WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamındaki, nüfus kaydına göre kısıtlı adayının Kastamonu İli, Araç İlçesi nüfusuna kayıtlı bulunması, nüfusa kayıtlı olunan yerin yerleşim yerine karine olduğuna ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılması ve İstanbul Erenköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nin 17.12.2008 tarihli yazısıyla kısıtlı adayının son yerleşim yerinin , ... Sokak, ... Apartmanı, No:43/3 ..., İstanbul adresi olduğunun bildirilmesine göre, uyuşmazlığın, ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Vatandaşlığını kaybettiği 4/12/2008 tarihine kadar olan borçlanma isteğinin kabulüne, 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi talebinin ise yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir. Somut olayda, doğumla Türk vatandaşı olan davacının 22.05.2001 tarihinde izinle Türk vatandaşlığını kaybettiği, 04.12.2008 tarihinde yeniden vatandaşlığa alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Türk vatandaşlığından izinle çıktığı 22.05.2001 tarihine kadar yurt dışında çalıştığı süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken Türk vatandaşı olmadığı 23.05.2001-03.12.2008 tarihleri arasındaki dönemi de kapsar biçimde borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

      Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        , Türk vatandaşlığını kazandıklarında Rusya'da kullandıkları isimlerine uygun Türkçe karakterli Türkiye'de kullanılan isimler olarak nüfusa kaydedildiğini, bu durumun, hem Rus ve hem de Türk vatandaşı olan davacıların Türkiye'den Rusya'ya giriş ve çıkışlarında bir hayli problem oluşturduğunu, beyanla; davacıların Türkiye Cumhuriyet T2nde kayıtlı olan isimlerinde, Rusya nüfusunda kayıtlı bulunan isimlerine uygun şekilde düzeltme yapılarak; T3 davacının isim ve soyisminin IBRAGIM URISHANOV olarak, FATIMA HÜRİŞAN olan davacının isim ve soyisminin FATIMA URISHANOVA olarak, YILDIZ HÜRİŞAN olan müşterek çocuğun isim ve soyisminin YILDIZ URISHANOVA T3 olan müşterek çocuklarının isim ve soyisminin SELIN URISHANOVA olarak DÜZELTİLMESİNE karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

        Türk Medeni Kanunu'nun 282 nci maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Somut olayda davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre, kendisinin Suriye uyruklu olduğu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ...’nın oğlu olduğunu, ...’in Suriye uyruklu 1913 doğumlu ... ile gayri resmi evliliğinden kendisi ve kardeşi ...’in doğduğu, babasının Türk vatandaşı olduğu bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ...’nın kendisinin babası olduğunun tespiti ile buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunun tespitine karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır....

          . … İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Suriye vatandaşı olan davacı tarafından, dedesi Türk vatandaşı olduğundan bahisle Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının ibraz ettiği bilgi ve belgeler çerçevesinde Türk vatandaşı ana ve babanın çocuğu olduğunu kanıtlayamadığı gibi Türk vatandaşı olduğunu iddia ettiği dedesine ait herhangi bir kayda rastlanılmadığı da dikkate alındığında; davacının Türk vatandaşlığına alınma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı Nüfus Müdürlüğü Temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hüküm kısmında “Davacı Abdullatıf ve Fadia’ dan olma 10/06/1983 doğumlu T1 nın babasının Türk Vatandaşı T.C kimlik numaralı T3 olduğunun tespitine” karar verildiğini, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulamasına İlişkin Açıklamanın Ortak Hükümler Bölümünün Vatandaşlık İtilafları başlıklı 2. maddesi “Bir kişinin Türk vatandaşı olup olmadığı konusunda tereddüde düşüldüğü takdirde bu husus Bakanlıktan sorulur. Bakanlıkça ilgili kişinin Türk vatandaşı olup olmadığının tespiti kanun, yönetmelik ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde incelenir ve sonuç ilgili makama bildirilir....

            in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 482/3.maddesi uyarınca 1 ay hapis ve 343 yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Sorgun Sulh Ceza Mahkemesinin 23/07/2007 tarihli ve 2003/192 esas, 2007/336 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içinde yeniden suç işlediğinden bahisle yeniden yapılan yargılama sonucunda, sanığın 765 sayılı Kanun'un 482/3. maddesi uyarınca 1 ay hapis ve 343 yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 03/05/2011 tarihli ve 2011/177 esas, 2011/198 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.01.2015 gün ve 16595 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında; “1- İsmail ve Gülkız oğlu, 1979 doğumlu, Sorgun ilçesi Doğanlı köyü nüfusuna kayıtlı ... hakkında...

              Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin önceki kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, aylığa hak kazanmak için Türk vatandaşı olmaya gerek olmadığı gibi davacının sigortalılık başlangıç tarihinde Türk vatandaşı olduğu anlaşılmakla sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesinin yerinde olduğu ancak davacının Türk vatandaşlığının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 25.maddesinin (ç) bendine göre kaybettirilmesi nedeniyle aynı Kanun'un 29. maddesinde saklı tutulan sosyal güvenlik haklarından yararlanmalarının mümkün olmadığı ve 5901 sayılı Kanun'un 43. maddesine göre Türk vatandaşlığına alınmak için başvurusunun da bulunmadığı anlaşılmakla davacının yurt dışında geçen süreyi borçlanma isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir....

                Türk vatandaşı baba veya anadan evlilik içinde doğan çocuk Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik içinde doğan çocuk, doğumundan itibaren Türk vatandaşlığını kazanır. Türk vatandaşı anadan, yabancı babadan evlilik dışında doğan çocuk, doğumundan itibaren Türk vatandaşlığını kazanır. 04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu