Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre belirlenen gecikme zammı olarak tanımlandığı, Davacının icra takibindeki alacağı hususunda; Dosya kapsamında yer alan 4 adet tahakkuk hesabında kayıtlı KDV Dahil Fatura Tutarları ile davacı şirket tarafından icra takibinde yer alan asıl alacak tutarları toplamının birbirinin aynı olduğu, son ödeme tarihleri ile icra takip tarihi olan 23.01.2019 tarihi arasındaki süre için, asıl alacak tutarları üzerinden gecikme faizi hesaplanmış ve buna göre KDV Dahil toplam asıl alacak 43.133,59 TL ve gecikme zammı 1.589,36 TL olmak üzere, davacının toplam alacağının 44.722,95 TL olarak hesaplandığı, Davacı tarafından icra takibindeki KDV dahil asıl alacakların gecikme faizine tekrar KDV eklenmiş olup, Mahkemeniz tarafından 3065 sayılı KDV Kanununun madde 1 hükmüne göre, gecikme zammının KDV’ye tabi işlemler arasında olduğuna ve gecikme faizine KDV eklenmesi gerektiğine karar verildiği takdirde davacı alacağı; Toplam Alacak = 43.133,59 + (1.589,36 x 1,18)= 43.133,59+ 1.875,45...

    ilişki bulunmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, eksik nispi harcın ikmali gerektiğini, müvekkili banka tarafından taşınmaz kaydına tesis ve tescil edilen ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın adi yazılı şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipoteklerinin fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T7 Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemediğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, davanın...

    Davacı-karşı davalı taraflar arasındaki sözleşme kapsamında işin geç tesliminden kaynaklanan 350.000,00-TL gecikme tazminatı talebinde bulunmuş olup, davalı-karşı davacı ise 18/03/2019 tarihli faturadan kaynaklı 160.399,76-TL bedelli alacak talebinde bulunmuştur....

      Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişisinin 19/04/2022 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalı, .... İcra Müdürlüğü'ne gönderdiği dilekçede davacı şirkete borcunun olmadığını iddia ettiğini, davalının, faturaları ödediğine ilişkin dosyada dekont mevcut olmadığını, abonelik sonlandırılmadığı sürece tüketimlerden abone de sorumlu olduğundan ve faturalar abonelik dönemi içerisinde tanzim edildiğinden davalının faturaları ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacı ...'nin, icra takip tarihi itibariyle, davalı ...'dan alacağı 2.900,01-TL olarak hesaplandığını, davacı şirketin asıl alacağı 2.450,87-TL, gecikme zammı 380,63-TL, gecikme zammı KDV'si 68,51-TL olarak hesaplandığı, görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur....

        HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, perakende satış sözleşmesi olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketilmesinden (kaçak elektrik tüketiminden) kaynaklı kesilen faturaya dayalı itirazın iptali davasıdır. Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir....

          HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, perakende satış sözleşmesi olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketilmesinden (kaçak elektrik tüketiminden) kaynaklı kesilen faturaya dayalı itirazın iptali davasıdır. Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir....

            -TL tutarındaki işlemiş gecikme tazminatı alacağına yönelik haksız itirazının iptaline, takibin 1.645,37.-TL tutarındaki asıl alacak ile 1.182,74.-TL tutarındaki işlemiş gecikme tazminatı alacağı üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekilinin temyiz istemi için; davanın kabul edilen miktarı karar tarihi itibarıyla 2.080,00.-TL'lik temyiz kesinlik sınırının altında olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'nın 5219 sayılı Kanun ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 2.080,00.-TL'yi geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/10/2017 günü oy birliğiyle karar verilmiştir....

              Ancak somut olayda ipotek alacaklısı ile ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin satış vaadi ve borçlanma sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerin fekki ile hacizlerin terkini istemi de bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece satış işlemini durdurur nitelikte olduğu dolayısı ile icranın sair yönlerden bu aşamaya kadar devamında bir engel bulunmadığı dolayısı ile davalı aleyhine hak yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

              içtihatlarına göre; abonelik sözleşmesinden kaynaklı ödemelerde gecikme olması halinde, 6183 sayılı Yasada belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, sözleş- mede gecikme zammı uygulanacağına dair açık ve anlaşılır bir ifadeye yer verilmesi gerekir....

                Her ne kadar sözleşmenin feshi ile gecikme tazminatı değil menfi zarar talep edilebilecek ise da, davacının talep ettiği gecikme tazminatının sözleşmenin feshinden sonraki döneme ait olmadığı, sözleşme ile kararlaştırılan ve uzatılan süreden sözleşmenin feshine kadar geçen süreye ilişkin gecikme tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. Gecikme tazminatının da taraflarca akdedilen sözleşmede karşılıklı olarak akdedildiği bu itibarla davacının gecikme tazminatı talebinin yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir. Dosya bu hususta hesaplama yapılması için bilirkişiye verilmiş ve bilirkişiler tarafından davacının 275 gün karşılığı gecikme tazminatı talep edebileceği sonucuna varılarak hesaplama yapılmış, yapılan hesaplama sonucundan da davalının hak edişleri mahsup edilerek 80.295,08- TL gecikme cezası hesaplanmıştır. Ancak mahkememizce yapılan incelemede, davalıya verilen sürenin dolmasından 275 gün sonra sözleşmenin feshine karar verildiği görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu