Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin kararlarının nasıl icra edilebileceğine dair 4686 sayılı Milletler Arası Tahkim Kanunu 15/son maddesi "İptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hallerde, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin verilmesi sırasında (A) fıkrasının 2'nci bendinin (a) ve (b) alt bent hükümleri mahkemece re'sen dikkate alınır. Bu halde mahkemece aksine karar verilmedikçe, inceleme dosya üzerinden yapılır" hükmünü içermektedir. Buna göre Milletlerarası Tahkim Kanunu'na göre verilen hakem kararının icrası, karar hakkında iptal davası açılıp açılmadığına göre değişmektedir. Karar hakkında süresinde iptal davası açılmaz ise veya iptal davası açılmasından vazgeçilmesi halinde tahkim kararı kesinleşir, dolayısı ile kesin olarak verilen tahkim kararı için asliye hukuk mahkemesince talep üzerine taraflara hakem kararının icra edilebilir olduğuna dair bir belge verilir....
Tenfizi talep edilen Amerikan Tahkim Kurumu’nun kararında geçerli bir tahkim sözleşmesinin mevcut olup olmadığı tartışılmış, söz konusu kararda davalı tarafın cevabi faksında tahkim kuralını tadil etmediği, reddetmediği ya da itiraz etmediği, sadece ödeme şartları ve yükleme tarihlerine ilişkin olarak sözleşme şartlarına ilavelerde bulunduğu, davalının sözleşmenin şartlarını kabul etmiş gibi göründüğü, teslim ettiği mallar karşılığında ödemeyi kabul ettiği, böylece tahkim şartı da dahil olmak üzere sözleşmeyi kendi hareketiyle onayladığı, taraflar arasında anlaşmanın bulunmasının yeterli olduğu, ayrıca imzaya gerek olmadığı, Amerikan Tahkim Kurumu Ticari Kuralları’nın 8(a) maddesine göre hakemin kendi yetkisi, tahkim sözleşmesinin varlığı ile bu sözleşmenin kapsam ve geçerliliği hakkında karar verebileceği gerekçeleriyle uyuşmazlığın esası incelenerek tenfizi talep edilen karar verilmiştir. Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2022/1007 D.İş. 2022/1087 Karar HÜKÜM : Saklanmasına SAYISI : THK-SB.2022.190340 HÜKÜM : İtirazın süreden reddi Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem komisyonu müdürü ve itiraz yetkilisi tarafından itirazın süresinde yapılmadığından reddine karar verilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem komisyon müdürü ve itiraz yetkilisinin süreden ret kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Dava, sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Sigorta Tahkim Komisyonu uyuşmazlık hakem heyetince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalının tahkim komisyonu itiraz hakem nezdindeki itirazı ise, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından komisyon müdürü ve itiraz yetkili ünvanlı kişilerin imzasını mündemiç karar ile süreden reddedilmiştir....
Tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamaz. Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları hâlinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir." HMK'nın 413. Maddesinde tahkim itirazı düzenlenmiştir."Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder. Tahkim itirazının ileri sürülmesi, tahkim yargılamasına engel değildir." Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca faturaya konu bedelin ödenmediği iddiasına dayalı başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir....
Bu hüküm uyarınca tahkim sözleşmesi yazılı olarak yapılmalıdır. Bu konuda taraflara iki olanak tanınmış olup, taraflar yapmış oldukları sözleşmeye tahkim şartı koyabilecekleri gibi ayrı bir tahkim sözleşmesi de yapabilirler. Bir tahkim sözleşmesinden söz edebilmek için öncelikle tarafların bu konuda birbirine uygun irade beyanında bulunmaları gerekir. New York Sözleşmenin II/2. maddesinde yazılı tahkim sözleşmesi dışında karşılıklı olarak alıp verilen mektup veya telgraf içeriğinde bulunan ya da taraflarca imzalanan sözleşmede bulunan tahkim şartı da yazılı anlaşma olarak kabul edilmiştir. Somut olayda davacı tahkim iradesini bildirmiştir. Ancak davalı taraf ise aynı iradeyi gösterdiğine ilişkin New York Sözleşmesinin II/2. maddesi kapsamında tahkim şartını kabul ettiğine dair herhangi bir irade açıklamasında bulunmamıştır. Bu durumda tarafların tahkim sözleşmesi konusunda birbirine uygun irade beyanında bulundukları kabul edilemez....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davaya konu sözleşmeye dayalı uyuşmazlıkların çözümünün tahkim yolu ile yapılacağının taraflarca kararlaştırılmış olduğu, davacılar vekilinin hakemlerin tarafsız olmadıklarını ileri sürmüş olmasının tahkim sözleşmesinin hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız olması sonucunu doğurmadığı, uyuşmazlığın öncelikle tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1- HMK m. 408 uyarınca, tahkim iradesi tahkim sözleşmesinin kurucu unsuru olup, tahkim iradesinin bulunmadığı uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunu kabul edebilmek mümkün değildir....
İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şaklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Tahkim sözleşmesinin tabi olduğu şekil 1958 tarihli New York Sözleşmesi'nin 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre geçerli tahkim şartından bahsedebilmek için taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi veya telgraf aranmaktadır. Tahkim anlaşmasının geçerli olabilmesi için tarafların tahkim iradelerinin şüpheye ve karışıklığa yer vermeyecek şekilde açık ve kesin olması gerekir....
HMK'nın 413/1. maddesi uyarınca geçerli bir tahkim anlaşmasının varlığına rağmen mahkemede dava açılması halinde davalının uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğini, ilk itiraz olarak ileri sürmesi gerekir. HMK'nın 116/1-b maddesine göre tahkim itirazı bir ilk itirazdır ve davalı tarafça süresi içerisinde tahkim ilk itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında tahkim anlaşması yazılı geçerlilik şartına bağlı olarak yapılmıştır. Bu nedenlerle süresinde yapılan tahkim itirazının yerinde olduğu anlaşılarak davacının dava konusu uyuşmazlıkla ilgili öncelikle tahkim yoluna başvurması gerektiğinden davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle, davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 28.08.2014 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, davalı şahısların da sözleşmeyi imzaladığını, davalı şirkete gönderilen faturaların, ihtarlara rağmen ödenmediğini, sözleşmede; sözleşmeyle ilgili bir ihtilafın, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi'nin uluslararası tahkim kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağının, hakem sayısının üç olacağının, tahkimin yerinin Atlanta olacağının, tahkimin İngilizce dilinde yürütüleceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin alacağını tahsil edememesi üzerine 10.01.2018 tarihinde Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Amerikan Tahkim Kurulu nezdinde, davalılara karşı tahkim başvurusunda bulunduğunu, davalıların usulüne uygun tahkim yargılamasına davet edildiğini ve yargılamanın da usulüne uygun olarak yapıldığını, Amerikan Tahkim Kurulu'nun 01-18-0000-1845 numaralı dosyası nezdinde yürütülen tahkim yargılaması neticesinde, hakem heyetinin 03.01.2019 tarihinde...
Tahkim Merkezi" ibaresinin yer alması durumunda başvurunun reddolacağı bilgisinin alındığını, red kararı verileceğini bile bile ... Ticaret Odası bünyesindeki tahkim merkezine başvuru yapmalarının müvekkilinin maddi ve hukuki menfaatlerini ihlal edeceğinden sözleşmedeki tahkim şartının geçersiz olması sebebiyle, taraflar arasındaki ihtilafın çözümü için taraflarınca yerel mahkemede dava açılmış olmasının hukuka uygun olduğunu, kaldı ki davalı yanın da cevap dilekçesinde sadece tahkim itirazında bulunduğunu, tahkim merkezinin neresi olduğu hususunu belirtemediğini, uyuşmazlıkların çözümünde kuralın yargılamanın devlet mahkemelerinde yapılması olduğunu, tahkimin ise ihtiyari olduğunu, bu nedenle tahkim şartının da kesin olması gerektiğini, somut olayda ise tahkim sözleşmesindeki "......