"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 14.10.2014 gün ve 1824 Esas, 6255 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacı vekili, ... 8. İcra Müdürlüğü'nün 2009/7460 E. sayılı dosyasında düzenlenen 12.09.2011 tarihli sıra cetvelinde pay ayrılan davalının alacağının her zaman düzenlenmesi mümkün olan bonoya dayandığını, borçlunun icra dairesine gelerek borcu kabul edip takibi kesinleştirmesinin alacağın muvazaalı olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, davalının sıra cetvelinden çıkartılarak payının müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili bankanın alacağından dolayı davalı ...’un maaşına haciz koyduklarını, müvekkili bankanın alacağından önce 1. Sırada ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6981 Esas sayılı dosyasının bulunduğunun bildirildiğini, davalı ...'un müvekkili bankaca kendisine gönderilen 19/11/2014 tarihli ihtarnamelerin akabinde davalı ... ile aralarında göstermelik ve muvazaalı senet düzenlendiğini, alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiş, davalı ... davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğu, ispat yükünün, alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu, alacaklı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve davalı borçlu ile davalı alacaklı arasındaki borç alacak ilişkisinin doğum tarihinin davalı borçlu ile davacı alacaklı arasındaki borç alacak ilişkisinin doğum tarihinden neredeyse bir yıldan fazla bir süre önce başladığı, dolayısıyla davalı borçlunun ileride bir kredi alacağıına ilişkin olarak bir yıldan fazla bir süreden önce bir başkası ile muvazaa ilişki içerisinde kendisini borçlandırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davalı ile dava dışı borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmadığı, icra takibini birlikte başlattıkları, açılan dava üzerine icra takibinin kaldığı yerden sürdürüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, sıra cetvelinin ikinci sırasında yer alan alacağın gerçek bir borç ilişkisi olmadığından iptaline, sıra cetvelinin ikinci sırasına davacı alacağının tesciline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsmı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde davalıya ayrılan paydan öncelikle davacının alacağının ödenmesine karar verilmesi gerekir (kıyasen İİK.m.235/III)....
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....
İİK'nın 140/1. maddesinde icra müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. İİK'nın 355. maddesi uyarınca düzenlenen ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Sıra cetveline itiraz davalarında davalının alacağının gerçek olduğunu ispat etmek zorunda olmasına rağmen, maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davalar genel muvazaa mahiyetinde olup bu davalarda genel ispat kuralları geçerlidir. Bu durumda mahkemece, davanın genel muvazaa davası olarak kabul edilip, ispat yükünün de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerekirken ispat yükünün davalıya yüklenmesi suretiyle sonuca gidilmesi doğru olmamıştır....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü alacağına itiraz edilen alacaklılara ait olup, alacaklıların alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği, davacıların açık muvafakatinin olmadığı sürece tanık dinlenilmesi mümkün olmadığı,davacının tanık dinlenmesine muvafakat etmediğini belirttiğinden dinlenilen tanıkların beyanlarının dikkate alınmadığı, davalı ...’ın borçlu...'ın eşine borç para verdiğine ilişkin savunmasını açıklanan şekilde ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile sıra cetvelinde davalılara isabet eden paydan öncelikle davacıların alacağının ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir....
İcra Hukuk Mah. 2010/1106 Esas sayılı dosyası ile açtığı şikayet davası sonucu şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline şikayetçi alacağının sıra cetvelinde 4. sırada yer verilmesine karar verilmiştir. 21.10.2010 tarihli sıra cetvelinin iptali üzerine 14.08.2013 tarihli sıra cetveli düzenlenerek birleşen davacı alacağı 4. sıraya alınmıştır. Birleşen davacı itirazının 14.08.2013 tarihli sıra cetveline ilişkin olduğu hususu dikkate alınmadan birleşen bu dava ile ilgili olarak da kabul kararı verilmiş ise de, birleşen davacı vekilinin 14.08.2013 tarihli sıra cetveline ilişkin talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaması da doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İtiraz konusu sıra cetveli ... 2....
Kararı, davacılar vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2)Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz istemine gelince; Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Sıra cetveline itiraz davaları kural olarak kendilerine para isabet eden üst sıradaki alacaklılara ya da aynı derecede hacze iştirak edilen diğer alacaklılara karşı açılabilir. Bunlar dışındaki alacaklılara karşı dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar, dava şartıdır. Somut olayda dava dışı borçluya ait araçların satış bedelinden rehinli alacak ödendikten sonra artan satış bedelinin tamamı 1. sıra alacaklısı davalı ...’nin alacaklı olduğu ... 4....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/927 E. sayılı dosya alacaklısına ödenmesine karar verildiğini, sıra cetvelinin hatalı olduğunu, müvekkilinin haczinin ihtiyati haciz olduğu ve 1. sıradaki alacaklıdan önce haciz uygulandığını ve takibin kesinleştiğini, ayrıca sıra cetvelinde müvekkilinden önce gözüken dosyaların muvazaalı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyasının 1. sıraya alınmasını talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan ... vekili, şikayetçinin itiraz ile birlikte muvazaa iddiasında bulunduğunu, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunu, şikayetin usulden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise şikayetçinin takibinin kesinleşmediğini, bu nedenle sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir....