Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, sıra cetveline itiraz davalarında icra hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem sıraya hem de esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK'nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla İcra Mahkemesi'nde (İİK'nın m.142/son) ileri sürülmelidir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....

      Açıklanan bu durum karşısında ....yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine borçlunun maaş aldığı kurumca bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Buna göre, .....Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın 818 sayılı BK'nın 18. maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa iddiasına dayalı iptal istemi olduğunun kabulü ile, ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, borçlunun maaş aldığı kurumca yapılan sıralamanın İİK'nın 140. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, davanın İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğunun .../... S.3 kabulü ve ispat yükünün davalı alacaklıya yüklenmesi doğru olmamıştır. Yine........

        Aynı sıra cetveline yönelik farklı davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması ve uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimalini de doğurabilecektir. Dairemize, temyiz incelemesi için gönderilen aynı Mahkeme'nin aynı sıra cetveline yönelik 2014/488 E. ve 2014/564 E. sayılı davaların bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, aynı sıra cetveline karşı, aynı mahkemede açılmış yukarıda anılan davaların HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile davaların birleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır....

          Mahkemece, yapılan yargılama sonunda “muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat külfetinin davalıya ait olduğu, ancak davalı vekili tarafından söz konusu borç ilişkisini ispata yarar herhangi bir yazılı belgenin ellerinde bulunmadığının beyan edildiği” gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalı ... yönünden ise davada hasım olarak gösterilemeyecek olması sebebiyle husumetten reddine dair verilen karar, davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz istemleri üzerine, Dairemizce “mahkemece hükmün gerekçe kısmında davalı ...'...

            İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRASISIRA CETVELİNE İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 261 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 264 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı Süleyman vekili dava dışı borçluya elden para verildiğini, borçlunun takip aşamasında sürelerden feragat etmesinin ve müvekkilinin takibe kadar geçen süre için faiz talep etmemesinin muvazaayı kanıtlamayacağını; diğer taraftan davacı haczinin düştüğünü ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Dava; muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Bu davalarda iddia; kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK'nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

              Davacı alacaklı, sıra cetvelinde birinci sırada yer alan alacaklının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek sıra cetveline itiraz davası açmıştır. Muvazaa iddiasıyla açılan sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklının takip konusu alacağının gerçek bir alacak olduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Alacağı temlik edene ileri sürülebilecek tüm def’i ve itirazlar alacağı temlik alana karşı da ileri sürülebileceğinden, davalı ...’un alacağı temlik aldığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi doğru değildir. Mahkemece bu davalıdan alacağın varlık ve geçerliliğine yönelik delilleri sorulup, toplanan tüm deliler birlikte değerlendirilerek, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2007/6848 esas sayılı dosya alacağının sıra cetvelinde birinci sıraya çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın davayı süresinde açmadığını, davalının alacağını usule ve yasaya uygun bir şekilde ...'nden alacaklı olduğu bono ile ispat ettiğini, bahsi geçen Karadağ adlı şirket ile yakınlığının söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın, Dairemizin 2013/4006 esas 2013/4526 karar sayılı ilamı ile "Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü alacağına itiraz edilen alacaklıya düşer. Alacaklı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir....

                  Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı alacaklıların alacaklarının davacı alacağından önce doğmuş olmaları nedeniyle davacı alacağı bakımından muvazaa oluşturamayacakları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem esas ve miktarına, hem de sıraya yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede ( İİK’nın madde142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla İcra Mahkemesinde (İİK’nın madde 142/son) ileri sürülmelidir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu