Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı vekili, sıra cetvelinin ilk sırasındaki davalı alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek 08.12.2017 tarihli sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince, davalının sıra cetvelinde yer alan alacağını ispat edemediğinden bahisle davanın kabulü ile davalı alacağının sıra cetvelinden çıkarılmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi, başvurunun esastan reddine karar vermiştir. 1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir....

    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının İİK'nın 100. maddesine dayalı beyan ve itirazlarının sıra cetveline itiraz niteliğinde olmayıp muvazaa niteliğinde olduğu, aynı zamanda tacir olan davacının taşınmaz kaydındaki haciz şerhini görerek, bilerek ipotek tesis ettirdiği, davalının alacağının gerçek bir alacak olup davacının muvazaa iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğu, davanın sıra cetveline itiraz davası niteliğinde olmayıp olumsuz tespit davası niteliğinde bir dava olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin ........2012 tarih ve 2012/4564-2012/6757 E-K sayılı ilamıyla bozulmuştur....

      Somut olayda davacı vekilince, sıra cetvelinin dördüncü sırasında yer alan davalı alacağının muvazaalı olduğu iddia edilerek alacağın esasına itiraz edilmiştir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu, birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Somut olayda davalı alacağı bonoya dayanmakla birlikte, davanın niteliği gereği davalının kıymetli evraktan bağımsız olarak dava dışı ... Tarım şirketinden alacaklı olduğunu, aralarında alacağının dayanağı olan borç ilişkisi bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı borçlu ...a ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1. sırada davalının alacağının, diğer alacaklılardan mal kaçırma maksadıyla ve muvazaa ile oluşturulduğunu ileri sürerek, buna ayrılan sıranın iptali ile müvekkiline ait alacağın bu sıraya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, ispat yükü üzerinde olan davalının takip konusu çeklerden dolayı alacaklı oluğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu, davalının takip, takibin kesinleşmesi ve haciz tarihlerinin daha önce olmasının tek başına yeterli olmayacağı, bononun her zaman düzenlenebilecek nitelikte olduğu, icra dosyasındaki işlemlerin muvazaayı gösterdiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 28.10.2011 tarihli sıra cetvelinde davalıya ödenecek paydan öncelikle davacı alacağının ödenmesine, kalan miktar olursa davalıya ödeme yapılmasına karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

            maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda Mahkemenin ...'nce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklı üzerinde olduğu, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, davalının borçludan olan alacağının varlığını ispata yönelik yeterli delil de ibraz edemediği, sıra cetvelinin düzenlendiği İmamoğlu İcra Müdürlüğünün 2007/580 esas sayılı icra dosyasında takibe dayanak yapılan 05/06/2005 tanzim 15/10/2006 ödeme tarihli bononun miktarı dikkate alındığında davalı tarafın bu bononun kaynağı olan ticari veya hukuki ilişkinin kaynağını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, davalının ekonomik ve sosyal durumu ve bankalara olan borç durumu dikkate alındığında bonolara konu miktarda bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, borçlunun, emekli maaşına alacaklısının davalı olduğu İmamoğlu İcra Müdürlüğünün 2007/580 esas sayılı icra dosyasından kesinti yapılmasına 12/09/2018, 27/07/2018, 31/01/2018 ve 21...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa ve davalı haczinin sonraki tarihli olduğu iddialarına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. İcra Mahkemesince dava konusu edilen sıra cetvelinin bir başka davada iptal edildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 6.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- İcra ve İflas Kanunu’nun 142/II ve 235/III ncü maddelerine göre sıra cetveline itiraz davalarında temyiz süresi 15 gün olup ,mahkeme kararının davacı vekiline 23.02.2011 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz tarihinin 07.03.2011 olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin, temyiz isteminin süreden reddine ilişkin 24.11.2011 tarih 2011/830-2011/2058 E.K. sayılı kararının kaldırılarak, davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir. 2- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....

                  Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Diğer anlatımla, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

                  UYAP Entegrasyonu