İcra Müdürlüğünün 2011/6230 Esas sayılı dosyası ile kiracılardan tahsil edildiğini, tahsil edilen kira bedelinin ½'sinin kendi hissesine düşmekte olduğunu, bu miktarın ödenmesi için davalı aleyhine ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2014/4979 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığını, borçlu itirazının iptali ile takibin devamına karar verilerek, % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davaya konu tahsilatın yapıldığı ... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2011/6230 Esas sayılı dosyasının kambiyo senedine dayalı bir alacak olduğunu, senet alacaklısının kendisi olduğunu, takipte davacının alacaklı ve taraf olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalının ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4979 E....
İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır....
Öte yandan, 4458 sayılı Kanun'un 201. maddesinde; süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır....
Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir." hükmüne; " İtiraz Yolu" başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrasında ise; " Mahkemenin verdiği son karara karşı, Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır." hükmüne yer verilmiştir....
Kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da, itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibi ile ve menfi tespit davası da açmaması sonucu, gerçekte borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalırsa, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. İstirdat davasında, icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz etmiş olmasına rağmen itirazın kesin olarak kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşmiş olan icra takibi dolayısıyla, nakten yada malların haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınmış olması gerekir. İkinci şart ise, borçlu olmadığı bir paranın cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınmasıdır....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58 inci maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanun'un 55 inci maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri”nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....
Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi). Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması, fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve aynı dönemde icra takibinden vazgeçilmesi halinde tahsil harcı almak mümkün değildir (HİGM 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi). 492 Sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür (12. HD 10.03.2003 T 1505- 4760 Sayılı ilamı). 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 264. maddesinin son fıkrasında; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmüne yer verilmiştir....
Davalılar vekili istinafında; davacıya verilen çeklerin bankaya ibrazı ile ilgili bankanın o anki döviz alış kuru üzerinden çeklerin tahsil edildiğini, Faktöring Sözleşmesinin 24.maddesinde; döviz cinsinden tahsil olunan finansmanın ... döviz alış kuru üzerinden TL'ye çevrilerek kullandırılacağı, finansman ve fer'ilerinin geri ödemesinde tarihindeki ... döviz alış kurunun esas alınacağı, bu suretle geri ödeme esnasında oluşacak kur farkının müşteriden tahsil edileceğinin hükme bağlandığını, bilirkişinin çeklerin tahsil olduğu ve hesaplara intikal ettiği günün kurlarını ...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi Vergi Dairesi (Hazine) vekili borçlu şirkete ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/I inci maddesi uyarınca, üst sıraya alınan SGK Başkanlığı’nın haczine iştirak ettirilmeleri gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. SGK Başkanlığı vekili somut olayda Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/I inci değil, 69 uncu maddesinin uygulanabileceğini ileri sürerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur....
Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar,----,---- ----belirlenen bir bildirimle ödenir.------- tarafından ---- eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde,------- ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir." araç maliklerinden geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsil edileceği öngörülmüştür. Davacı vekili tarafından---- ihtarnameler ve geçiş tablosu sunulmuştur. ------ yazı cevaplarına göre ihlalli geçiş tarihlerinde davalının davaya konu-----davalının ---------- hesabında geçiş ücretleri için yeterli bakiye olmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir....