Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Türk asıllı karısı Alman vatandaşı ... ile Türk vatandaşı ... Kaya'yı öldürmeye teşebbüsten sanık ...'nın yapılan yargılanması sonunda: şüpheli hakkında geri verme isteminin kabul edilebilir olduğuna dair (...) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17/06/2008 gün ve 634 D.iş sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi şüpheli müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Türk asıllı Alman vatandaşı olan şüpheli ...'nın, 24.12.2007 tarihinde Almanya ülkesinde kendisi gibi Türk asıllı Alman vatandaşı olan eşi ... ve Türk vatandaşı olan ......

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı müvvekili T1 hem Türk vatandaşı hem de Suriye vatandaşı olduğunu, müvekkilinin TC kimlik numarası ile Mardin ili nüfusuna kayıtlı, anne adının Hamit baba adının Adle, doğum tarihinin 01/01/1952 olarak işlendiğini, Suriye Arap Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığınca düzenlenen nüfus kayıt belgesinde ve doğum belgesinde müvekkilinin 01/01/1955 doğumlu olduğunu, gerçek doğum tarihinin 01/01/1955 olduğunu, bu nedenle TC kimlik numaralı T1, Suriye Arap Cumhuriyeti Kameşli Müdüriyeti, Aşuri K 437 kayıt yeri ve nolu 01/01/1955 Kameşli doğumlu ulusal nolu T1 ile aynı kişi olduğunun tespiti ile Türkiye Nüfus kayıtlarında yanlış yazılan doğum tarihinin 01/01/1955 olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı nüfus idaresi temsilcisi ilk derece mahkemesi duruşmasında özetle; tanık beyanları çelişkilidir, ispatlasınlar şeklinde beyanda bulunmuştur....

    Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olduğundan, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile iddianın ileri sürülüş şekline göre Türk vatandaşı olan davacının Mardin İli Artuklu İlçesi Diyarbakırkapı Mahallesi Cilt No:2, Hane No: 114, BSN: 29 ile ... ve...'dan olma 01.07.1941 Mardin doğumlu olarak 15.07.1941 tarihinde nüfusa tescil edilen ... olduğu, nüfus kaydına göre medeni halinin bekar olduğu, nüfus kaydında hiçbir nüfus olayı olmadığı, aynı hanede kendinden başka anne, babası ve kardeşlerinin kayıtlı olduğu, aynı kişi olduğu ileri sürülen ......

      Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir. c) Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder. Somut olayda, davacı asıl davada hem Lübnan'da hem de Türkiye'de nüfus kaydının bulunduğunu, Lübnan kayıtlarına göre Türk kayıtlarındaki ad, soyad, doğum yeri ve doğum tarihinin değiştirilmesini; birleşen davada ise her iki ülke kaydındaki bilgilerin aynı kişiye ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği, yargılama aşamasında doğum tarihinin değiştirilmesi talebinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Davacının hem Türk vatandaşı hem de Lübnan vatandaşı kimlik bilgilerini kullandığı anlaşılmaktadır. Türk vatandaşı kimlik bilgilerinin Lübnan vatandaşı kimlik bilgilerine uygun olarak düzeltilmesini talep etmektedir....

      özetle; Suriye vatandaşı olan davacının, 29/05/2017 tarihinde Türk vatandaşı olma hakkı da kazandığını, davacının, 06/01/2016 tarihinde Suriye'de Ala Mardini adında bir kadınla evlendiğini ve halen evli olduğunu, ancak bu evliliğin davacının nüfus kaydına işlenmediğini ve bekar olarak göründüğünü, bu yanlışlığın düzeltilmesi için Mezitli T3 başvurduğunu, ancak talebinin reddedildiğini belirterek davacının, eşi Ala Mardini ile evliliğinin tespit edilerek nüfus kaydına işlenmesini talep ve dava etmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/63 Esas sayılı dosya dava dilekçesinde özetle; Aslen İran vatandaşı olan davacının, 26/03/2007 tarihinde ailesinin Türk vatandaşı olması üzerine, o tarihte henüz ergin olmadığından ailesiyle birlikte Türk vatandaşlığını kazandığını, müvekkilinin hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de İran İslam Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olduğunu, asıy soyadının "NAHANİ" olduğunu, Meri mevzuatının uygulanmasına göre, Türk Vatandaşlığına geçiş esnasında yabancıların dilediği isim ve soyadını seçebildiklerini, bu soyadının Türk alfabesindeki harfleri içerdiğini ve kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla yabancı dilde de olabildiğini, müvekkilinin babasının, başvuru esnasında nüfus memurunun Türkçe bir isim ve soyisim seçilmesinin isabetli olacağını belirtmesi üzerine T1 ismini seçtiğini, bu durumda müvekkilinin soyisminin VARDAR olduğunu, müvekkilinin bu soyismi hiçbir şekilde benimsemediğini ve kullanmadığını, çevresince halen NAHANI soyadıyla anıldığını, öncelikle davanın...

      Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/63 Esas sayılı dosya dava dilekçesinde özetle; Aslen İran vatandaşı olan davacının, 26/03/2007 tarihinde ailesinin Türk vatandaşı olması üzerine, o tarihte henüz ergin olmadığından ailesiyle birlikte Türk vatandaşlığını kazandığını, müvekkilinin hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de İran İslam Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olduğunu, asıy soyadının "NAHANİ" olduğunu, Meri mevzuatının uygulanmasına göre, Türk Vatandaşlığına geçiş esnasında yabancıların dilediği isim ve soyadını seçebildiklerini, bu soyadının Türk alfabesindeki harfleri içerdiğini ve kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla yabancı dilde de olabildiğini, müvekkilinin babasının, başvuru esnasında nüfus memurunun Türkçe bir isim ve soyisim seçilmesinin isabetli olacağını belirtmesi üzerine T1 ismini seçtiğini, bu durumda müvekkilinin soyisminin VARDAR olduğunu, müvekkilinin bu soyismi hiçbir şekilde benimsemediğini ve kullanmadığını, çevresince halen NAHANI soyadıyla anıldığını, öncelikle davanın...

      nın davalı kooperatifin kurulduğu 22.06.2004 tarihinden vefat ettiği 03.02.2010 tarihine kadar davalı kooperatifin üyesi olduğunu, babasının ölümünden sonra 19.12.2012 tarihinde Kooperatifler Kanunu'nun 8 ve 14. maddeleri ile kooperatif anasözleşmesinin 9 ve 19. maddeleri uyarınca üye olma isteğini içeren dilekçeyi davalı kooperatife verdiğini, ancak davalı kooperatifin 04.01.2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile haksız olarak üyeliğe başvuru talebinin reddedildiğini ileri sürerek, ilgili kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemiz'in 28.11.2014 tarih ve 2014/2243 E., 2014/7665 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının muris ...'nın tek mirasçısı olduğu, kooperatif ana sözleşmesinin 9.maddesindeki şartlar incelendiğinde davacının Türk vatandaşı olduğu, kooperatifin çalışma bölgesi olan ......

        Osama İsmail isimli Suriye Arap Cumhuriyeti Vatandaşı olan kişinin 07/05/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. İl Göç İdaresi kayıtlarında çocuklar Ahmed İsmail ve Nur İsmail'in baba adının Ösama anne adlarının ise Emel olarak gözüktüğü, doğum yerlerinin Halep olarak yazılı bulunduğu görülmektedir. Davacı ve çocuklar Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmayıp Suriye Arap Cumhuriyeti Vatandaşıdırlar. Davacı ve çocuklar geçici koruma kimlik belgesi ile kendilerine yabancı kimlik numarası verilen Türkiye'de ikamet eden kişilerdir. Davacının 04/05/2016 tarihinde T.C. Kimlik numaralı Nejdet Saçkesen isimli kişi ile evlendiği, bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığını kazanmak için resmi işlemlerinin devam ettiği anlaşılmaktadır....

        İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; ihaleye katılmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilerin EKAP’a kayıt olmasının zorunlu olduğu, EKAP’a kayıtlı olmayan gerçek ve tüzel kişiler adına, EKAP üzerinden ihale dokümanının indirilemeyeceği, ortak girişimlerde ise Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişi ortakların tamamının EKAP’a kayıtlı olmasının gerektiği, …-… İş Ortaklığı’nın özel ortağının EKAP kaydının bulunmadığı, bu sebeple de anılan gerçek kişi ortağın ihalelere katılması mümkün olmadığından anılan iş ortaklığının teklifinin sınır değer hesabına dâhil edilmemesi gerektiği, dolayısıyla sonuç itibarıyla adı geçen isteklinin teklifinin dikkate alınmadan sınır değerin yeniden hesaplanması ve bu aşamadan sonraki ihale işlemlerinin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi yönündeki düzeltici işlem belirlenmesine...

          UYAP Entegrasyonu