ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/732 ESAS 2022/439 KARAR DAVA KONUSU : Sıra Cetvelindeki Sıraya İtiraz KARAR : Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/732 sayılı dosyası ile açılan sıra cetveline itiraz davasında 02/06/2022 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 5. İcra Müdürlüğünün 2019/3898 E....
İcra Müdürlüğünün 2014/2827 Esas sayılı dosyasına gönderilen 34.324,07 TL'nin paylaştırılması için bila tarihli sıra cetvelinin düzenlendiği ve birinci sırada davalı T3 yer verildiği, davalı T3 alacağının muvazaalı olup, geçersiz olduğu ileri sürülerek, muvazaa nedeniyle sıra cetvelinin iptaliyle davalının alacağının sıra cetvelinden çıkartılarak davalıya ödenen bedelin davacının alacaklı olduğu takip dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiş ayrıca da icra dosyasına intikal etmiş 34.324,07 TL bir para ve icra dairesince düzenlenen bila tarihli sıra cetveli bulunmaktadır. İddianın ileri sürülüş biçimi ve yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde; davanın, muvazaa sebebiyle açılan sıra cetveline itiraz davası olduğu anlaşılmaktadır....
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında davacı tarafça, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı ile hareket ettikleri ileri sürülmektedir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, kural olarak, davalı alacaklıdadır. İstisnai durumlarda ispat yükü yer değiştirir."...
Bu durumda mahkemece yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarınca düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmaz.gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın(HUMK'nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu durumda mahkemece, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19. (818 sayılı BK'nın 18 ) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir....
maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundansöz edilemez. Bu durumda mahkemenin Gerger İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26,30 ve 33. (HUMK'nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Bu ilkeye aykırı biçimde davalılar hakkındaki sıra cetvelinin iptali ile davacının alacaklarının davalı alacaklılara ayrılan paylardan ödenmesine şeklinde karar verilmesi doğru olmamış ise de yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İlk derece mahkemesince, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, ispat yükünün davalıda olduğu, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, davalının alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalının yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir....
Şti. vd. aleyhine 01/10/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen 07/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 21/02/2014 tarih ve 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulü veya reddine ilişkin mahkemece verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu karara bağlanmıştır. Bu sebeple, davacıların temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilme olanağı bulunmayan karara ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de konu itibariyle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davacı vekili borçlu ECC. Kimya San. Tic. AŞ.nin yetkilisi olan diğer borçlu ...’ün kendisini ve şirketi borçlandırmak amacıyla arkadaşı olan ... ’a 400.000,-USD tutarında bono verdiğini, daha sonra bu alacağın borçlu şirketin hissedarlarından diğer davalı ...’ya temlik edildiğini ve bedeli paylaşıma konu malların da ucuz fiyatla yine bu şahısların ortak bulunduğu dava dışı ......
Davacı vekili, hem sıraya yönelik şikayet başvurusu; hem de alacağın esasına ilişkin itiraz başvurusu yapmıştır. Sıra cetveline yönelik olarak şikayet ve itirazın bir arada yapılması halinde yapılacak iş, öncelikle şikayetçinin sıraya yönelik talebinin değerlendirilerek daha sonra alacağa ilişkin itirazının değerlendirilmesidir. Somut olayda, mahkeme sıraya ilişkin yeterli araştırma ve inceleme yapmadığı gibi muvazaa sebebiyle alacağına itiraz edilen davalı ... Gıda A.Ş. yönünden davacının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar vermiştir. İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca davalı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığı iddiası ile muvazaa nedenine dayalı açılan sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalıdadır. Davalının bu alacağın varlığını ve miktarını üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikteki delillerle ispatlaması gerekmektedir....