muvazaalı işlem ile tahsil ettiği para varsa bunu alacakla sınırlı davalıdan alınarak davacıya verilebilmelidir. Somut olayda muvazaanın gerçekleştiğini davacı delilleri ile ispat etmiş ve mahkemece bu husus değerlendirilmiş ve içtihatlara uygun olarak tahsil kararı verilmiştir. Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyoruz....

      Davalı şirket vekili yüklenici şirketten iş bedelinin tahsil edilmediğini savunurken, davacı şirket vekili bunun doğru olmadığını, bu konunun araştırılması gerektiğini beyan etmektedir. Davalı şirketin dava dışı yüklenici şirketten alacağını tahsil edip etmediği konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı gözden kaçırılarak, bu alacağın davalı şirket tarafından dava dışı yüklenici şirketten tahsil edilmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yokmuş gibi değerlendirme yapılarak ve bu konuda herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş, davalı şirketin alt taşeron davacı şirketin yaptığı iş ile ilgili alacağını dava dışı yüklenici şirketten tahsil edip etmediği konularının, dava dışı yüklenici ... Ortak Girişimi ile iş sahibi TBMM’den araştırılmasından, bu konularda oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan dava dışı ......

        İcra Müdürlüğü'nün 2001/1507 sayılı dosyası ile haklarında takibe geçtiğini, vaki itiraz üzerine Ankara 1....

          SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle, İtiraz Hakem Heyeti kararının 4. bendinde yer alan "7.288,78 TL" ibaresi çıkartılarak yerine "4.080,00 TL" ibaresinin yazılmasına, (3) no’lu bentte gösterilen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının 5. bendinde yer alan "başvuru sahibi" ibaresi çıkartılarak yerine "davalı" ibaresinin; "sigorta kuruluşundan tahsil edilerek başvuru sahibine ödenmesine" ibaresi çıkartılarak yerine "başvuru sahibinden tahsil edilerek sigorta kuruluşuna ödenmesine" yazılmasına kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan aldığı malların bedelini ileri tarihli çeklerle ödediği, davacının davalı şirkete olan borcu ve teslim edilecek malzemeler karşılığı 13.12.2009 tarihli 6.000 TL.lik çeki davalıya verdiği, davalının tanzim ettiği 26.08.2009 tarihli faturaya davacı tarafından malların büyük kısmının teslim edilmediği gerekçesiyle ihtarname ile itiraz edildiği, davalının ise ihtarnameye itiraz etmediği, itiraz edilen faturadaki malların teslim edildiğinin davalı tarafça ispatı gerektiği, hatırlatılması üzerine davalının yemin teklif hakkını kullanmadığı, davacının teslim edilen mallar ve daha önceki borcu toplam 2.893,76 TL. olup bu tutarın dava konusu çek bedelinden düşüldüğünde dava konusu çekin 3.106,24 TL.lik kısmının bedelsiz kaldığı, davalı tarafça çek bedelinin tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 3.106,24 TL.nin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

              tarihli dilekçesi ile borca, faize ve takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının alacağı tahsil için başlatılan icra dosyasına kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini ve takip durdurulduğunu, kötü niyetli olarak likit alacağa itiraz eden ... hakkında yasal yollara başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek davanın kabulüne ve borçlunun vaki itirazının iptaline, Kayseri ... İcra Dairesinin ... E. sayılı dosyasından takibin devamına, kötü niyetli olarak likid alacağa itiraz eden borçlu hakkında alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan olan 15.220,26 TL cari hesap alacağı için icra takibi yaptığını ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, talebin zamanaşımına uğradığını, dava konusu uyuşmazlık hakkında esasen müvekkilinin davacıdan alacaklı olup, alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açtıklarını, her iki dava dosyasının birleştirilmesi gerektiğini, davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen dava da davacı vekili, faturaya dayalı alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir....

                  Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir....

                    Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....

                      UYAP Entegrasyonu