Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-Asıl ve birleşen dava, muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Davacının alacaklı olduğu ... dosyalarında kambiyo senetlerine mahsus yolla 02.03.2007 tarihli ihtiyati hacze dayanılarak yapılan takipte ödeme emri ....03.2007 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Bu takip yolunda İİK'nın 168. maddesi uyarınca ödeme emrine karşı şikayet ve itiraz süresi ... gün, ödeme süresi ... gün olup, ödeme süresi geçmeden kesin haciz (İİK'nın m. 78/....) konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi ... günlük şikayet ve itiraz süresinin geçmesiyle değil, ... günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haciz hüküm ve sonuçlarını doğurur....

    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının muvazaa iddiasının yerinde olmadığı, davacının davasının ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Hem sıraya hem de esasa ilişkin itiraz olması halinde, öncelikle sıraya ilişkin şikayetin incelenmesi ve hüküm fıkrasında da HMK'nın 297. maddesine göre her talep hakkında hüküm kurulması gerekirken bu hususun dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 2-Sıra cetveline itiraz eden davacı tarafın, 1. sırada yer alan davalı alacağının muvazaalı olduğunu iddia ettiğine göre, muvazaa bulunmadığının ispat yükü davalı tarafta olduğu halde ispat yükünün davacı tarafa yükletilmesinde isabet görülmemiştir....

      Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davalarda muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz talebinde, ispat yükü kendisinde bulunan davalı alacaklıların alacaklarının varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadıkları, asıl ve birleşen davalarda sıra cetvelini şikayet talebinde, davacı alacağının işçilik haklarından kaynaklandığı yönünde dosyada delil bulunmadığı, davacının 2012/4507 Esas sayılı takibinin ....05.2012 tarihinde kesinleştiğinin kabulü gerektiği ve 2012/4630 Esas sayılı takibinde haciz tarihinin ....05.2012 olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalılar ... ve ... vekilleri temyiz etmişlerdir. ......

        Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında, davacının iddiası kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasında olduğu için bu tür davalarda muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK'nun 20.maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

        İlk derece mahkemesince, sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun davalı sıfatı olmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi, başvurunun esastan reddine karar vermiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. 1- 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 31 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Diyarbakır İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı Emlak Bankası A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davacı bankanın hacizli alacaklarının sıra cetveline alınmadığı, oysa bunların 4389 sayılı Bakanlar Kanunu' nun 15/10 ncu maddesi uyarınca imtiyazlı olduğu iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. İcra Mahkemesi' nce satış tutarının davacı bankanın da aralarında bulunduğu ipotekli alacaklıların alacaklarını dahi karşılamadığı, davacının hacizlerinin sıra cetveline yazılmamasının sonucu etkileyecek nitelikte bir değişiklik yaratmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olmadığı yine icra Müdürlüğünce İİK'nun 140/1 maddesi kapsamında düzenlenen bir sıra cetvelinin bulunmadığı davacının talebinin TBK'nun 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemi olduğu, genel muvazaa davalarında ispat yükünün muvazaayı iddia eden davacıda olduğu, davacının muvazaa iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil, belge ve tanık bildirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. .../......

              Dava, muvazaa iddiasına dayalı, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Bu davada ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

                maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda .....'ce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....

                  Bu durumda mahkemenin Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarındaki ilkelere göre uyuşmazlığın çözümlenmesi doğru olmamıştır. Zira, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26,30 ve 33. (HUMK'nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....

                    UYAP Entegrasyonu