Hukuk Dairesi’nin 20.11.2006 tarih ve 11422-14965, 20.06.2006 tarih ve 2251-9376, 23.03.2006 tarih ve 2215-3162, 16.10.2006 tarih ve 10610-12898 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanunun 1. maddesine ve Uygulama Yönetmeliğinin 2. maddesine göre, Türk vatandaşlarının, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleri öngörülmüştür....
İş Mahkemesinden verilen 27/04/2017 günlü ve 2016/321 E. - 2017/146 K. sayılı karara karşı davalı Kurum avukatı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 14/07/2017 gün ve 2017/1773 E. - 2017/1593 K. sayılı hükmü ile istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Halil İbrahim oğlu, 1957 doğumlu, Döğer Yenimahalle nüfusuna kayıtlı, ... olduğu anlaşılmakla, ... tevkifat listesinde yer alan bilgilerde ise, 1957 doğumlu, Döğer nüfusuna kayıtlı, “...” olduğu görülmekle, Türkiye çapında, nüfus araştırması ve taraması yapılmak suretiyle, “...” adında bir kimse olup olmadığı hususu nüfus müdürlüğünden sorulmalı, gelen yazı cevapları eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01/07/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Tespit) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla birlikte aynı zamanda Lübnan Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, müvekkilinin Türkiye'de ..., Lübnan'da ise ... olarak nüfusa kayıtlı olduğunu ileri sürerek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ... ile Lübnan Cumhuriyeti vatandaşı ...'ın aynı kişiler olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece ...'in Almanya Devleti vatandaşlığına geçtiği fakat ... için aynı durumun sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Açıklanan bu sebeplerle murisin Türk vatandaşı olması sebebiyle olayda Türk Hukuku uygulanacaktır. Dosyada mevcut nüfus kaydına göre murisin resmi nikahlı eşi olduğu anlaşılan Özbekistan Cumhuriyeti uyruklu Bakhtlı Kadırova'nın mirasçılık durumunun araştırılmamış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece murisin ölüm tarihi olan 29/04/2021 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Özbekistan Ülkesi arasında taşınmaz mallara sahip olma ve miras yolu ile iktisap edebilme hususunda karşılıklık olup olmadığı hususu Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünden sorulup araştırılmalı ve gelecek olan yazı cevabına göre bir karar verilmelidir. Bu durumda davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesince verilen kararın esaslı deliller toplanmadan ve delil değerlendirmesi yapılmadan verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nin 353/1- a/6. bendi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tarihinde yürürlükte olan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 6304 sayılı Kanunla değişik 28'nci maddesinin (1.) fıkrası uyarınca; ‘'..doğumla Türk vatandaşı olup da, vatandaşlıktan çıkma izni alanların ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı ergin olmayan çocuklarının, Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve mualen araç ve ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanmaya devam edecekleri.." hükme bağlanmıştır....
Davacılar, 2223 sayılı parsel taşınmazın, 1/4 paylarla Mehmet ve Münevver kızları Hamıkı ..., Zekiye ... ile oğulları Ökkeş ... ve Mehmet ... adlarına kayıtlı olduğunu, ... 2.Asliye hukuk Mahkemesinin 2010/630 Esas, 2011/517 Karar sayılı ilamıyla Hamıkı ve Ökkeş'in gaipliğine karar verildiğini, davacıların, gaip Hamıkı ve Ökkeş'in mirasçıları olduklarını, anne ve babalarından gelen paylarını tescil ettirdiklerini, ancak gaip mirasbırakanlarından gelen miras paylarının tapuda intikalini sağlayamadıklarını ileri sürüp dava konusu taşınmazda gaipliğine karar verilen Hamıkı ... ve Ökkeş ...'in paylarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacılar, dava konusu taşınmazda (1/4) er paydaş Hamıkı ve Ökkeş mirasçısı oldukları iddiasıyla eldeki davayı açmışlardır....
C)İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklar başlıklı 28. maddesinin 1. Fıkrasında "Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoyları, bu maddede belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler....
un doğum tarihini sehven 1931 olarak kayıt altına aldığını, müvekkilesinin babası halen Rize şehrinde yakın akrabaları bulunmakta olup, yıllardır birbirlerini tanımakta ve görmekte olduğunu, müvekkilesinin annesi S.. K.. da 01.07.1898 Hindistan doğumlu olduğunu, Türk Vatandaşlığı Kanununa göre Türk anne ve babadan doğan çocukların doğumla birlikte anne ve babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığına hak kazandığını, müvekkilesi de Türk vatandaşı babası M.. K..'dan dolayı Türk vatandaşı olmak istediğini ve bunun için nüfus kayıtlarının hukukî ve yargısal yoldan düzeltilmesinde menfaati bulunduğunu belirterek, müvekkilesi S.. K..'in babası Türk vatandaşı M.. K..'un nüfus kütüğüne kızı olarak kayıt ve tescilinin yapılmasına, ayrıca babası M.. K..'un ölümünün nüfus kütüğüne kaydedilmesi ve nüfus kaydındaki soy isim ve doğum tarihi ile ilgili kayıtların düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş olup dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Suriye uyruklu müvekkili Hamdia Shıkhı'nin T4 isimli kişi Türk vatandaşı anneden doğması nedeniyle soybağı esasına göre kanunen doğumla kazandığı Türk vatandaşlığını almak için idareye başvurduğu, yapılan başvuru sonucu Mersin Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'nce verilen belgede Türk vatandaşı T4'nin müvekilinin annesi olduğu hususunda Türk mahkemelerinden tespit karar ibraz etmesi gerektiğini, Türk vatandaşı anne T4'nin 02/06/2019 tarihinde Halep'te vefat ettiğini, ancak bu durumun Türk nüfus kayıtlarına işlenmemiş olduğunu, sağ göründüğünü, bu nedenlerle Türk vatandaşı T4'nin ölümünün tespitiyle birlikte müvekkili davacının annesi olduğunun tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 20.11.2006 tarih ve 11422-14965, 20.06.2006 tarih ve 2251-9376, 23.03.2006 tarih ve 2215-3162, 16.10.2006 tarih ve 10610-12898 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanunun 1.maddesine ve Uygulama Yönetmeliğinin 2.maddesine göre, Türk vatandaşlarının, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleri öngörülmüştür....