Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ağır Ceza Mahkemesinin 14/08/2018 tarihli ve 2018/669 Değişik iş sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre; 1-)1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 60. maddesinde yer alan “59 uncu maddede yazılı mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde incelenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda suç yerinin ... ili olduğu ve son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararın ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verildiği anlaşılmakla, son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair karara yönelik itirazı incelemeye yetkili mahkemenin suçun işlendiği yer ... Ağır Ceza Mahkemesi hariç olmak üzere, ... 1....

    K A R A R Davacı, davalının hakkında “TEK,Vergi Dairesi,Banka gibi borçların ödenmesi” dayanak gösterilerek icra takibi yaptığını, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleşerek hacizli malın satışı suretiyle 23.1.2006 tarihinde 90.737,53 TL tahsil edildiğini,daha bakiye takip borcu bulunduğunu, esasen davalıya böyle bir borcu olmadığı halde icraen ve haksız olarak ödeme yaptığını bildirerek takip konusu davalı alacağı nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbitine, yaptığı ödemelerin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, takibin kesinleştiğini, paranın 2006 yılında kısmen tahsil edildiğini ancak davacının 2007 yılında dava açtığını kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

      e ait faaliyet alanı su dağıtımı olan iş yerinde satış sorumlusu olarak çalışan katılan sanık ...’ın,...’den habersiz olarak piyasadan toplamda 2.500 TL tahsil etmesine rağmen bu bedeli iş yerine götürmeyerek mal edindiği, bunun üzerine katılan sanık ...’in bu alacağını tahsil amacıyla ...’ın darp ederek belge imzalattığı bu şekilde katılan sanıkların üzerilerine atılı suçları işledikleri iddia olunan olayda; 1-Katılan sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik yapılan incelemede; 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup, temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK' nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli...

        Mahkemece, 02.05.2013 tarihli bilirkişi raporuna işaret edilmek suretiyle, davalı avukat tarafından tahsil edilen paradan, yapmış olduğu masraflar ve vekalet ücretlerinin mahsubundan sonra 805,02TL borcun kalacağı benimsenmiş ise de, anılan bilirkişi raporu incelendiğinde, “Tartışma konusu olan, ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, 1995/319, 1998/72, 1999/262, 2000/113 Esas sayılı dosyaları asıl dosya içinde bulunmadığından inceleme ve değerlendirmelerimiz dosyada mevcut bilgiler üzerinden yapılacaktır. ... İcra Md.lüğü'nün, 2003/408E. sayılı dosyası dosya içinde bulunmadığından, davalı tarafından bu dosyaya yapılan itiraz ve itiraz sonucu icra memurunun işlemi de incelenememiştir.” denildiği görülmektedir....

          Belediye Başkanlığı aleyhine 31/10/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız yere tahsil edilen yapı kullanma izin bedelinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; idari yargı yerinin görevli olduğuna dair verilen 20/10/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 3533 sayılı Kanunun 6.maddesine göre bu kanun uyarınca verilen kararların temyiz edilebilme niteliği olmayıp, sadece itiraz mümkündür. Bu durumda dilekçenin itiraz niteliğinde olduğunun kabulüyle isteğin hakemce incelenmesi gerekir. SONUÇ:Gerekli inceleme hakemce yapılmak üzere dosyanın geri çevrilmesine 21/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun’un 55’inci maddesi uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Kanun’un 58’inci maddesi uyarınca, “...7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir...” Öncelikle belirtilmelidir ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.2001 gün ve 21-201-297; 24.03.2004 gün ve 10-164-170; 02.11.2011 gün ve 21-571-680 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere itiraz için öngörülen yedi günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır....

              -K A R A R- Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında ihracata aracılık sözleşmesi bulunduğunu ve davalının bu çerçevede teslim aldığı toplam 600.328.50 TL tutarındaki malı ihraç edip bedellerini ve kdv iadelerini tahsil etmesine rağmen 192.678.54 TL alacaklarını ödemediğini, alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacıya ait malların ihraç sonrası tahsil edilen mal bedellerinden bir kısmının davacının talimatı ile 3.kişilere ödendiğini, tahsil olunamayan KDV tutarlarından sorumlu olmadıklarını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki ihracata aracılık sözleşmesi uyarınca davalı yanca tahsil edilen mal bedeli ve KDV tutarından 184.273.21 TL’nin davacıya ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin senede dayalı olarak takibe geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı takip konusu senede karşılık davacıya çek verdiğini ve çek bedelini davacıya ödemesine rağmen, davacı senedi iade etmeyip, takibe koyduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda takip dayanağı senede karşı, davalının davacıya bir adet çek verdiği, taraflar arasında 16.04.2006 tarihli ibraname imzalandığı, ancak davacının çeki tahsil etmediği hususunda tanık dinlettiği ve HUMK.nun 356.maddesi uyarınca re’sen yemin yaptırıldığı ve davacının çekin tahsil edilmediği hususundaki iddiasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                  . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin senede dayalı olarak takibe geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı takip konusu senede karşılık davacıya çek verdiğini ve çek bedelini davacıya ödemesine rağmen, davacı senedi iade etmeyip, takibe koyduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda takip dayanağı senede karşı, davalının davacıya bir adet çek verdiği, taraflar arasında 16.04.2006 tarihli ibraname imzalandığı, ancak davacının çeki tahsil etmediği hususunda tanık dinlettiği ve HUMK.nun 356.maddesi uyarınca re’sen yemin yaptırıldığı ve davacının çekin tahsil edilmediği hususundaki iddiasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                    . - K A R A R - Davacı, davalı tarafından kendisi aleyhine başlatılan takibe itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini ve Bağ-Kur emekli maaşına haciz yapılarak toplam 3.675 TL.kesildiğini, yapılan kesintinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kesilen 3.675 TL.nin kesinti tarihlerinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının maaşından yapılan kesintilere itiraz etmediğini, kesinti yapılan dönemlerin ilgili kanundan önce olduğunu, yasanın geriye yürümeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu